"Beni öpmekten bile korkuyorsun."
"Seni öyle bir öperim ki Calum, adını bile unutursun."
✿
Gallagher ailesiyle tanışın! Calum, Michael, Fiona, Debby, Carl ve Frank Gallagher! Kendi başlarının çaresine bakmaya çalışan 5 çocuk ve bir alkolik baba.
Ca...
"Ashton," kel kafalı müdür yardımcısı sinirle iç çekti ve parmağını bukleli sarışına doğrulttu. "Başka herhangi bir bok dinlemeyeceğim ve sen de doğruca okul kütüphanesini düzenlemeye ineceksin."
Okul tuvaletinde sigara içerken yakalandığı için ceza almıştı. Yine.
"Madem ceza aldım, hepinizi sikeyim." Ashton orta parmağını havaya kaldırarak odadan çıktı ve cezasını bitirmek için kütüphaneye indi.
Açıkçası ceza alana kadar okulda bir kütüphane olduğunu bile bilmiyordu.
Ashton bu boğucu yere adımını attığı an yüzünü buruşturdu. Sessizlik onun için korkunç bir ses gibiydi.
Yüzünü buruşturdu ve etrafına baktı. Bomboştu. İlerleyerek görevlinin yanına gitti. "Ceza mı?" diye sordu siyahi kadın hayattan bezmiş bir tavırla. Ashton da en az onun kadar bıkkındı. Burnunu kaşıyarak kafasını salladı.
"Üçüncü koridordaki tarih kitapları düzenlenecek. Alfabetik sıraya göre."
"Yerinde olsam kelimelerime dikkat ederdim genç adam, zira bir haftanı daha burada geçirmek istiyorsan bilemem fakat..."
Ashton kadının tamamlamasına izin vermedi, "Tamam, tamam anladım."
Omuzlarını silkerek üçüncü koridora yürüdü. Birkaç inek ödev yapıyordu. İnsanlara dikkat etmeyerek işini yapacaktı ki yanık tenli, gür saçlı çocuk görüş açısına girdi. Gözlerini kısıp birkaç dakika onu dikizledi.
Kırmızı kareli gömlek giyiyordu, altındaysa her zamanki siyah dar pantolonlarından vardı. Ashton onu ne zaman bu pantolonlar içerisinde görse kendinden şüphe ediyordu. Bu esmerin kaslı bacakları ve dar pantolonu içerisindeki kalçası, kasıkları, kısacası her şeyi ona daha çekici geliyordu. Kızlardan sıkılmış olabilir miydi? Yoksa o böyle mi doğmuştu?
Calum sonunda fark edip Ashton'a baktığında Ashton yaslandığı kitaplıktan sırtını çekti ve kitaplarla ilgileniyormuş gibi davranmaya başladı.
Arkasında bir beden hissedince içinden küfretti. Ashton, o büyüleyici çocuk buradayken işini yapamazdı. Calum onun için başlı başına dikkat dağıtıcı bir neon lamba gibiydi.
