4. BÖLÜM

38 5 2
                                    

Multi: Rüya ve giydikleri

Sabah akşamdan ayarladığım alarmın sesiyle uyandım. Yatakta doğrulup etrafıma baktım, kızlar hala uyuyorlardı. İki gün oldu buraya geleli ve onlarla çok iyi anlaşıyoruz..

Tabi iki gün önce annem ile yaşadığım savaşı saymazssak

Ses çıkarmadan banyoya gittim elimi yüzümü yıkayıp tekrar odaya geçtim. Kızların ne zaman uyandığını bilmediğim için uyandırıp uyandırmamak arasında gidip geldim. Daha sonra karışmamaya karar verdim.

Hemen kendi dolabımdan bugün giymek için birkaç parça giyisi çıkardım. Banyoya gidip üzerimi değiştirdim. Beyaz bir sıfır kol badi, onun üzerine pembe göbeğimin üstünde duran bir sweat t-shirt ve kot pantolon ile kombinimi tamamladım.

Saçlarıma  dokunmadım zaten kendinden şekilliydi benim bu saçlar onların bu yönünü çok seviyorum :).

Makyaj yapmayı çok sevmem sadece özel günlerde biraz kullanırım. O yüzden şimdi sadece rimel ve biraz parlatıcı kullandım. Aynadan son kez kendime bakıp onay verdikten sonra banyodan çıktım.

İçeriye girdiğimde kızların çoktan uyanmış yataklarını topladıklarını gördüm. Onlarda kapının sesini duyunca bana döndüler.
"Günaydıınn" dedim küçük bir tebessümle onlarda aynı şekilde karşılık verdiler bana.
Güneş ve Liya da kıyafetlerini alıp sırayla banyoda üzerlerini değiştirdiler. Güneş rahat, sportik takılmayı severken Liya tam tersi şıklığa önem vermişti. Ama ikisininde tarzları onlara yakışır cinstendi.

Liya hala saçıyla uğraşıp hazırlanmaya devam ederken biz Güneşle laflıyorduk. Güneş bana Liya hakkında birkaç bilgi verdi. Kendisi biraz sabırsız biri olduğundan Liya'nın bu rahat ve çok çok sabırlı hallerine katlanamıyormuş.

"Bak Rüyacım eğer LİYA ile bir yere gideceksen ona 3-4 saat önceden haber vermelisin. Yoksa...." Güneş lafını kafasına gelen yastık yüzünden yarıda kesmek zorunda kaldı. Liya sahte bir sinirle bize bakıyordu.
"Sizi duyuyorum kızlar arkamdan dedikodumu yapacaksanız bari sessiz sedasız yapın."
Güneş sırıtarak;
"Zaten duyman için söylüyoruz ya, garibim Rüya da benim gibi bir mağdur olmasın diye uyarıyorum sadece ayrıca bu yastığı aynen sana iade ediyorum canım" diyip yastığı Liya'ya fırlattı. Liya tiz bir çığlık attı.

"Ben bu saçlar için ne kadar uğraştım haberin var mı senin şimdi tekrar yapmak zorundayım" dedi ağlamaklı bir sesle biz ise Liya'nın bu haline karınlarımızı tutarak kahkaha atmakla meşguldük.

Güneş ile kendimizi zar zor toplayarak gülmemizi sonlandırdık nihayet Güneş bu kez bana hitaben.
"Ee sınav sonuçları ne oldu hiç söylemedin."
"Aa doğru ya kazanmışım tabiki de hem de ilk onbeşteyim bu yüzden bizimki biraz daha fazla olacak."
"Ayy çok sevindim canım. Bursluluğu hangi şirket veriyor peki"
"Mmm yanlış hatırlamıyorsamm Eroğlu holding yazıyordu herhalde" "vay canına kızım sen resmen yağlı kapıya kapak atmışsın" dedi Güneş.

Liya ise "Ayyy heleki o adam yokmu o adam Barış Eroğlu taş kızım taş hatta meteor hatta.... Meteordan daha büyük taş varmıydı. Herneyse demem o ki adam acayip yakışıklı + zengin + kaslı +....."

" tamam Liyacım tmm ben anladım anlayacağımı" daha sonra biraz durdum sanki bir şey unutmuş gibiydim ama neydi.

Bir anda kafama dank eden şeyle yerimden sıçradım.
"Hiiiii Güneeeeşşş"
Liya ve Güneş bunun üzerine meraklı ve şaşkın gözlerle bana döndüler.
"Ne oldu kızım ödümüzü kopardın yaa" bunu söyleyen Liya'ydı.
"Yaaa bugün toplantı vardı offf ben nasıl unuturum yaa saat kaç kızlar saat kaç" dedim yerimde zıplayarak.
Güneş hemen "11 e 10 var geçmi kaldın?" Diye bir soru yönetti. Saati öğrendiğim an daha da telaşlandım 10 dk m kalmıştı.

"10 dk kızlar 10 dkm kalmıııışş" kızlarda benimle beraber telaşa kapılmıştı. Hemen sporlarımı çıkarıp giydim Güneşin uzattığı çantayı aldım. Yatağımın üzerindeki telefonu da kaptığım gibi çıkacakken biri kolumu tuttu arkama döndüğümde Liya'nın ellerini açmış sessizce bişey mırıldandığını gördüm ben ve Güneş şaşkınlıkla Liya ya bakıyorduk

Güneş "Liya ne yapıyorsun Allah aşkına" dedi. Liya "sus Allah zihin açıklığı versin diye dua ediyorum" dedi ve ellerini indirip yüzüme üfledi. İkimizde anlamaz gözlerle Liya ya bakıyorduk Güneş " Liya bir bırak kızı zaten geç kaldı. Hem seni görende üniversite sınavına giren torununa dua eden teyzelerden sanır" dedi.

Kızların daldığım konuşmasından hemen çıkıp hızla vedalaştım. Direk asansöre yöneldim ama meşguldü daha fazla zaman kaybetmemek için merdivenlere yöneldim. Merdivenleri üçer beşer nasıl indiğimi anlamadan kendimi yurttan dışarı attım.

Koşar adımlarla okula doğru ilerliyordum toplantı okulun toplantı salonunda yapılacaktı. E tabi toplantı salonu olacak bendeki de laf işte. Saate baktım inanmıyorum toplantı başlamıştı. Ne kadar hızlanabilirsem hızlandım çevredekiler deli mi bu dermiş gibi bana bakıyorlardı. Ama şuan onları düşünecek durumda değilim çünkü yetişmem gereken bir toplantı ve alman gereken bir bursluluk vardı.

Okul kapısından girmemle iri bir bedene çarpmam bir oldu. Ben ne olduğunu anlayamadan çocuk arkasını dönmüş bana çatık kaşlarla birşeyler diyordu ama duymamazlıktan geliyordum.  Yere düşen çantama baktım. Çarptığım sırada çantam kolumdan düşmüştü ve herşeyim yere dağılmıştı. O ayı, camış, öküz ise hiç bir şey olmamış gibi çekip gitmişti.

Çantamı toplar toplamaz koşmaya başladım. Binadan içeri girip ikinci kata yöneldim. Arada çarptığım kişilerden özür diliyor yine aynı şekilde devam ediyordum neredeydiki şu lanet olası salon. En sonunda koridorun sonundaki odayı görmemle daha da hızlandım ve odaya ani bir dalış yaptımm.

Bu bölümde biraz hatta baya geç kalmış olabilirim ama geçerli mazeretlerim var arkadaşlar bu arada kitabımı okuyup √otelerini eksik etmeyen herkese teşekkür ederim artık bölümleri daha çabuk atmaya çalışıcam sizleri seviyorum

YORUM VE √OTELERİ UNUTMUYORUZZ :D HİKAYEM HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİNİZİ MERAK EDİYORUM..... :*

SENDEN bAŞKaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin