Okulun kapısından içeri girdiğimizde biraz tedirgin oldum. Sanırım biraz heyecan yapmıştım. Sabah hiç heyecanım yoktu ama şimdi az da olsa heyecanlandım.
Kapıdan içeri girdikten sonra etrafa bakındım. Okulun bahçesi eski okulum kadar büyük olmasa da fena değildi. Bahçenin her yerinde bank vardı. Ve neredeyse hepsi doluydu. Hiç oturacak bank yoktu. Herkes çok mutlu görünüyordu. Ama ben kendimi rezil olacakmışım gibi hissediyordum. Duvarın kenarında kendi kendine takılan bir grup erkek öğrenci gözüme ilişti. Erkeklerin arasında bir tane çocukla göz göze geldik. Çocukla iyiki göz göze gelmişim. Çünkü çocuk çok yakışıklıydı. Uzun saçlarıyla yeterince dikkat çekiyordu. Gözlerini kırpmadan bana bakıyordu. Aslında çocuğun gözü renkli gibiydi ama biraz uzakta olduğumuz için gözünün rengini tam olarak anlayamadım. Gözlerimi çocuğun üstünden alamıyordum. Ben çocuğu baştan aşağı süzerken İrem bana seslendi. İrem "beğendin mi okulu" dedikten sonra ben de gözümü o yakışıklı çocuktan ayırıp " hıhıı evet beğendim" dedim. İrem sonra "gel sana okulu gezdireyim" dedi ben de İrem'in bu dediğine karşılık "olur" deyip gülümsedim.
İremle birlikte okul binasının kapısına doğru ilerlerken o yakışıklı çocuğun gözü hala benim üzerimdeydi. Çocuğa son bir kez daha baktıktan sonra binanın içine girdik. Biz binadan içeri girdikten sonra zil çaldı ve koridordaki öğrenciler merdivenlerden çıkıp sınıflara doğru ilerliyordu. Ben de hemen İrem' e "müdürün odası ne tarafta" diye sordum. İrem de "seni müdürün odasına götüreyim" diyerek sorduğum soruya cevap verdi. İrem önden ben arkadan müdürün odasına doğru ilerliyorduk. Biz yürümeye devam ederken koridorun sonunda bir oda gördüm. Kapının üstünde - MÜDÜR - yazıyordu ve ben de müdürün odasına geldiğimizi anladım. Kapının önüne gelince "ben sınıfa gidiyorum. Sen de hangi sınıfta olduğunu öğren bakalım" dedi İrem. Ben de "tamam" deyip İrem' e gülümsedim.
Kapının önüne gelince derin bir nefes alarak kapıyı çaldım ve içerden gelen "gir" sesini duyuna kapıyı yavaşça açtım ve içeri girdim. Müdürün odasına girdiğimde kalbimin biraz daha hızlı attığını hissettim.
- "Sanırım sen yeni gelen öğrencisin."
+ "Evet" dedim utanarak.
Müdür masanın üzerindeki dosyaları karıştırdı ve benim hangi sınıfta olduğuma baktı. Bir - iki dakika sonra "sen A sınıfındasın." dedi. Ben hangi sınıfta olduğumu öğrendikten sonra arkamı döndüm ve kapıya dogru ilerledim. Ben kapıyı açarken müdür "okulumuza hoşgeldin" dedi ve ben de "teşekkür ederim" dedikten sonra kapıyı açtım ve müdürün odasından dışarı çıktım. Merdivenlere doğru ilerledim ve merdivenleri teker teker çıkmaya başladım. Duvarda panonun kenarında bir tane tabela vardı ve o tabela hangi katta kaçıncı sınıfların olduğunu gösteriyordu. Birinci katta 9 ve 10. sınıflar vardı. Tabelaya bir süre daha baktıktan sonra tekrar merdivenlere doğru yöneldim. Bu sefer merdivenleri ikişer ikişer çıkmaya başladım. Merdivenleri çıktıktan sonra sınıfların bulunduğu uzun bir koridor vardı. Ben boş ve uzun koridorda yavaşça ilerlerken sınıfların kenarından hangi şube olduğuna bakıyordum. Birkaç tane sınıf geçtikten sonra 11/A sınıfını gördüm. Sınıfımı bulmuştum. Bir - iki adım daha attıktan sonra sınıfın kapısının önünde durdum ve derin bir nefes alıp boğazımı da temizledikten sonra sınıfın kapısını çaldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tek Aşk
Novela Juvenilİnsan sadece bir kere aşık olur. Onun için tek bir kişi vardır ve vazgeçilmezdir.