Zeynep'den
Ben çığlık attığımda Eylül de çığlık atmıştı. Ve ben daha fazla kendimi tutamayacağımı anlayınca bir kahkaha patlattım. Sonra bizimkiler -yani Bukre ve Şebnem- ellerini çekti. Eylül etrafa mal mal baktı ilk başta sonra elimi tutup Zeynep hadi gidelim deyip koşturmaya başladı. Ama ben hala gülüyordum. Eylül sonunda arkasına bakmayı akıl etti ve sonradan olayı çaktı. Ve ben ne yapıyorum suan biliyor musunuz? Hâlâ gülüyorum. Eylül bana tripli bir bakış atıp yürümeye başladı. Bukre ve Şebnem gülmeyi kesip yüzlerindeki sırıtışla yürümeye başladı. Ve ben hâlâ ne yapıyorum biliyor musunuz? Anırıyorum jsfgs. Yerlerdeyim şuan. Ve beni Şebnem sürükleyerek götürüyor. Ve ben... hala gülüyorum. Ancak sınıfa geldiğimde susmayı başardım. Zaten sonrada öğretmen geldi ve ders Matematik. MATEMATİK. MA-TE-MA-TİK. Başka söze gerek yok sanırım. Hoca hemen konuya dalınca bende gariban bir şekilde hocayı dinlemeye başladım.
40 dk mucize bir şekilde geçti ve teneffüs. En sevdiğim! Ben hiç bizimkileri takmayıp kantine girdim. Daldım yani. Anladınız siz. Ulan daha yeni zil çaldı ne ara doldu böyle bea. Deyip homurdanmaya başladım. En öndeki kişiye-Arkadaşım yıllık erzak felan mı alıyon ? Bu ne açlık böyle? Diyerek bağırdım. Arkasını döndü gözlerini devirip karşılık verdi sadece. Ve sonra da yanımdan hızla geçip bizim masamıza oturdu. Neey! Bizim masamıza mı oturdu? Sırayı felan umursamayıp uçtum hemen oturduğu yere.
-Kalk lan burası bizim masamız!
-Tapuladınız mı ?
-Ciddi misin? Ve şimdi 3. sınıf bebeleri gibi ben evet diyeceğim ve sende hadi göster o zaman mı diyeceksin ?
Diyerek sırıttım.-Hayır. Şimdi ben seninle laf yarıştırmayacağım ve sen burdan gideceksin.
-Ha korktum diyosun?
-Hayır ben öyle demedim ama sen öyle duyduysan bişey diyemem. Deyip sırıttı.
-Yalnız ben duyduğumu değil o sözlerden ne anladıysam onu söylerim o yüzden artık beni uğraştırma da kalk masamızdan.
-Deminden beri masamız diyosun da tek sen varsın burada ama bak benim arkadaşlarım yanımda. Deyip 3 lü grubu gösterdi.
-İnan benim arkadaşlarımda birazdan burada olur ama artık kalksan bi zahmet.
-Arkadaşların gelince konuşuruz bu konuyu ama dur onlar gelince de birşey değişmez. Deyip güldü.
Bende sırıttım çünkü benim grup geliyordu.-Peki o zaman biz bi konuşalım.
Deyip tek kaşımı kaldırdım. Evet bu özelliğimi bende seviyorum. Beş-z grubu yaklaşırken -gerçi şuan ben olmadığım için beş oldular- bay salağın grubunun ağzının suyu aktı. Evet grubumuzdaki kızlar güzel -ben hariç-.-Beyler bir sorun mu var?
-Yo n-ne sorunu olacakta dimi? Dedi bay salağın grubundan birisi.
-Ha o zaman kalkın siz.
Dedim sırıtarak.-Kalkmıyoruz lan.
Dedi Bay Salak. Peki. Sabrım taşmış mıydı? Kesinlikle. Döver miydim? Tabiki. Şimdi mi? Herhalde yani. O zaman camon babyy. Dedim kendi kendime vee... Bay Salağın 'malum' yerine geçirdim tekmemi. Öne doğru eğilirken sırtına dizimi geçirdim. Tam gidip canım arkadaşlarıma yardım edecekken -çünkü onlarda ben kavgayı başlattığım için kavgaya girişmiş taş çıcıkları dövüyolardı- kolumu biri tuttu. Sizce kim? Evet doğru Bay Salak. Kolumu çevirip arkaya doladı. Ama acıyor muydu? Tabiki hayır. Çünkü ben plastik kızım. Yani elastik. Amaan her neyse işte. Diğer kolumu unutmuştu bende hemen böğrüne geçirdim yumruğumu. Kaldı öylece Bay Salak.
Size bir tavsiye : Grup olarak dövüş kursuna gidiyoruz ve çok pis dövüşürüz. O yüzden bize bulaşmayınız cezası 70 TL dir. Ne diyom ben lan. Neyse.
Tabiki meraklı halkım toplanmıştı ama öğretmen çağırmamıştı. Bizimkileri toplayıp gidecektim ki yine... Bay Salak değildi bu sefer. Bir kız. Saçımı çekmeye başladı. En zayıf bölgem maalesef ki. Eylül de bunu bildiğinden o da hemen kızın saçlarına yapıştı. Ve müdürün sesi tüm okulu doldurdu. Dırırırım.-Zeynep!
Hay sıçtım şimdi. Kavga hemen sonlandı. Şebnem sarışın bi çocuğun omzundaydı ve saçlarını çekiyordu muhtemelen. Bukre kahverengi saçlı meteor bi çocuğun bacağını tutmuş yukarı kaldırmış Eylül'ü zaten biliyorsunuz. Bay Salak yerde kıvranıyordu. Müdür yanıma geldi gözlerinden ateş fışkırıyordu.-Zeynep hemen Batuhan dan özür dileyip yerden kaldır!
Öyle bir bağırdı ki...
-Tamam hocam.
Müdürün yanında benim sesim kedi miyavlaması gibi çıkmıştı. Bay Salak'ın yanına gittim yerden kaldırdım ve fısıldayarak kulağına özür diledim.-Zeynep grubunla beraber odama gelin 10 dk sonra.
Hay ananın. Bay Salak sırıttı. Bende ona öldürücü bakışlarımı atıp bi sandalyeye oturdum. Müdür gittikten sonra-Kızım siz niye karışıyonuz ki bok mu var? Bak şimdi sizinde başınız belaya girdi!
-Zeynep sen orada kavga ederken biz napalım öyle mal mal duralım mı? Dedi Şebnem.
-Hem en fazla ne olur ki ? Dedi bu seferde Eylül
-Okuldan atılırız canlarım bu sefer son uyarımızdı. Dedim
-Hassiktir... Doğru lan. Ama şikayetçi olmazlarsa bir şey olmaz ki. Dedi Bukre muhteşem zekasını kullanarak. Aslında doğru söylüyordu. Ama ben Bay Salak' a yalvaramam.
-Neyse gidelim hadi.
Müdürün kapısının önüne gelene kadar şikayetçi olmasınlar diye yalvarmam için dil döktüler ama ben tabiki de yalvarmadım. Prensip meselesi. Müdürün odasına girdik ve hocanın ne diyeceğini bekledik. Ve sonunda konuştu.-Biliyorsunuz ki bu son uyarı ve okuldan atılacaksınız.
Gözlerim doldu çünkü sinirliydim. Bu ne soğukkanlılık. Kapı çaldı. Ve içeri biri girdi ben bakmadım kim girdiyse artık umurumda değildi ve konuşmaya başladım.-Salih Hocam okuldan atın ama sadece beni atın. Bunların bi suçu yok olayı ben başlattım.
-Zeynep bir dur da Batuhanı dinleyelim.
WTF?? Batuhan mı? Hemen gözlerimi ona çevirdim ilk başta sırıtıyordu ben ona döndüğümde ama sonra kaşlarını çattı. Gözlerimi hemen silip gözlerine baktım. O nasıl bir gözdür Allah'ım. Onu hiç süzmediğim aklıma gelince süzdüm hemen baştan aşağı ve baya yakışıklıydı. Beğendin sanırım çocuğu he Zeynep yakışıklı prensin olabilir mi ?
-Yok artık saçmalama!
-Kim saçmalamasın? Dedi Batuhan.
-Dışımdan mı söyledim ben? Dedim telaşla.
-Evet. Yoksa şizofren misin? Dedi sırıtırken.
-Çocuklar ben varım. Dedi müdür otoriter bir sesle. Kapı tekrardan çaldı. Batunun grubu içeri geçti. Sarışın çocuk
-Hocam biz kızlardan şikayetçi değiliz.
Dediğinde benim halim istediği oyuncak alınan bir çocuğun sevinci gibiydi. Çocuk bana göz kırptı ve Müdüre baktı. Bende hemen gözlerimi Müdüre çevirdim.-İyi tamam bu seferlik bir şey olmayacak ama bir daha olursa affetmem.
-Tamam hocam. Deyip gülümsedim. Çıktık odadan.
Bukre
-Kızlar. Dedi
-Efendim. Dedik hep bir ağızdan.
-Grup sarılmasıı! Dediği an hepimiz kollarımızı birbirine kenetleyip kafalarımızı aynı yöne getirip çığlık attık. Bu bizim en sevinçli anlarımızda yaptığımız şeydi. Batuhan'ın grubu bize "ne yapıyolar bunlar mk?" Bakışı attıklarında kahkaha attım. Ve sarışın çocuğun yanına gidip teşekkür ettim.
-Ben Zeynep. Bu Bukre bu Şebnem bu da Eylül. Dedim
-Memnun oldum. Ben Eren şu salak Tolga bu Emre Batu'yu da zaten biliyorsunuz. Deyip güldü. Bende gülümsedim. Ama hâlâ elimi tutuyordu. Ve baya güçlü tutuyordu.
-Ee biraz daha elimi sıkarsan sanırım çatlayacak. Deyip gülümsedim.
-Ha? Hı elim ben onu alayım o zaman.
Dediğinde Batuhan kahkaha atmaya başladı. Saatime baktım dersin bitmesine 20 dk vardı. Oh be matematikten de yırttık. Kantine girdik yeniden ve biz masamıza otururken onlarda yan masamıza oturdu.
-Batu?
-Efendim?
-Im şey... Ben kıymetline biraz güçlü vurmuş olabilirim yani özür dilerim.
-Sorun değil. Ama sende nasıl bi kızsın? Kız demeye bin şahit lazım.
Deyip sırıttı.
Homurdanarak önüme döndüm. Bizimkiler onun grubuyla konuşurken Eylül'ün telefonuna bir mesaj geldi ve Eylül renkten renge girdi.
-Ne oldu kanka?
-Bunu sana anlatmam lazım şimdi.
-Neyi. Açıkla hemen dinliyorum.
Eylül karşımda oturduğundan hemen yanıma geldi ve anlatmaya başladı. Dedikleri karşısında şok oldum
-Nee! Ne diyosun sen Eylül? Emin misin? Diye bağırdımEvet bu bölümü de böylece bitirmiş olduk gençler. Multide Zeynep var :*
Sizce kim mesaj gönderdi ?
Acaba ne yazıyor?
Kafamda deli sorular :D
Neyse bol bol vote ve yorumlarınızı bekliyorum.