Hayatımın en güzel doğum gününü geçirdim. Yanımda olamayacak dediğim kişi bile buradaydı. Şimdi oturmuş bizimkilerin yazdığı notları okuyorum. Canlarım benim...
İlk önce Yağmur'un yazdıklarını okumaya başladım. Hayatımda bu kadar mutlu olduğumu hatırlamıyorum. Yaşadığımız her anıyı en ince ayrıntısına kadar yazmış. En ince detayı atlamadan anlatmıştı. En çok güldüğümse otobüs maceramızdı. Ayakta tutunmaya çalışırken küçük bir kızın ayağına basmıştım. Özür dileyip önüme döndüğümde Yağmur gülüyordu. Daha iki dakika geçmeden o da arkasındaki bir kızın ayağına basmıştı. Asıl olay ise kızdan özür dileyeceğine teşekkür etmesiydi. Karta da
"Teşekkür ederim"
Yazmış ve tarih atmıştı. Sıra Gamze'ninkindeydi. O da baştan bu yana olan herşeyi yazmıştı. Bir kartta sadece tarih yazıyordu.
"11 Ekim "
Düşünmeye yormuştu beni ve en sonunda ne olduğunu hatırlamıştım. Biz 11 Ekim'de yakın arkadaş olmuştuk. Yazdıklarını okudukça mutluluğuma mutluluk katılıyordu.
Sıra Eren'inkindeydi. Yavaşça açtım kapağını ve bir kart alıp okumaya başladım.
"Minik prensese"
En baştan beri minik derdi, prenses dememesi için çok diretmiştim ama o yinede her seferinde söylemişti bunu. Yine yüzüm gülmüştü. Ne olursa olsun o ve Enes beni hep mutlu etmişlerdi. Gerektiğinde abi, gerektiğinde arkadaş , dost , sırdaş... En önemlisi de aile. Arkadaş ,dosttan çok aile olmuşlardı. 'Kimsesiz' hissetmedim kendimi ben hiçbir zaman. Yalnız olmadım. Çünkü hep yanımdaydılar. Onlarsız olamazdım ben. 7 milyar insan arasında en güzellerine, en dürüstlerine, en çok sevenlerine rastlamıştım. En çok sevdiğim yönleri de hepsinin birbirine sadık olmasıydı.
Eren'in yazdıklarını okurken gözlerim dolmuştu. Ben onu kurtaramazken, oracıkta bırakmışken o benim için uğraşmıştı. Gözyaşlarım kurumuştu artık. Akmıyordu eskisi gibi. Bitmişti herşey sanki. Çok eskiden olup bitmişti. Nedenini bilmiyorum ama sanırım alıştım.
Bunları kenarıya bırakıp Enes'in yazdığı notları aldım elime. Kartlardan birini elime alıp okumak için açtım ama kart boştu. Birkaç tane daha aldığımda onların da boş olduğunu gördüm. Hepsine tek tek baktım ama hepsi boştu en son farklı renkte bir kart vardı. Onu açıp baktığımda kısa bir not yazıyordu.
Seni anlatacak bir şey bulamadığım için yazmamayı seçtim. Mutlu yıllar ...
En derinden vurmuştu bu. Ve en güzelleriydi. Mutluluk buydu işte. Ufak ama manevi olarak wn büyük değere sahip olandı. En mutlu insandım bugün ben. En mutlu kişi. Ne olursa olsun değiştiremezdi kimse beni. Üzemezdi bugün.
Az sonra kapı açıldı. Gelen Yağmur'du. Selin, Pelin ve Beril de gelmişti ardından da Gamze. Bir şeyler dönüyordu ama şimdi çıkacaktı kokusu.
"Hemen hazırlanıyorsun"
"Yine nereye gidiyoruz"
"Yaz sezonunu kapatmadan denize mi gitsek dedik ve babandan izin aldık o da evet desi yani hadi kalk hazırlan"
"Kimlerle gidiyoruz"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İHANET
Genel KurguAltı güzel insan... Yapılan hataların bazen telafisi olamıyor. Ve sonucunda kötü şeyler doğabiliyor. Yanınızda yaşanan ölümlerin acısını hafifletebilecek insanlar olduğunda bunu daha kolay atlatıyorsunuz. Ve yaşananlar sizi öyle derinden sarsıyor ki...