Rüya görüyordum uzun süreden sonra tekrar görüyordum. Harika bir duyguydu. Önce şuleyle beraber gezdiğimizi gördüm gezdik kafeden kafeye,banktan banka sonra birşey oldu. Bir anda sudeden uzaklaştım elimde silah belirdi evet askere gelmiştim. Operasyondaydık ve vurulmuştum tam sol bacağımın üstünden yürüyemiyordum kalmıştım tek başıma. Bir terörist yaklaştı kürtçe birşeyler söyledi ve silahı doğrultmasıyla beraber bam. Şimdi kendi ölüşümü görmüştüm ama farklı biri gibi öldükten sonra teröristler yandaki kayanın arkasına geçti. Ben ise sudenin yanına geldim birden. Şehit olduğum haberini almış ağlıyordu. Annem perişan halde komşular sakinleştiriyor babamsa bir kenarda sessizce yaşlarını döküyordu. Bir anda başka bir ses duyulmaya başlandı "kalk kalk kallkkk". Evet uyanmıştım çavuş bağırıyordu kalk diye. Kerem yine benden önce kalkmış, neden erken kalkmadın dercesine bakıyordu. Herkes hemen ranza kenarında hazır ol komutuna geçmişti komutan geldi. "Bu gün bir şehit verdik, beyaz tepe karakolunda bizim kaçırdığımız teröristler yüzünden bir asker öldü". Bağırarak "Öldü lan o sizin beceriksizliğiniz yüzünden bir çocuk öldü hemde bıçakla acı çeke çeke öldü lan adam. Kim bilir anası babası ne yapıyor şimdi düşünüyorlar şerefiyle öldü. Ama hayır sizin şerefsizliğiniz yüzünden öldü lan. Bir kızı üzdünüz lan adamın bir karısı birde kızı vardı. Şimdi ne diyecek annesi kızına". Deminkinin aksine şimdi sakin konuşarak "Operasyon var hazırlanın. Eğerki biriniz bir kişi hata yaparsa VURURUM LAN ONU! en azından hatasını kendisi çeker" dedi ve dışarı çıktı. Hepimiz o adamı düşünüyorduk. Özellikle ben sanki gördüğüm rüya gibi ama daha kötüsüydü bu, gerçekti. Çavuşun "koğuş dışarı çık,sıraya gir" demesi ile toparlanıp çıktık. Aracın yanında sıraya girince komutan son bir bakış atıp bize araca bindi. Çavuş ablamış olacak ki "Araç bin" dedi. Araca binince fark ettim Kerem yoktu. Bağırdım "Kerem" Bekir ise "bu gün izinli dinlenecek" dedi. Bekire bakıp "vay be demek sıyrık vurulmaktan daha kötüymüş" dedim ve herkes sırıttı. Araç hareket etmeye başladı bir andadikkatimi çekti araç aynı yoldan gidiyordu çatışma alanına geri gidiyormuşçasına aynı yoldaydık. Tam da çatıştığımız yerde tekrar durduk. Komutan "araç in" dedi ve herkesin atlaması bir oldu. Bu sefer daha çok uyarıcı bir ses tonuyla " dünki pisliğiniz temizlemeye geldik bu sefer gözünüzü dört açın,pusmuşlar." Demesiyle beraber hepimiz ürperdik. Önde mayın tarayıcıyla ilerlemeye başladık. 20 dakika sonra zirvedeydik bile. Ama birşeyler tersti. Sanki sağ tarafımızda birşeyler geziniyor gibiydi. Çalıların arasından biri fırladı. O an ki korku ile adamı çıktığı anda vurdum. Vurmamla beraber patlama yaşandı. Sanki kulaklarım alışmış gibi bu sefer daha az çınlamıştı kulaklarım. Komutan "yaralı varmı?" Diye bağırdı ses yoktu kimse yaralanmamış ama herkesin üstü kana bulanmıştı. Az ileride ise parçalanmış kol bacak kafatası vardı. İlk önce midem kalksa da birşey olmadı. Telsizden anons geldi. "Karabal kartalı 1 burası beyaz tepe patlama sesi duyduk iyimisiniz". Düşünmeden " beyaz tepe burası karabal kartalı 1 zaiyat yok canlı bomba inflak etti" dedim. "Anlaşıldı karabal kartalı 1" diyerek cevap verildi. İlerlemeye devam ettik gakat hiçbirşey yoktu ortalıkta. Dayanamayıp "komutanım tam olarak ne arıyoruz" dedim. Komutan ise "1 şartım var kabul ediyormusun" dedi. Düşünmeden merağıma yenik düşüp "evet" dedim. Komutan ileride birşeyi göstererek "o zaman bunu sen temizleyeceksin". İleride bir asker vardı,üniforması üstünde kana bulanmış şekilde. Şapkası eldivenleri ve silahı yoktu. Yanına vardığımızda "işte bu o şimdi temizleyin onu" dedi naaşı göstererek. Bir anda fark etmiştim rüyamdakiyle aynı yerde ve aynı şekilde ölmüştü bu asker o an silahımı hemen kayanın arkadına doğrulttum. Herkes silahını kaldırdıve komutan sordu "ne oldu açıklayın". Ben "komutanım ses duydum dercesine kayayı işaret ettim ve bekleyin" dedim. Biraz uzaklaşarak sıra kayaların arkasına geçtim gerçekten de iki terörist orada bekliyorlardı birinde çok belli olan yeşil bir fular vardı. Kaçmak için yer ararcasına bakınıyorlardı ikisininde koluna sıktım hemen. Ateş ettiğimi duyunca diğerleri de geldi. Komutan "nereden anladın" dedi. Ben se "rüyamda gördüm komutanım" dedim. Komutansa "rüyalara çok güvenme diyerek yanlarına gitti ve ikisinin de yaralarına silahın namlusuyla bastırdı. Ardından bana dönerek "sağdakini neden vurdun" diye dordu. "Kaçıyordu komutanım" dedim. "O bizden di bir muhbiri vurdun bak yeşil fularlı" dedi. O an anlamıştım yeşil fuları. Diğerinin kafasına sıktıktan sonra yeşil fularlının koluna girip "toplayın şehidimizi gidelim buradan" dedi komutan. Naaşın yanına gittim ve topaldık onu sırtımda taşıyordum şimdi. Kendimi onun yerine koydum dalmış yürürken bir anda bir el sırtımdan yere itti. O anda uyanmıştım etraftan ateş sesleri geliyordu çatışmadaydık. Tanışmadığım bir asker "uyanık kal,bide seni taşımayalım". Ateş açarken "tanışmadık ben yavuz". "Bende emre,şimdi kafana dikkat et" demesiyle yanımdaki taştan mermi sekmesi bir olmuştu. Soldan "bomba" diye ses geldi ve patlama sesi duyuldu. Hemen ardından ateş sesleri kesildi ve bir bağırış "yardım edinnnnn".
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Vazife
Ficción GeneralHayatı zor sanan ve odtü den yeni mezun olan yavuzun askere çağrılarak hayatı tanıması