Herkese merhabalar😊😊 yeni bölümü merakla beklediğinizi biliyorum. Beklettiğim için hepinizden özür diliyorum. Umarım severek okuyacağınız bir bölüm olur. Hayalinizde ki Kemal nasıldı bilmiyorum ama böyle bir Kemal her genç kızın hayali olurdu diye düşünüyorum🎈🎈 Sevgi'yle aşkla kalın. Bir daha ki bölüm de Serhat'ı paylaşacağım merak edenler var ise ne kadar çirkin olduğunu.. At gözlüğü takarak bakarsınız arkadaşlar artık😀😀
dünyada ki en büyük zulüm, sevmediğin bir insana çok sevdiğin bir insanın hatrına katlanmaktır.
selinin sesi, odamın duvarlarında yankılanıyordu. anneme her şeyi bir çırpıda anlatabilme çabası sesinin ne kadar yükseldiğini unutturuyordu ona.
"ama nebiye anneciğim görmüyor musunuz? oğlunuz beni o sokak kızıyla aldatıyor. sırf güzel hatrınıza katlanıyorum tüm bu olanlara"! dedi.
annem de ona telkinler vererek daha hafif bir ses tonuyla konuşuyordu.
"peki kızım sen nereden buldun o kızın evini neden bana haber vermeden gidiyorsun"?
annemin bu sorusu beklemediğim bir hamle olmuştu. gerçekten de selinin durunun evini bulma olasılığı neredeyse yok kadar azdı.
"serhat diye bir çocuk var o beni buldu. duruyla evlenmek istiyormuş. ama arada kemal var çek onu aramızdan. dedi. sonrada birlikte duruların evine gittik"..
bu duyduğum som cümleden sonra odamın içinde dört dönmeye başladım. ruhumu bedenime sıkışmış gibi hissediyordum. ve kendimi bu düşünceden alı koyamıyordum. içimde kopan fırtına öylesine kulaklarımı sağır etmişti ki; bir hışımla odamın kapısını açıp yanlarına gittim.
seline doğru dönüp, onu sevmediğimi benimle sadece param için evlenmek istediğini, daha zengin bir aday olursa onu da elinde tutacak bir insan olduğunu söyledim. annem bu tavrımın karşısında eli kalbinde gözlerimin önünde süzülüp yere yığıldı. artık bu bir türlü bitmeyen geceye o kadar çok fazla duygu sığdırmıştım ki, düşünme yetimi neredeyse kaybetmiştim. annemi sarsarak uyandırmaya çalışıyordum. kendimi hatırladığım tek yer hastane koridorları oldu. doktorun yaptığı açıklama iyice canımı sıkmıştı. üzülmemesi, heyecanlanmaması ve benzeri tüm duygulardan uzak durması için bizi sıkı sıkı tembihliyordu.
annemin yanına girip ona baktığımda, kolunda ki serumu gösterip;
"beğendin mi yaptığını" dedi.
taşı atıpta camı kırmış bir çocuğun savunmasız hali gibi sessizliğimi koruyarak annemin yanına oturdum.
her şeye rağmen kafamda Serhat'ın duruyla evlenme isteği dönüp dolaşıyordu. İçim acıyordu belki de bu zamana kadar hiç bu kadar acımamıştı. Annemin gözlerine, içine içine baktım. O gözlerin en derininde bana yaşama tutunmayı öğreten, beni büyüten , dünyaya getiren kanatsız bir melek gördüm. Bir yanım annemi asla üzmemem gerektiğini söylerken, diğer yanım bir kez daha şansımı denememden yanaydı. Annemin elini avucumun içine aldım.
Sakin bir ses tonuyla onunla konuşmaya başladım. Bunu son ana kadar tekrar tekrar denemekten başka hiç bir çıkar yolum yoktu.
"Neden selin anne"?
"Ben senin layıkının o olduğunu düşünüyorum. Seviyorum çok iyi bir kız seni emanet edeceğim ve Mutlu olacağına inandığım biri. Üzülmeyi haketmiyor. Bana karşı saygılı dürüst sevgi dolu bir kalbi var. Şu yaptıklarına rağmen senden vazgeçmiyor" dedi.
"Anne ben onu sevmiyorum ama" dedim.
"Seversin oğlum seversin .. bende ilk evlendiğimde babanı sevmiyordum. Aynı yatağa girince öyle de bir seviyorsun ki" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk olsun
RomanceOtuzuna gelipte hala evlenmemiş ve tüm arkadaşlarını evlendirmiş biri olarak, bu gidişle mezar taşına, "eremedi muradına" yazacak olan durunun, yazılarından, tek dostu Ayça dan ve bir de anne babasından başka bir şeyi yok! Pardon teğet geçilemeyecek...