Yiğit'in ağzından:
Emre'ye son bir yumruk attıktan sonra bodyguardlar arabasına bindirdiler.
Mert beni bir yere oturttu. Arkamdan kafama vurdu. Bir anda kendime geldim.
-Kendindeysen hadi ben burayı toplayım sen kızlara bak.
Başımla onaylayarak bara girdim. Merdivenlerin sonuna geldiğimde oturduğumuz masaya baktım, kimse yoktu. Etrafta gözlerimi gezdirdim, Ezgi'yi görünce hemen yanına gittim.
-Ezgi.
Ezgi kafasını çevirip sorarcasına baktı.
-Eslem nerede?
-Bilmiyorum.
-Nasıl bilmiyorsun? Özgür senin yanında olduğunu söyledi.
-Evet benim yanımdaydı sonra ben arkadaşlarımın yanına gittim. O da masa da kaldı.
Bu kız niye bu kadar sorumsuz olmak zorundaydı? Ezgi'ye sinirli bakışlarımı gönderdikten sonra Eslem'i aramaya koyuldum ama bu kalabalıkta hiç de kolay değildi. Etrafa bakındım bakındım en sonunda barın o tarafa bakarken Eslem'i görür gibi oldum. Bu ışıkta da tam belli olmuyordu ki. Biraz daha yaklaştım, iyicene baktım. Eslemdi ama bu kız niye böyle dengesiz dengesiz yürüyordu. Çarpmadığı insan kalmamıştı. Sağa doğru düşecekti ki dengesini sağladı bu sefer sola doğru düşecekti yine dengesini sağladı. Niye böyle yürüyordu? İçki içmiş olmasın? Yok ya Eslem öyle bir şey yapmaz. Bu arada merdivenlerin başına gelmişti. Ben de yanına gitmeye çalışıyordum. Tam basamağa adımını atarken yine dengesi bozuldu. Hemen koşup yakaladım. Bu haliyle yürüyemezdi. Omzuma atıp ,merdivenlerden çıktım. Bardan çıktığımda arabanın yanına gittim. Kapıyı açıp Eslem'i bindirdim. Şoför koltuğuna geçip Eslem'in emniyet kemerini takıp kendi emniyet kemerimi de taktım ve Eslem'e bakmaya başladım. Halen aynıydı. O masum, saf yüzü küçük bir kız çocuğunu anımsatıyordu. Bundan sonra bırakmayacaktım. Ne olursa olsun her an yanından ayrılmayacaktım. Zaten nasıl ayrı durabilirdim ki? Arabayı çalıştırıp yola koyuldum. Bir yandan da bu kız niye böyleydi? Ne içmişti? Benim alkollü alanda durmak istemediğimi bile bile niye böyle bir şey yapmışlardı? Hepsinin hesabını yarın Özgür ,Mert ve Ezgi'ye soracaktım. Önümde ki araba ani fren yapınca ben de frene bastım. Arkadan korna basılınca Eslem bir anda irkildi. Etrafına baktıktan sonra bana döndü. Bende gülümsedim,o bu sefer kahkaha attı. Bu kız normal değildi, kesinlikle bir şey içmişti. Ben yoluma devam ederken o da bana tuhaf tuhaf bakmaya başladı.
-Çok mu yakışıklıyım?
-Yooo. Senden yakışıklı birisini tanıyorum.
-Kimmiş?
-Şu an karşında duruyor.
-Sen misin?
-Tabi baksana şu tipe.
Burnunu sıkıştırınca yüzünü buruşturup parmağımı ıstırdı. Acımamıştı ama acımış numarası yapsam bir şey kaybetmezdim değil mi?
-Aaa çok acıdı.
-Acısın diye yaptım zaten burnumu sıkıştıranlardan hiç hoşlanmam.
-Benden hoşlanıyorsun yani.
-Olabilir olmayabilir de pengoiş.
-Pengoiş ne?
-Sen.
-Ben mi ?Anlamı ne?
-Penguenimin ismi.
-Benim bildiğim penguenler kutuplar da yaşar.