Sabah uyandığımda, Anna yanımda yoktu. Yataktan çıktım. Mavi şortumu giyip, etrafa göz gezdirdim. Anna evde yoktu. Acil çıkması gerektiğini düşündüm. Mutfağa gidip, çay demledim. Dolabın üzerindeki simiti aldım. Simit yerken, çayımı yudumluyordum. Masadan kakıp, salona yöneldim. Sonra yerdeki giysilerimi toplayıp, duşa girdim...
İşe çıkmak için hazırdım. Kapı zili ötmeye başladı. Kapıyı açtım, bayan Emily kapıda dikilmişti. İçeri davet ettim. Dün çok sinirli olduğunu ve yaptıkları için özür dilediğini söyledi. Mert'in olayını anlattım. Çok üzüldü. Sonra çok mahcup olduğunu tekrar özür dilediğini söyledi.
...
" Daniel kırılmadın değil mi? "
" Hayır, bayan Emily. Ama kız arkadaşıma ayıp oldu. "
" Kız arkadaşın mı? "
" Evet, adı Anna. Sizi tanıştırmak isterken, küfürlerinize maruz kaldık. "
" Bay Daniel dün yanınızda kimse yoktu. Acaba sizi içeride mi bekliyordu bayan Anna? "
Çok şaşırdım. Sinirden görememiş olabileceğini düşündüm. " Evet, içeride bekliyordu. " dedim. İşe geç kalmak üzereydim. Özür dileyerek oradan ayrıldım. Yolda içim içimi yiyordu. Çünkü içime kurt düşmüştü. Kendimi rahatlatmak için. Yakup kafeye gittim.
" Merhaba Yakup abi. "
" Oo! Hoş geldin Daniel. "
" Abi birşey soracam. "
" Buyur koçum, bişey mi var? "
" Yok, sadece geçen buraya geldiğimde neden bana anormalmişim gibi bakıyordun? "
" Yahu aslanım içeri girdiğinde bi sandalye çektin, sonra gidip tam karşısına oturdun, sonra iki kahve istedin, kendi kendine konuşuyordun bizde anlamadık. "
Beynimden vurulmuştum. Çıkıp çiçekçiye, bara, taksiciye; tüm gittiğimiz yerlere gittim. Hepsi aynı şeyi söylüyordu. Son çare randevu gecesi Father's Office deki garsondu.
...
" O gece ne oldu? "
" Bey efendi, o gece yirmi dakika erken geldiniz. Bizde hanımefendiyi bekledik ama gelmedi. Size ' Beklediğiniz biri varmı? ' diye sorduk ' Hayır. ' dediniz. Sonra siz ' Herşey konuştuğumuz gibi olsun.' diyince; programı başlattık. Burdan çıkışta kafanız gitmek üzereydi. Size evinize bırakma teklifinde bulunduk ama siz reddettiniz... "
Ağlamaya başladım. İçimde bir ses yankılanıyordu " Ben şizofrenim! " diye. Büyük bir üzüntü ile oradan ayrıldım. Bir psikologa gittim. Bana çok çalıştığım için bilinç altımın bana oyunlar oynadığını söyledi. Ama ben o teni hissetmiştim. Kokusunu içime çekmiştim. Gözlerinde kaybolmuştum. Bilinç altım bunları nasıl yapabilirdi?
