Jimin şu an sevdiği çocuğa mesaj atmak üzereydi. Çünkü çok sevgili arkadaşı Taehyung onu zorlamıştı.
"Jiminnie~ ellerin titriyor."
Taehyung kıkırdamıştı. Jimin'in bunu yapmayacağını biliyordu planı başkaydı sadece şu an biraz keyiflenmek istiyordu.
"Gülme çocuk! Bunlar hep senin yüzünden zaten."
Taehyung neredeyse mesajı yollamak üzere olan arkadaşını durdurdu.
"Yah dur serseri. Aish cidden atıyordun."
Taehyung neredeyse gülme krizine girmişken Jimin şaşkınlık ile kızgınlık arasında arkadaşına bakıyordu. Resmen onu kafalamıştı.
"Tae az kalsın Hoseok ile yatacaktım. Ne tür bir delisin sen?"
"Sende dünden hazırmışsın Jimin-ah. Ben sana öyle cilveli bir mesaj at dememiştim."
Taehyung arkadaşının elindeki telefonu alıp göndermek üzere olduğu mesajı okudu.
"Hoseok-ah~ Senin için bedenim ve ben seoul hotel'de bekliyor olacağız~"
Jimin Taehyung'un kafasını sertçe vurunca susmuştu. Bir eliyle kafasını okşarken hala bıyık altından gülüyordu.
"Ya Taehyung planın bu değilse ne o zaman?"
Taehyung suratına sinsi bir gülüş yerleştirip arkadaşına baktı.
"Bu fikrime o kadar kafa yormama gerek kalmadı. Sadece Yoongi'yi arayıp acilen gelmesi gerektiğini aksi takdirde beni kaçıracaklarını söyleyeceğim."
Jimin şüpheyle Taehyung'a baktı. Planı bu kadar basit olamazdı.
"Sadece bu kadar mı Tae?"
Taehyung dudaklarını düz bir şekle sokarak kafa salladı. Hadi ama tabii ki planı bu kadarla bitmiyordu sadece sürpriz son olması gerekliydi. Ona kendisine yaptığı şeyi yapıp gece beni bekleme diyecekti. Bunu hala hazmedememişti.
"O zaman ben arayım sende beni kaçıracak adammışsın gibi ses çıkar. Sanki evin içinde beni arıyormuşsun gibi. Anladın mı?"
"Tamam ara bende biraz uzağa gideyim."
Taehyung kafasını sallayıp Yoongi'nin numarasını tuşladı. Yoongi'de üçüncü çalıştan sonra açmıştı.
"H-hyung."
"Ne oldu Tae? Hem niye uyumadın-"
"Hyung s-sadece ç-çabuk bu-buraya gel. B-borçlu olduğ-um ad-amlar be-ni kaçırac-aklar."
"Ne? Ne saçmalıyorsun Tae?"
Tae Jimin'e işaret verdikten sonra Jimin gittikçe yakınlaşarak konuşmaya başladı.
"Yah serseri ya kendi isteğinle çıkarsın ya da- ah küçüğümüz de buradaymış"
"Tae? TAE?"
"Hyung! Hyung geldi-"
Tae hızlıca telefonu kapatıp gülmeye başladı. Jimin'de onun bu haline gülüyordu. Nasıl oluyorda 21 yaşında ki bir insan bu kadar yaramaz olabiliyordu?
"Sadece gelmesini beklemek kaldı. Gel bakalım Yoongi. Seni pislik. Beni ekip o at suratlıyla takılmak neymiş göstereceğim sana."
"Ya at suratlı deme."
~~
Yoongi telefon kapanır kapanmaz yola çıkmıştı ne zaman geldiğini nasıl geldiğini bilmiyordu. Ama şu an evin önündeydi. Aceleyle anahtarı deliğe sokup kapıyı açtı. Daha kapıyı kapatmadan evin içinde bağırmaya başladı. Bu arada Taehyung ile Jimin ise süslenip dışarıya çıkmak için hazırlanıyordu. Taehyung hyungunun sesini duyduğunu gülmesini gizleyemedi. Cidden inanıp gelmişti. Odasının kapısını açıp dışarı çıktı. Yoongi Taehyung'u süslenmiş bir şekilde görünce şaşırmıştı.
"Sadece şakaydı hyung"
"S-sen."
"Hyung cidden inandın mı?"
"A-ama telefon."
Bu sırada Jimin odadan çıkmıştı. Yoongi'nin yanında Hoseok'u göremeyince bir miktar üzülmüştü.
"Şaka yaptık hyung. Seni endişelendirdiğimiz için özür dileriz."
"Bir aptal olduğunu daha önce söyleyen olmuş muydu?"
"Imm bir çok kez duydum. Her neyse randevunu mahvettiğimiz için üzgün değiliz."
Jimin kıskançlıkla atılıp Tae'yi onayladı.
"Evet. Biz dışarıya çıkıyoruz."
"Bu gece beni bekleme hyung."
~~~~
Ne kadarda intikam peşinde bir Tae... Bu arada taga destek vermeyi unutmayın son 3 gün. Fighting!!