Multimedia Serdar Doğan
Arkadaşlar kusura bakmayın bölümler geç geliyo biliyorum elimde fırsat oldukça yazıyorum emin olun kısa bi bölüm ve fazla olay yok bi dahaki bölümde telafi edicem ... Söz.
Tenefüs zili çaldıktan birkaç saniye sonra tuvaletin kapısı itilmeye çalışıldı.
"Hey! kapıyı açarmısınız işim biraz acelede."
" Bizde burda tıkılı kaldık hademeye falan haber ver lütfen arkadaşım çok kötü durumda. "
"Ta-tamam bekleyin geliyorum."
Duvarın dibine çökmüş Defne'ye sarılarak oturuyordum ki bi dakikadan az bi süre sonra kapıdan kilit sesleti geliyordu.
"Defne kalk bak çıkıcaz hadi. "
Onu zar zor kaldırdıktan sonra kapıya doğru yürütmeye çalıştım. Kızın ağlamaktan ayakta durucak gücü kalmamıştı . Kapının önüne geldiğimizde kapı geri doğru açıldı. Kıza ve hademeye teşekkür edip Defne'yle dışarı bahçeye çıktık. Bir banka oturduk yüzünü ellerimin arasına aldım ve
"Defnee, kuzum derin nefes al bak dışarıdayız artık. Hem ben o kapıyı kilitleyeni bulmazsam neyim bak görürsün. "
"Tamam Eylem ya iyiyim . Senide korkuttum galiba özür dilerim."
Deyip başını eğdi yere, bende baş ve işaret parmağımla çenesinden kavrayım tekrar kaldırdım başını.
"Kızım delimisin neye özür diliyosun. Ben bulucam o iti ama gerçekten ciddiyim bu konuda. "
Gülümsedi ve susmaya devam ettik hemen çektim kendime ve sarıldım ona.
"DEFNE! "
Çıkan DEFNE sesiyle sesin geldiği yöne döndük ve kızgın boğa misali yaklaşan Serdar'ı gördük .
"Nerdeydiniz siz bütün ders bekledim. "
Defne yanımdan kalkıp Serdar'a sarıldı. Daha rahatlamış gibiydi - E normaldir seni daha bugün tanıdı . - biliyorum zaten aptal iç ses . Defne tekrar ağlamaya başlayınca az önceki mırıltılar onun olayı anlatmış olduğunun kanıtıydı.
"Kim yapar lan bunu. Gel müdürün yanına gidiyoruz" diyerek Defne'yi çekiştirdi banada" Eylem sende geliyosun hadi " dedi ve peşine takıldım. -Çocuk senin kaslarını yesinler-
Şu iç sesimden bıktığım kadar hiç bişeyden bıkmadım. Müdürün odasına geldiğimizde. Serdar kapıyı tıklattı ve içeriden ses gelmesini beklemeden içeri girdi.
"Serdar?"
"Hocam bi şikayetle geldik. "
"Oturun bi önce. "Üçümüzede teker teker bakmıştı .
"Hocam Defne'yi biliyosunuz... Birisi Defne'yle Eylem'i okulun tuvaletindeyken kilitlemiş kameralara bakmanızı isteyebilirmiyim sizden. "
"Birinin kilitlediğinden emin misiniz?"
"Hocam kapı dışardan kendisi mi kapandı sizce?"
"Gelin bakalım benle." Güvenlik klübesi olduğunu tahmin ettiğim yere götürüyordu bizi . İçeri girdik ve müdür olayı anlatarak kameraları açtırdı . O saate geldiğimizde önce kendi girişimizi izledik ve iki dakika geçmeden çocuğun teki gelmiş ve kapıyı kilitlemişti. Görevli
"Bu çocuğu tanıyor musunuz?"diye sorunca Defne'yle aynı anda. " Ben tanımıyorum, ya sen?" demiştik . Sonra birbirimize bakıp gülümsedik .
"Tamam çocuklar bulucaz biz merak etmeyin sınıfınıza gidebilirsiniz . "
"Teşekkürler " deyip yanlarından ayrıldık ." Dersi falan boşverip dışardan çantaları aldığımız gibi Defne'yle okuldan dışarı çıktık.
Denizin yanında bi kafeye oturduk. Defne çantasında bişeyler karıştırmıştı. Biraz sonra çıkardığı sigara paketi kısa çaplı bi şok geçirmeme sebep oldu. Defne gibi birinin sigara içme olasılığı ne biliyim bi tavşanın balık öldürmeye çalışması kadar garip gelmişti. Tamam kısa zamandır tanıyordum ama güler yüzlü çıtı pıtı bi kızdan bunu beklememiştim.
"İçermisin?" Deyip banada uzattı paketi. Peki ben içermiydim.
Evet içerdim, bi ara tek tük içmiştim hastaneye yatmadan önce hastanede içirtmemişlerdi tabi babam bilmiyodu içitiğimi annemle abim gibi. Uzanıp dalı aldım ve iki dudağımın arasına koyup tek elimi masanın altında bacaklarımın arasına yerleştirdim benim gibi Defne de sigarasını dudağına yerleştirdikten sonra çakmağınıda paketin içinden çıkartıp sigarasını yaktı ve bana uzattı çakmağı aldım ve tek seferde yaktım sigaramı .
Uzun zaman olmuştu içmeyeli. Ama içime çekmeyi unutmamıştım ki ilk dumanda boğazımdan aşağı inen pürüzlü duman genzimi yakmıştı ve anlık bi baş dönmesi.
Bunun olucağını tahmin etmiştim tabi. Defne de farketmiş olucakki .
"Ne zamandır içmiyosun?" Diye sordu.
"Baya oldu hatırlamıyorum." demiştim . 'Anladım' anlamında başını aşağı yukarı bir defa sallamıştı .
Sigaramız bitene kadar konuşmamıştık sigarasını söndürdürken. "Sence kim olabilir? " diye bir soru yöneltmişti bana." Bi fikrim yok" diyebilmiştim. "Sence?"
"Benimde yok malesef. Bulunmasını beklicez başka çare yok."
Başka konu bulamayınca sustuk birkaç dakika sonra ise sessizliği bozan Defne oldu ve
" Okulu nasıl buldun " demişti. Yerimde biraz kıpırdandım ve konuşmaya başladım.
" Açık konuşmak gerekirse... güzel bi okul ama içindekiler için aynı şeyi söyleyemicem. "
" Diğer okulları bilemem ama bizim okulun öğrencileri abaza gibi bişey şimdiden haberin olsun. Yani benimde açık konuşmam gerekirse gözüne kestirdiklerini yatağa atma çabaları var denk gelmişsindir. Yani en azından görmüşsündür. Hepsi için aynı şeyi söyleyemem tabi ama çoğu kasıntı, kibirli, çapkın aynı zamanda sapık akılları belaltı çalışan benimki daha büyük diye gezen tiplerdir."
Yüzüm limon yemiş gibi ekşirken.
" ıyyyk" diyebildim sadece, ne kadar berbat bi yere düşmüştüm ben böyle.Biraz daha konuştuk ve Defne'yle aynı takımı tuttuğumuz, aynı renk uyumlarını sevdiğimiz, aynı tarz müziklerden hoşlandığımız ortaya çıktı. Biz sohbete dalmışken bi anda masaya dayanan elleri farkettik .
Defneyle kafamızı kaldırıp baktığımızda bunun Serdar olduğunu gördük. Yanımızdaki sandalyeyi çekip oturdu.
"Başka bi yere gidelim mi? " ikimize sormuştu bu soruyu ve gözleri bi yere sabitlenmişti. Gözlerini takip edip baktığı yere başımı çevirince Serdar'ın göz hapsine aldığı kişinin Poyraz olduğunu gördüm birbirlerine düşmanmış gibi bakıyorlardı. Poyraz ne zamandan beri orda oturuyordu hiç dikkat etmemiştim.
Onlarla aynı ortamda bulunmak istemediğimden " Gidelim." Demiştim ve Defne'ye dönmüştüm ondanda bir cevap bekliyordum. O da gidelim deyince ayaklandık ve yola koyulduk.
" Nereye gidiyoruz. " deyince Serdar siz karar verin dedi Ben hemen ortaya "LUNAPARK." fikrini atınca. İkiside bana 5 yaşındaki birine bakar gibi bakmışlardı. "Neee " demiştim ki
" Gidelim mi? " Serdar Defne'den izin alırcasına sormuştu ona.
" Bayadır gitmemiştim bende iyi olur." Demişti veee lunaparkın yolunu tuttuk .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadist Aşkı
Genç KurguBabasının tayini üzerine başka bir şehire taşınırken babasının ölümü ile gittiği yerde sürekli başını belaya sokan ve başı beladan ayrılmayan , önceden Sadist tehşisi konulmuş ve bunu hala tamamen atlatamamış Eylem SİREN 'in hikayesi ve daha fazlası.