" tamam kabul ediyorum. Bulacağım. Ama şimdilik gidin. Bu geceyi düşünerek ve arkadaşlarımın yanında geçirmek istiyorum. Ki zaten bu kararıma itiraz etme gibi bir şansınız da yok "
Polis ve polis arkadaşları, yada artık herneyseler. Kafalarını sallayıp barı terk ettiler. Bana ulaşabileceklerini biliyordum. Etrafıma bakındım. Hepimiz buradaydık. Bir kaç masa devrilmiş, bardaklar kırılmış ve kimseler yoktu.
" rafta duran içkilerden sert olanları alın bari. Evde içeriz. Nasılsa bir daha geri dönmeyeceğiz. "
Dylan'ın zekice fikrine sahte alkış eşliğinde " aynen " deyip önden yürüyerek bardan çıktım. Neden bir günümüz normal geçmiyordu ki bizim? Normal, sıradan bir günümüz olamayacak mıydı bizim?
Eve döndüğümüzde hepimiz masada toplanmıştık. Bardaklar ve içkiler masaya konulduğunda önümde duran ilk içki şişesini aldım. Vodka Bazooka sert olduğunu biliyordum. Ama Yeşil Peri favorimdi.
Vodkayı bardağa koyup sek attım. Aklımdan geçenleri onlara söyleme vaktim gelmişti.
" benimle birlikte hepiniz gelmeyeceksiniz. Benim seçtiklerim benimle gelecek. "
Hepsi diyeceğim şeyleri merak edip pür dikkat beni dinlemeye başladılar.
" Sunny, Elsa, Roy, Roman, Luke, Zac ve Samantha gideceğiz. Geri kalanlarınız burada kalacak. Fazla kişiye gerek yok. Sevdiklerimi daha fazla kaybetmek istemiyorum. "
Az önce onlara onları sevdiğimi söylemiştim. Yüzlerinde ufak bir gülümsemeyle itiraz etmeye başlamışlardı bile.
" senin böyle bir şey diyeceğini biliyorduk. O yüzden bizi anlamaya çalış. Biz de sevdiklerimizi kaybetmek istemiyoruz. O yüzden bizde geleceğiz ve her ne olursa sonucuna hep birlikte katlanacağız. "
Bu durumda diyecek birşeyim yoktu. Başlarına gelenlerden kendileri sorumlu olacaktı. Kafamı salladım ve içmeye devam ettim.
Saat sabah beşe geliyordu. Hepsi sızmıştı. Ama benim hala uyumak gibi bir isteğim yoktu. Arka bahçeye çıkıp kendimi puf minderlerinden birine bıraktım. Yorulmuştum. Tüm bu yaşananlar beni yormuştu. Bedenen değil de ruhen tükenmiştim artık.
" küçük kız kardeşin için de yerin var mı? "
Duyduğum sesle o göremese de gülümsedim. Yanımda ki puf minderine oturunca yüzümü ona döndüm. Büyümüştü. Olgunlaşmıştı. Artık küçük bir kız gibi davranmıyordu. Ve en acısı da buna ben sebep olmuştum.
" yanımda olmaktan mutlu musun? "
Bu soruyu beklemiyor olacak ki şaşırmıştı. Daha sonradan toparlayıp cevap verdi.
" mutluyum, Lessa. Seninle olduğum her zaman mutluyum. "
" hayatını zehir ediyorum Els. Sen bunu haketmiyorsun. "
" saçmalamayı kes Les. Ben istemediğim taktirde kimse beni burda tutamaz biliyorsun. Sen bile. Ama burdayım. Senin yanındayım. Her ne kadar evden uzakta büyümüş olsamda ben senin kardeşinim. "
" Els. "
" efendim Les. "
" çok fazla konuştun "
Son cümleyi söylememin ardından güldü. Bende güldüm. Asıl amacım konuyu değiştirmekti. Konu aile ve eve gelince duygularımı kontrol etmekte zorlanıyordum. Ve en nefret ettiğim şeylerden biriydi duygusala bağlamak. Şuan üzülmek gibi saçma bir duyguyla vakit kaybetmek istemiyordum. O yüzden uzunca bir süredir sormak istediğim soruyu sordum.
" Elsa, Dante'yle ne oldu? "
Gözleri dalınca bir şeyler olduğunu anlamıştım. Kim bilir Dante yine ne yapmıştı.
" aslında bakarsan, Les. Dante'nin hiçbir zaman akıllanmayacağının farkına varınca onu terk ettim. Benim yanımda başka perilere ve meleklere sarkıyordu. Üstelik bunu fark ettiğimi bildiği halde hiçbir şey olmamış gibi davranmaya devam ediyordu. Ama ben şuan Zac ile mutluyum. O bana aradığım güven duygususunu, şefkati ve sevgiyi öğretti. Ben hayatımın aşkını buldum "
Vay be. Ben acaba bunaları söyleyeceğim kişiyi ne zaman bulacaktım. Evet Roy vardı. Ama bu aşk değildi. Evet onu seviyordum. Hemde herşeyden çok seviyordum. Onu kaybetmeyi hiçbir şekilde göze almazdım. Ama aşk farklıydı. O duyguyu tatmak istesem de sanırım kendim ile aşk arasına kurduğum duvarı asla yıkmayacaktım. Aşk zayıflıktı. Ve zayıflık isteyeceğim son şeydi.
" Zac ile mutlu olmana sevindim, Els. Sonunda senin de gülümsediğin, gerçekten mutlu olduğun günleri görebildim. "
" bende aynı şekilde, Les "
Ayağa kalkıp beni yanlız bıraktığında ettiği imayı daha yeni fark ediyordum. Roy'dan bahsetmişti. Ve bu benim yüzümde ufak bir tebessüm oluşmasını sağlamıştı. Sanırım ben Roy'la gerçekten mutluydum.
Herkes uyanana kadar bahçede oturdum. Yavaş yavaş uyanıp yanıma gelmeye başlamışlardı. Nedenini bilmediğim bir şekilde kendimi onlara bağlı hissediyordum. Ölüm nedir onu bile bilmeden neye kafa tuttuğumuzun farkında bile değildim. Belki de bu işe hiç bulaşmamalıyım. Bulaşmamalıydık.
Ama hayır. Ben ne olursa olsun pes edemezdim. Etmeyecektim de. Diamond'u öldürecektim. O ölmeyi hakediyordu. Kendi ailem, kendi türüm bile bana sırtını dönmüşken, yanımdakiler sonuçlarını düşünmeden benimle birlikte olmuşlsrdı. En azından onlar için savaşabilirdim. Kendinden başkasını düşünüyor diye aklınıza saçma sapan bir şey getirmeyin. Onları düşünmüyordum. Sadece hak ettiğine hak ettiğini veriyordum.
" bizi nasıl bulacaklar? "
Nata'ın sorusu ile düşüncelerime ara verdim. Onlar bizi bulacaklardı.
" fazla düşünme, Nata. Her an her yerden çıkabiliriler "
Kısa konuşmanın ardından hepimiz yemek masasına oturup güzelce kahvaltı ettik. Gidip tapınakta ne yapacaktık bilmiyordum. Bizi çıkışı olmayan bir yere sokamazlardı. Gerçi daha nerede olduğunu bilmiyorduk. Ama eğer işin sonunda Diamond ölecekse, ben o tapınağı bulurdum.
Kapı kırılıp içeri o polis girince bir an afalladım. Evimin kapısını kırarak içeri girmesi hoş bie davranış değildi. Ben benim evime kapıyı kırıp girenin anasını sikerdim.
" ne yapıyosun lan sen. Babanın evi mi lan burası? "
Polis ani çıkışıma şaşırmıştı. Roy ise arkadan belime sarılıp " Sakin ol bebeğim " dediğinde içim bi hoş olmuştu. Onun bana bebeğim demesi hoşuma gidiyordu.
" hazırsanız, gidelim "
Etrafa bir göz gezdirdim.
Elsa, Zac, Nata, Leon, Dylan, Bella, Roy, Daniel, Debby, Luke, Sunny. Hepimiz buradaydık.
" Clara ve Scott yok " dediğimde herkes fark etmişti. Bunların ikisi neredeydi? Kabul etmek istemesem de bize Joker lazımdı.
" biri bizden mi bahsetti? "
Scott ve Clara içeri girince gözlerimi devirdim. Elsa " hepimiz tamamız " dediğinde etrafta kırmızı ve yeşil renkli toz halinde çıkmaya başladı. Tanrım. Dünyada zaman atlamayı bırakalı çok olmuştu.
Bölümler yavaş yavaş geliyor sevgili okuyucularımız. Hepinizin okuması dilekleriyle. Vote ve yorumlarınızı bekliyoruz.
Sizi çoooook seviyoruuuuuuz.
Öpüldünüz.
- Cerenay-ay
- Serin
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOĞUŞ - SERİN AYLAR - ( Askıda )
FantasyDoğuş adlı kitabımın ikinci kitabıdır. Önce Doğuş adlı kitabımı okumanızı tavsiye ederim. Ben. Artık gücünü zirvelerde yaşayanım. İnsanlardan üstün, kendi ırkımdan ise son olanım. Bilmedikleri tek bir şey kalmıştı geriye. Ben. Artık vazgeçmiş ola...