FATEFUL / KAÇINILMAZ

2.5K 57 2
                                    

FATEFUL / KAÇINILMAZ

Çift:LuKai
Tür:Yaoi,One Shot

Ev boştu ve benim bu nadir bulunan fırsata rağmen elimden gelen tek şey yatağımda yatıp burnumu sümkürdüğüm peçeteleri çöp kutusuna isabet ettirmeye çalışmaktı.Lanet olasıca gribim geçmek bilmiyor,hatta hergün daha da kötü oluyordu.Tanrım,oturmaktan kıçım düzleşti.Artık şuna bir çözüm bulamaz mısın?Lütfen…

Kafamı yeniden yastığa gömdüm ve sıcacık yorganıma iyice sokuldum.Ama lanet olasıca kapı zili bütün rahatımın içine etmişti.
Ben yataktan çıkmamak konusunda oldukça ısrarlıydım ama anlaşılan kapıdaki şahsiyetsizde içeri girmek konusunda ısrarlıydı.Sabır çekerek sıcacık yatağımı terk ettim.
Kapıdaki 32 diş sırıtan yüzü görmemle yeniden kapatma girişiminde bulunmam an içinde gerçekleşti.Ama benden hızlı davranmış büyük elleriyle kapıyı durdurmuştu.

‘’Annen senin için gerçekten endişeleniyor.İşi olduğu için gelip biricik oğluyla ilgilenemeyecekmiş.Rica etti onu kıramazdım.’’
‘’Tanrı Aşkına.Bir bakıcıya ihtiyacım yok,Kai.Kendi kendime idare edebilirim.Git buradan.’’
‘’Sen kendi kendine elektirikli süpürgeyi bile idare edemiyorsun,Lu Han.Nasıl gribi idare edebilirsin ki?Aslına bakarsan annende senin için değil evin durumu için endişeleniyor.Hasta olduğun zaman anormalleştiğini biliyorsun.’’
Cevap vermek için ağzımı açacak oldum ama o benim vereceğim cevabı beklemeden içeri girmişti bile.
‘’Sana güvenemeyeceğimi biliyordum.’’ Yerdeki sümüklü peçeteleri işaret ederken söyledi.
‘’Onları bilerek atmadım.Çöp kutusuna isabet ettirmeye çalışıyordum.’’
‘’Tabii.Kesin öyledir.’’

Derin bir iç çektim ve televizyonun önüne kurulmuş Kai’nin yanına oturdum.
‘’Uyumalısın,Lu Han.Dinlenmen gerekiyor.Bir şeye ihtiyacın olursa seslen yeter.’’
‘’İstemiyorum.Bütün uykumu kaçırdın.’’
‘’Seni sürükleyerek yatağa götürmemi istemiyorsan git ve bir an önce uyu.Sürekli başına iş açıyorsun ve sana bakmak zorunda olan hep benim.’’
‘’İstemiyorsan yapmazsın!Kim dedi ki sana yap diye?’’
‘’Hastayken halüsinasyon gördüğünü biliyorsun.Seni yalnız bırakmak akıl karı değil.’’
‘’Artık görmüyorum tamam mı?Böyle söylenmeye devam edeceksen defolup gidebilirsin.’’

Ayağa kalktıktan hemen sonra Kai’nin bacağına tekme atıp odama yürüdüm.Hastayken asabileştiğimi biliyordum ama insanların sanki her şey benim suçummuş gibi söylenmesi sinir katsayımı tavana çıkarıyordu.Zaten şu aralar fazlasıyla hassasım en azından biraz anlayışlı olamazlar mı?

Yorganı boynuma kadar çekip,kafamı yeniden yastığa gömdüm.Lanet olsun,uyumak istemiyorum.Bu çok sıkıcı!

||||Kai’nin Bakış Açısı||||

Maç izlemeye o kadar dalmıştım ki Luhan’ın attığı çığlıklarla ancak kendime gelebildim.Elimdeki kumandayı kanepeye atıp,odasına koştum.

Kapıyı açtığımda anlından terler boşalıyor, dehşet içinde bir şeyler anlatmaya çalışıyordu.
‘’JongIn orada!GELİYOR!GELİYOR!BENİ ÖLDÜRECEK.JONGIN DURDUR ONU.’’

Yanıbaşına oturup kafasını gögsüme bastırdım.
‘’Orda hiçbir şey yok,bebeğim.Hayal görüyorsun.Hayaller insanlara zarar veremezler.Sakinleş.’’
‘’HAYIR!O HAYAL DEĞİL.GELİYOR.TANRIM.ÇOK KORKUNÇ.JONGIN DURDUR ONU,LÜTFEN.’’

Luhan hıçkıra hıçkıra ağlayıp kafasını gögsüme daha çok saklamaya devam ediyordu.Korkudan ağlamaya başlamıştım.2.defa aynı şey oluyordu ve ben ona hiçbir şekilde yardım edemiyordum.

‘’Luhan bana ne gördüğünü söyle.Tam olarak ne görüyorsun?Seni neden korkutuyor?’’
‘’JONGIN!YANINDA OTURUYOR!JONGIN BANA BAKIYOR!GİTMEYECEK.BENİ ÖLDÜRECEK!’’
‘’Luhan,sakinleş.Onu göndereceğim.Yemin ederim onu göndereceğim.Bana sadece ne gördüğünü söyle,olur mu?Ne görüyorsun?Neye benziyor?’’
‘’Kapşonlu siyah bir pelerin giyiyor ve gözleri parlıyor.Çok, çok beyaz gözleri var.JONGIN O SÜREKLİ GÜLÜYOR VE BANA BAKIYOR.BENİ ÖLDÜRECEK.BENİ ÖLDÜRECEK!’’
‘’Luhan ,onu nasıl gönderebileceğimi biliyor musun?’’
‘’Be-be-be-ben bilmiyorum o geliyor ve sonra geri gidiyor.’’
‘’Sakın ona bakma tamam mı?Seni kucağıma alacağım ama ona bakmayacaksın.SAKIN!Anladın mı beni?’’
Kafasını defalarca salladı ve bende olmayan yaratıktan kaçmak üzere Luhan’ı kucağıma aldım.Banyoya geldiğimizde Luhan’ı küvete yerleştirmiş soğuk suyu üzerine tutmaya başlamıştım.
‘’Luhan,o hala burada mı?’’
‘’Kapıda JongIn.Hala bana bakıyor.İçeri gelmiyor.Orada…. bana gülüyor.’’
Elimle gözlerini sıkıca kapattım ve suyu üzerine tutmaya devam ettim.Ne zaman ateşi 41’i bulsa aynı şey oluyordu.Annesi daha önce hiç böyle bir olay yaşamadığını söylemişti ve Luhan’da kendine geldikten sonra ne gördüğünü hatırlamıyor hatta öyle bir şey gördüğünü inkar etmeye devam ediyordu.
‘’Şimdi nerede?’’ Fısıldadım.
Kafasını kapıya çevirdi ve iki yana salladı.
‘’Burada değil.Gitmiş.’’

Gülümsedim ve kollarından tutup onu yeniden kucağıma aldım.Kıyafetlerini çıkarmadığım için odaya varana kadar yer yeri sırılsıklam etmişti.Nazikçe yatağa oturttuktan sonra temiz kıyafetler çıkartıp giyinmesine yardım ettim.
Yatağına yatırıp yorganı üzerine örtmüştüm ve sonrasında anlını öpüp odadan çıkmak için girişimde bulundum.Ama bir çift el kolumu sıkıca yakalamış kendine çekmeye başlamıştı.
‘’Gelirse yeniden beni çağırırsın.’’
‘’HAYIR!YANLIZ KALMAK İSTEMİYORUM!O GELECEK.YENİDEN GELECEK.BEN YANLIZKEN GELİYOR.’’
‘’Luhan ateşin düştü o bir daha gelmeyecek.’’
‘’HAYIR!GELECEK!’’
Gözlerimi devirip,iç çektim.Hastayken tıpkı bir çocuk gibiydi.Onu çok seviyordum.Gerçekten çok fazla.Kimse farkında değildi ama o benim sevgilimdi.Sevgililerin yaptığı her şeyi yapıyorduk ama aynı zamanda en iyi arkadaşmış gibi davranmaya devam ediyorduk.Bundan nefret ediyordum.Ama daha çok nefret ettiğim bir şey varsa o da iyileştikten sonra halüsinasyon gördüğünü inkar edip suçu bana atıyor olmasıydı.Sırf bu yüzden Luhan’a bakıcılık yapmak istemiyordum.Adeta sabrımı sınıyor,halüsinasyon görenin ben olduğumu delirdiğimi söyleyip duruyordu.Aslında onu kameraya çekmeli kendine geldiğinde de izletmeliydim.

…….
Dur bir dakika.Lanet olsun.Tanrım,bu çok mantıklı.Cebimden telefonumu çıkartıp kamerayı açtım.
‘’Luhan-ah…Bana neden yanında kalmamı istediğini söyle.’’
‘’Be-ben zaten söylemiştim.’’ Saçlarını karıştırıp burnunu çekti.
‘’Bir daha söylemeni istiyorum.’’
‘’Çünkü o geri gelecek....Be-be-ben o geldiğinde yalnız olmak istemiyorum.’’
‘’Kimden bahsediyorsun,kim gelecek?’’
‘’O kadın…Kapşonlu gözleri parlayan kadın…Beni öldürmek için geri gelecek..Ben ben korkuyorum.’’
Sırıttım ve Luhan’ın yanına yatıp kamerayı yukarı kaldırdım.
‘’Tamam.Anladım.Yanında kalmamı istiyorsun çünkü ondan korkuyorsun,değil mi?’’
Kafasını sallayıp yeniden burnunu çekti.Tanrım o çok tatlı.
‘’Luhan-ah…Sen JongIn’i seviyor musun?’’

Normalde Luhan hiçbir zaman sevgili olduğumuzu kabul etmez beni sevdiğini itiraf etmezdi.Eğer ona bugün bunu söyletebilirsem bana ait olduğunu tamamen kanıtlayabilirim demekti.
Kafamı Luhan’a çeviridiğimde meraklı gözlerle gözlerime bakmaya devam ediyordu.
‘’Neyi bekliyorsun?JongIn’i seviyor musun,sevmiyor musun?’’
Bir süre sonra,Luhan hala cevap vermiyordu.
‘’Madem beni sevmiyorsun seninle uyumayacağım.’’ Yataktan kalkarken söyledim.Bu bir blöftü.İşin sonunda onunla uyumam için yalvaracak ve bana engel olacaktı.
‘’Seni sevdiğimi duymayı bu kadar çok mu istiyorsun?’’
Bir anda öksürmeye başladım ve elimdeki telefon yere düştü.
‘’Tanrı aşkına beni böyle korkutmaktan vazgeç.Madem kendine geldin,söylemen gerekirdi.Ah Tanrım!’’
Sesi normal Luhan’ın sesine dönmüştü.O ince masum sesten eser kalmamıştı.Elimi kalbime götürmüş sakinleşmesini bekliyordum.Gülmemek için kendini tutuyordu ama sonunda dayanamayıp kahkaha attı.
‘’Beni bu kadar çok mu seviyorsun?’’
‘’Hayır!Sevmiyorum,hemde hiç! Hey,yoksa sen?Hepsi numara değildi,değil mi?Gerçekten halüsinasyon gördün değil mi?’’
‘’Halüsinasyon mu?Ben mi?Ah!Tanrım.Ben halüsinasyon görmem,Kai.’’
Yumruğumu şiddetle yere vurup küfrettim.Telefon yere düşüp parçalara ayrıldığı için videoyu kaydedememiştim.
‘’Tanrı senin cezanı versin,Luhan.Umarım o siyah kapşonlu kadın bir kez daha gelir ve seni öldürür.’’
Ayağa kalkıp kapıya yürüdüm.Peşimden koşuyordu.
‘’Hey!Özür Dilerim.Evet,kötü bir şakaydı ama gerçekten eğlenceliydi.İtiraf et.’’
‘’HAYIR!HİÇ EĞLENCELİ DEĞİLDİ!NE KADAR KORKTUĞUMU BİLMİYORSUN,SENİ SALAK!’’
‘’Beni çok seviyorsun.’’ Kafasını gögsüme gömüp sırıttı.
Suratımı acıyla buruşturdum.
‘’Evet,lanet olsun bu doğru!Seni olması gerekenden çok fazla seviyorum ve sonunda acıyı çeken hep ben oluyorum.’’

Suratımdaki anlamsız yaşları umursamadım.Sinirden ağlamaya başlamıştım.Kollarını belime dolayıp yeniden yatağa sürükledi.
‘’Özür dilerim.Sadece canım çok sıkılıyordu ve eğlenceli olabileceğini düşünmüştüm.Ama kendimi affettireceğim,söz veriyorum.’’
Belime doladığı ellerini ittirmeye çalıştım ama o ısrarla geri dolamaya devam ediyordu.
‘’Bu defa çok ileri gittin,Luhan.Ne yaparsan yap seni affetmeyeceğim.’’

Anlamsız bakışlar atmaya başlamıştı.
‘’Ne var?’’ Bağırdım.
Gözlerini kısıp beni yatağa çekti ve sağ bacağını bacaklarım arasına yerleştirip kollarını boynuma doladı.Dudaklarımı şiddetle öpüyor her saniye öpücüğünü biraz daha derinleştiriyordu.
Karşılık vermemek için elimden geleni yaptım ama elini tshirtümün altından içeri ittirdiğinde yapacak hiçbir şeyim kalmamıştı.
Ona karşı gelmek benim için binlerce kapşonlu kadını geri göndermekten daha zordu.

SON

FATEFUL / KAÇINILMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin