"Aşka uyanmak bir gencin en acı dolu deneyimidir"
Zorla evlendirilen bir çiftten aşık olmaları bekleniyor... Ancak onlar önce aşkı öğrenmeli.
Derin her duyguyu aşkla bağdaştırırken,
Poyraz aşkın ona uğramayacak kadar yüce olduğunu düşünüyor.
Ancak...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Kalk artık."
Genç kız duyduğu sesin ardından göz kapaklarını aralarken, kalın perdeler yüzünden odanın karanlık olduğunu fark etti. Bakışlarını koyu yeşil, pamuklu perdelerle buluştururken sinsice gülümsedi.
Maalesef ışık bugün uykumla arama giremeyeceksin!
Sinsi gülümsemesi masumlaşırken huzurla tekrar gözlerini kapadı.
"Hadi Derin." Ve tekrar seslenmişti Ertan Bey kızına. Genç kız kaşlarını çattı.
Uykulu sesiyle "Tamam baba!" diyerek uykusuyla olan ilişkisini kesti. "Biz beraber olamazdık zaten. Farklı dünyaların insanıyız." Bakışlarını yatağına dikerek bu sefer gerçekten uyandı(!)
Uyanmak... Çoğu gencin nefretle yerine getirdiği bir eylemdi. Hele uyandıran tahammül edemediğiniz bir kişi ise daha da kötü oluyordu.
Yatağından kalkıp, yerdeki eşyalara takılmamaya çalışarak yürürken -ya da kanguru misali zıplarken- sonunda banyoya ulaşarak aynadaki aksine bakmaya çalıştı. Fakat hâlâ netleşmeyen görüntü buna engel olmakta ısrarlıydı.
Seni pis bulanıklık çekil gözümün önünden. Karşımdaki afeti göremiyorum!
Gözlerini ovuşturdu. Sabah saçmalamasının ardından yüzünü yıkayarak fazlasıyla dağınık olan topuzunu açtı ve tekrar yaptı. Sıkı olan topuzu kaşlarını kaldırıp, gözlerini çekikleştirmişti.
Aynadaki aksine bakmayı bırakıp banyodan çıktığında direk odasının kapısına yöneldi. Ahşap, koyu renkli merdivenlere ayaklarını sertçe vurarak indi.
"Her sabah defalarca seni çağırmak zorunda mıyım?" Mutfağa ulaştığında Erkan Bey'in bakışlarını tabağından çekmeden sorduğu soru, Derin'in alayla gülümsemesinin nedeniydi.
"Böyle bir zorunluluğun olmadığını her sabah söylemek zorunda mıyım?" Aynı tonlamayla verilen cevap Erkan Bey'i sinirlendirmişti.
"Okula geç kalmaman için yapıyorum." Kız bakışlarını saate yöneltti. Büyüyen gözleriyle,
"Okula geç kalmamam için mi üç saat önce kaldırıyorsun?" dedi.
"Siz kadınlar geç hazırlanıyorsunuz. Anca olur diye düşündüm." dediğinde babası umursamazca, sadece gözlerini devirdi. Hâlâ onun süslenmeyi sevmediğini öğrenemeyen, kendisini tanıyamayan babasıydı işte. Ne bekliyordu ki.
Kafasını sağa sola sallayarak huysuzluğunu biraz olsun uzaklaştırmaya çalıştı ve masaya doğru ilerledi.
Yüzünü buruşturarak sofraya baktı ve sertçe sandalyeye oturdu. Yinede Erkan Bey onun ilgi çekme çabalarını boşa çıkardı ve o da sadece poposunun acımasıyla kalakaldı.
Manya, meyve suyunu önüne getirdiğinde gözlerini devirdi.
