Bu sabah erkenden uyanmak mecburiyetinde kalmıştım. Çünkü ablamın bekarlığa veda partisi ve düğünü için adalara gidecektik. Hanımefendi zengin koca bulmuş , iyi yere kapak atmıştı anlayacağınız.
Yataktan ayaklarımı dışarıya doğru sallayıp boynumu kıtırdattım. Buna hep İlkay alıştırıyordu beni ah o yok mu o ?
" İlkay kalk kız benim karnım acıktı. Sabahtan beri guruldayıp duruyor bu ! "
Melek oda arkadaşı İlkay'a yakınırken seslenirin ta buraya kadar gelmesi gülümsememe sebep olmuştu.
" Ya kızım her zaman ben mi hazırlayacağım kahvaltı. Bir kerede siz hazırlayın ben yiyeyim ! "
Yüzümdeki gülüşü silmeden ayağa kalkıp ilk önce banyoya daha sonra da mutfağa girdim. Melek İlkay'ı dinlemiş olacak ki kalkmış kendine tost yapıyordu. Gene kendine Müslüman bu kız Allah'ım!
" Günaydın gelinin evde kalmış kız kardeşi "
Küçük tencereye bir bardak yulaf koyup üzerine süt ve birazda su ekleyip ocağa koydum. İşimi görürken Melek'e göz devirmeyi ihmal etmemiştim.
" Ne komiksin bu sabah canım arkadaşım! "
Pişmiş kelle gibi sırıtarak tostunu alıp masaya bıraktı.
Ay bu kız tam dövmelik. İnsan bir gün sağlıklı beslenir. Birde spor eğiticisi olacak başıma haspa.
Kaynayan yulaf ezmemin içine azıcık tarçın atıp ocaktan aldım. Kaseye dökerken ve üzerine dilimlediğim muzu dizerken Melek istifini hiç bozmadan beni seyrediyordu.
" Ne anlıyorsun şu kusmuk gibi olan yiyecekten. Kahvaltımı yapmış oluyorsun güya şimdi? Nerde kahvaltının domatesi , zeytini ,peyniri... Türk'üz kızım biz. Kahvaltılarıyla ünlü olan ülke anladın mı ? "
Yeşil çayımı da alıp masada karşısına oturdum.
" Anladım Melek ! Oradan bakılınca kromozomum eksik gibi falan mı gözüküyorum ? Sağlıklı bir kahvaltı yapamıyor olabilirim ama yulafı seviyorum. Hem ben sana neden günün üç öğünü meyveli soda içiyorsun diye soruyor muyum tövbe tövbe."
Bana cevap vermeden tostundan bir ısırık alarak telefonuna gömüldü. Telefona bakmaktan bir gün gözleri aşağıya akacak diye korkmuyor değildim.
" Günaydın benim gerizekalı arkadaşlarım."
Bu kız bize gerizekalı demekten vazgeçmeyecekti. Bir keresinde hatırlıyorum; Beril'lere gitmiştik toplanıp Rabia teyze sağolsun bize yemek hazırlamıştı hep birlikte yemek yiyorduk. Beril'in babası Necip amca Beril'e bir şey sormuş o da yanlışlıkla ' Ya baba sen geri zekalı mısın ?diye cevap vermiş sonrada kızarıp bozarmıştı.
" Sana da günaydın ileri zekalı arkadaşım."
Herkes yavaş yavaş mutfağa damlıyorlardı.
Biz böyle aramızda konuşurken sanki kış ayındaymışız da hobi olarak sort giyiyor muşuz gibi hissetmemizi sağlayan Şebnem adım attı mutfağa. Üzerinde peluş pijama takımı ve kalın tüylü çoraplarından vardı. Sorun anlaşıldı.
" Ay bana apranax verin a dostlar. "
" Kızım gel otur şuraya aç açına ilaç mı içilirmiş gel sana bir tost yapayım şöyle karışık ve bol mısırlı olanından seversin sen ? "
Önerimi kabul etmemiş olacak ki suratını buruşturup karnını tuta tuta sandalyeye oturdu.
" Ya ne tostu kızım miğdem bulanıyor kusarım şimdi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbim Alabora
ChickLit" Hayatımda kimseden nefret etmediğim kadar senden nefret ediyorum!" Sesinin yettiği kadar bağırdı Şehrazat. Hayatının en büyük şokunu yaşıyordu çünkü. Adam acımasız gözlerini genç kızın gözlerine kenetledi. " Sen yaşaman gereken hiçbir şeyi yaşama...