Robin , eskimis ayakkabılarına dogru egildi. Ne kadar giymek istemese de baska ayakkabisi yoktu. Bu ayakkabilarda o kadar kötü sayilmazdi. Ayagina zorlukla geçirdi. Tekrar dogrularak kapinin kilidini açti. Dükkana gitmesi gerekiyordu. Zaten yeterince geç kalmisti. Aceleyle eskimis dizlerine kadar uzanan paltosunu giydi. Son olarak sapkasini da takarak evden çikti. Evden çikar çikmaz yüzüne soguk hava çarpmisti. Bu nedenle kaldirimda daha hizli yürümeye karar verdi. Robin , sürekli yere bakarak yürürdü. İnsanlarla göz temasi kurmaktan pek hoslanmazdi. Yürüdükten biraz sonra yerde ezilmis bir kaç meyve gördü. Manavin önünde oldugunu anladi. Dükanna gitmesine az kalmisti . Sekizde orda olmasi gerekiyordu. Aslinda pek geç kalmazdi. Ustasi onu azarlayacagindan emindi. Dükkanin tabelasini gördügünde gülümsedi . Ve tekrar yere bakarak yürümeye basladi . İçeriye girdiginde oyuncaklara büyülenmis gibi bakan bir kaç çocuk gördü. Saat daha erkendi . Çocuklarin bu saatte burada olmasi onu biraz sasirtmisti . Ama onlari umursamadan tezgaha dogru yürüdü. Ustasinin yüzüne bakmadan arka tarafa geçip paltosunu ve sapkasini asti . Önlügü üzerine geçirdi. Aslinda bir oyuncakçida önlük giymeyi ne kadar saçma bulsada ustasina bir sey diyemiyordu. Tekrar ön tarafa geçmek için yürüdügünde ustasinin kizgin bakislariyla karsilasti . Gözlerini kaçirarak onu kurtarabilecek bir insan aradi. Azar isitmek istemiyordu. Tam o sirada kuklalarin arasinda gezinen on sekiz yaslarýnda bir kiz gördü. Kosar adimlarla ustasinin yanindan geçerek kizin yanina gitti. Kizin en çok saçi dikkatini çekmisti . Siyah saçli olmasina ragmen saçlarinin uçlarinda mavi ve mor tutamlar vardi. Üzerinde ise ayak bileklerine kadar uzanan beyaz bir elbise ve kot ceket vardi. Kizin yanina gittiginde ona " ne tür bir hediye bakmistiniz ? " diye sordu . Sesi baya kisik çikmisti . Kiz ona anlamadigini belirten bakislar attiginda Robin daha yüksek bir sesle " Nasil bir hediye baktin ? " diye sordu kiz bu sefer gülümseyerek karsilik verdi. Robin sasirmisti . Kiz onun bu anlamayan bakislari karsisinda kendini tutamadi ve kahkahalarla gülmeye basladi . Biraz sonra bogazini temizleyerek " bakiyorum sadece. Hem kendime birsey bakmis olamaz miyim ? " diye sordugunda Robin daha fazla uzatmak istemeyerek tekrarladi . " tamam, ne istiyorsun? " dedi. Kiz " sadece bakiyorum dedim ya . Pesimden gelme. " diyerek onu tersledi. Robin iyice sinir olmustu. Normalde hiç konusmayan Robin sinirlenince kimsenin susturamadigi birisi olurdu. Bu da o durumlardan biriydi. Robin dayanamayarak " pesinden falan gelmiyorum. Hem burasi benim dükkanim . İstegim yerde dururum. " dedi. Kiz onu duymamis gibi davranarak kuklalarin arasindan uzaklasarak oyuncak arabalarin oldugu tarafa geldi. Kiz bir seyleri elleyip biraktikca Robin daha çok sinir oluyor ve arkasindan gidip onlari tekrar düzletiyordu. Kiz en sonunda pelus oyuncaklarin bulundugu yerde durdugunda Robin derin bir nefes aldi . Sonunda bir sey seçebilmisti. Kiz elini bir pandaya uzatarak onu aldi. Yumusakligini kontrol etmek için hafifçe dokundu . Daha sonra pandayi kucagina alarak ona sarilmaya ve döndürmeye basladi . Robin çok sasirmisti . Bu kiz aptal gibi davraniyordu. Saskinliktan agzi açik kalmisti. Kiz çok geçmeden pandayla konusmaya basladi . " seni eve götürdügümde çok mutlu olacagina eminim , hem bu bunaltici yerden de kurtulmus olursun . " diyerek pandayi tekrar kucakladi . Robin daha fazla dayanamayarak " bence bu aptal kizla daha fazla bunalirsin. " diyerek alayla gülümsedi. Kiz arkasini döndü ve ona dil çikardi . Kasaya dogru yürümeye basladi . Ustasida buna baya sasirmisti . Robin'i hiç bu kadar konuskan görmemisti. Kiz parayi yasli adama uzatti . Ve hoplaya ziplaya dükkandan çikti. Robin kiz çikar çikmaz kahkaha atmaya basladi . Dükkandaki çocuklar bile ona bakmaya baslamisti . Bunu anlayinca eski sessizligine geri döndü. Bugün yeterince konusmustu zaten. Kizin bir daha gelip gelmeyecegini merak ediyordu. Çok saçma olabilirdi ama onu bir daha görmeyi çok isterdi .