VELİAHT MAFYA

1.BÖLÜM

     Büşra'nın ağzından;

    'Pencereden sızan rahatsız edici güneş ışıklarıyla gözlerimi açtım. Aşağıdan mis gibi kokular geliyordu. Elimi yüzümü yıkayıp dün aldığım nar çiçeği , mini elbisemi giydim. Gayet spor, bir o kadarda şık, vücudumu saran ,kalın askılı, kimsenin gözünü üzerimden alamayacağı elbisemi... Siyah topuklularımı ayağıma geçirdim ve gösterişli makyaj masamın pufuna oturdum. Zaten güzel olduğum için, eyeliner ve rimel ikilisini kullandım, parlatıcımı da sürdükten sonra makyajımı tamamladım. Ve ağır ağır merdivenlerden inmeye başladım. Beyaz ve morun hakim olduğu mutfağa girdiğimde herkesin bahçede olduğunu  gördüm ve bahçeye çıktım. Gazete okuyan babamı ve kahve içen annemi öptükten sonra sandalyeme geçtim.''   

            -Büşra,üçüncü masa!  

      Hasan amcanın verdiği tepsiyi alıp, üçüncü masaya doğru ilerledim. İşe yeni başladığım için, masaları sayarak ilerlerken az önceki hayalimi düşünüyordum.Benim hayallerim başkalarının gerçekleriydi. Neyse tepsidekileri rannnerlerinin üzerine bıraktım. Şarap rengi, vücuduna yapışan, ona tam bir sürtük imajı veren elbisesinin içinde ki kadın, adamın ağzına düşmek üzereydi. 

             -Başka bir isteğiniz var mı? diye sordum.

            -Göz zevkimi bozmadan önce defolup gitmen dışında başka bir isteğim yok tatlııım! 

           -Nasıl yani? Ne demek istiyorsunuz?  

      Yanında ki adam ona uyarıcı bir ses tonuyla ''Ceyda' dedi, net bir biçimde. 

    Tepsiyi alırken, adının Ceyda olduğunu öğrendiğim kadının kahve fincanını bir anda çekmesiyle, kahve üzerine döküldü. Bu yetmezmiş gibi birde cırtlak sesiyle ağzını yaya yaya ;

          -Yaaa Savaş, aşkım! Ne yaptığını görmüyor musun ?En sevdiğim elbisemi mahvetti gerizekalı. Kendini satsan veremezsin parasını kızım...

           -Özür dilerim. Çok özür dilerim. 

          -Abartma Ceyda!   

         -Peki tamam. O zaman senin en sevdiğim açık mavi gömleğini giyeceğim. Esmer tenimi ortaya çıkaran gömleğin o çünkü ,dedi. Dudaklarını büzerek.

   Ben bu arada yere düşmüş kahve fincanının kırılmış parçalarını topluyordum. Parçalardan biri elime batınca' Ah!' diye bir inleme kaçtı ağzımdan. Cengiz koşarak yanıma geldi.

       - İyi misin Büşra?

      - İyiyim tamam Cengiz. Cam battı o kadar.

     - Tamam sen elini yıka da gel. Buraları ben hallederim sen merak etme .

   Bu dediğine hafif tebessüm edip, kafamı olumlu anlamda salladım. Koşar adımlarla kızlar tuvaletine girdim. Kesiğe soğuk su tuttum. Kanaması geçince de biraz pamuk bastırıp yara bandı yapıştırdım. Bu sırada ne  göz yaşlarıma  da hakim olabildim ne de birinin beni izlediğinden haberdardım.    

              Savaş'ın ağzından; 

(2 gün önce)

  Babamın beni apar topar şirkete çağırmasıyla evden çıktım. Şirkete varınca babamın  odasının olduğu kata çıktım. Siyah kapıya yöneldim. Kapıyı tıklattıktan sonra Gell! sesi gelince içeri girdim. İki siyah deri koltuktan sağ taraftakine oturdum. 

        -Evet baba , bu  acele ne? Beni neden çağırdın? 

       -Lafı dolandırmadan söyleyeceğim oğlum. Bu işlerden elimi ayağımı çekeceğim. Bu şirket ve benim unvanımda artık senin. Ama bir şartım var.

       -Her şey iyi güzel hoşta, şart nedir?

      -Helal süt emmiş, güzel,iyi niyetli,seni seven bir kızla evleneceksin.

      - Evlilik ve ben? Ah baba şakanın sırası değil.

       - Şaka yapmıyorum Savaş!Bu konuşma burada bitti şimdi çıkabilirsin.

 bir şey diyemeden odadan çıktım.Şimdi babamın kriterlerine göre bir kız bulma zamanı.  

(Şimdiki zaman)  

Ceyda nın yoğun isteği üzerine bir cafeye gelmiştik. Babamın istediği bir kız arayıp bulmalıydım Bu arada garsondan iki sade kahve istedim. Kahveyi getiren kıza baktığımda fena değil  diye geçirdim içimden. O sırada Ceyda nın üstüne kahve dökülmesiyle kızın nasıl şaşırıp özür dilemeye başladığını gördüm. Aslında onun bir suçu yoktu. Ama Ceyda yine yapacağını yapmıştı işte. Yerdeki kırıkları toplarken elinin kesildiğini gören bir adam yanına gelip parmağına dokundu ve adını söyledi .Demek adı Büşra haa. Güzel isim. Neyse sonra Büşra elinde ki kanı temizlemek için lavaboya gitti ve arkasından  gidip onu izledim. Ağlıyordu. İçimden 'işte tam da aradığım masum kız ' diye geçirdim...