shameless | cashton

1 / watch out lil faggot /

"Bil bakalım kim bir hafta yetecek ot buldu?" Michael coşkuyla bağırarak Calum'la kaldıkları odanın kapısını gürültüyle açtı. Esmer çocuğu ortalarda göremeyince kaşlarını çattı. Omuzlarını silkip sigarasını yaktı ve camı açmak üzere yataklarının oradan geçiyordu ki Calum'ın yatağının üzerindeki açık dergiyi fark etti. Kaşlarını şaşkınlıkla havalandırdı ancak derginin içeriğini görünce kaşlarını çattı. "Hay sikeyim." sigarasını diğer eline alarak simsiyah olan saçlarını kabarttı ve eğilip derginin sayfalarını karıştırdı.

Bu ancak bir eşcinselin sahip olmak isteyeceği türden, her sayfasında çıplak erkeklerin poz verdiği bir dergiydi. Michael kafasını kaldırıp etrafına bakındı. Tuvaletin kapısı açılıp Calum içeriden çıktığındaysa dergiyi bir kenara fırlatarak onu görmemiş gibi yaptı. Calum abisini görünce saçlarını düzeltip kıyafetlerini çekiştirdi. Neredeyse iş başındayken yakalanmış gibi hissediyordu.

"Hey." dedi gergince ve içeri yürüyerek kendini ranzaya bıraktı. Michael sigarasını ona uzattı ve ranzanın üst katına tırmandı. "Bir hafta yetecek ot buldum."

"İşte bu yüzden favori Gallagher'ımsın." Calum beşlik çakmak üzere elini havaya kaldırdı ve Michael gülerek ona karşılık verdi. "Kimden aldım demiştin?"

"Uh," Michael birazcık aşağı sarktı. "Milkovich'lerden. Mandy onu fen çalıştırdım diye abisinin otlarından aşırdı." omuzlarını silkti. Bu onlar için normaldi.

Calum kafasını iki yana salladı. "Hey onlardan uzak dursan iyi olur. Şu Ashton ve yarım kafalı ucube Milkovichler sorun olabilir."

Michael, Calum'ın Mandy'nin diğer abilerinden bahsettiğini anlamıştı. "Uh Tanrı korusun." diye inledi.

Calum erkenden uyuyakalmıştı ancak Michael uyanıktı ve son sigarasını içine çekerken Calum'ın gay olup olmadığını düşünüyordu. Bugüne kadar kız arkadaşı olmamıştı ve tanrı aşkına orduya girmek istiyordu.

Amerikada deli veya eşcinsel değilsen orduya katılmak istemezsin. Bu kadar basit. 

Bundan emin olmak için bir plan yaptı. Calum'ı Mandy'e götürecekti.

"Haydi, eğlenceli olacak, söz veriyorum." Michael Calum'ı kolundan çekiştirerek iki katlı evin önüne kadar getirdi. Calum sinirle kolunu çekerek siyah tişörtünü düzeltti.

"Milkovichlere gelmektense fazladan mesaiye kalarak eve 50 dolar daha götürebilirdim Michael!"

Michael gözlerini devirdi. "Bırak şimdi. Mandy trigonometriyi anlamıyormuş, ee, yardımcı olabileceğini düşündüm. Otları boşuna vermedi ya!" Michael göz kırparak esmer çocuğu kapıya itti zili çaldı ve koşarak uzaklaşırken bağırdı. "İyi eğlenceler asker!"

Calum yorgunlukla gözlerini devirdi ve kapının açılmasını bekledi.

Kapı sanki kırılmak istenircesine şiddetle açıldığında önde iki işe yaramaz aptal çıktı ve Calum'ın omzuna çarparak arabaya ilerlediler.

Sonraysa Calum onu gördü.

Altın sarısında kıvırcık saçlarını, onları geriye doğru ittiren kırmızı bandanasını, kollarını kestiği tişörtünü ve kaslı kollarını, her an suratını dağıtabilirmiş gibi bakan elalarını, terli suratını ve ince pembe dudaklarını.

Ashton Milkovich'den etkilenmemek Calum için imkansızın tanımıydı. Ashton herkesten nefret ederdi, herkes de bunu bilirdi ancak Calum onu ne zaman görse böyle oluyordu.

Ashton kapıda dikilen yanık tenli çocuğu görünce gözlerini kısarak ona baktı. Yanından gidecekken omzuna sertçe çarptı. "Dikkat et küçük ibne." Ela gözlü çocuğun sinirle tısladığını duyunca Calum utanmış bir şekilde arkasını döndü. Ashton'ın dudağının köşesi kibirle kıvrıldı ve göz kırptıktan hemen sonra arabaya yürümeye devam etti.

Calum arkasından sırıtmaya devam ederken Mandy'nin sesi onu hayata çevirdi. "İçeri gel Asyalı."