Kapının sertçe açılmasıyla karanlığımdan dönmüş oldum. Tuğberk ve yanında bir adam daha vardı. Yanındaki adamı tanımıyordum. Tuğberk ''bu abi'' dediğinde korkuyla karışık bir sesle ''ben mi?'' dedim. Yanındaki adam bana bakarak. ''Tuğberk sen çık'' dedi. ''Tuğberk 'in çıkmasıyla odada ikimiz kalmıştık. ''Demek Ecel sendin. İsminin anlamını taşıyorsun gerçekten de.'' dedi Ben sadece onun gözlerinin içine odaklanmıştım gözleri deniz gibiydi, fırtınalı bir deniz. ''Evet Ecel benim.'' dedim bir çırpıda. ''Onu biliyorum'' dedi. Ama ses tonu çok şey anlatıyordu. Umursamazlık, intikam, acı hepsiydi. Uçsuz bucaksız zifiri bir sonsuzluktu onunki.
''Siz kimsiniz ve beni nasıl tanıyorsunuz?'' dedim. Kahkahası odada yankı yaparken, bir yandan da yumruklarını sıkıyordu.
''Ben Demir Mertoğlu. Hani 2 sene önceki bir bayan vardı onun sevgilisi.'' Nasıl yani siz şimdi- sözümün devamını getiremedim. O ise benim bu halimden keyif alırmışcasına ''sen dur daha dur ben sana neler yapacağımı biliyorum'' dedi. Allah'ım biliyordum.Onun benden intikam alacağını biliyordum. ''Bana ne yapacaksınız?'' dedim cılız bir sesle. Gözlerimin içine bakarak'' çok şey, seni bu yaptıklarına pişman edecek.''
İçimden sadece lütfen biri beni bu cehennemden kurtarsın diye dua ediyordum.En sonunda Demir odadan çıktı ve ben yine yalnız kaldım.
Uyumaya çalışıyordum ama olmuyordu. Sonunda bir ses duydum. Ardından bir sürü silah sesi kulaklarımı doldurdu. Korkup çığlık atmaya başlamıştım. Odamın kapısını zorluyorlardı. Ağlıyordum ama kimse duymuyordu. Kapı kırılınca maskeli iki adam gelip beni ellerimden bağladı ve bir yere taşımaya başladı. Çığırıyordum ama nafile, en son ''lütfen kurtar'' dediğimi hatırlıyorum ve gözümden aşağı inen o kara perdeyi.
Uyandığımda hiçbir şey hatırlamamın verdiği sinirle bağırdım. Burayı nasıl tarif edebilirim ki önceki daha kötü ama bu da iyi sayılmaz diyebiliriz. Beton duvarları var ve yerleri ıslak. Sadece duvarda bir tane havalandırma fanı, yanıp sönen bir ışık ve sandalyede eli ayağı bağlı olan bir ben vardım.
İçeri birinin girmesiyle korku tüm bedenimi sarmıştı.
Deli gibi korkuyordum. Tam olarak 40-45 yaşlarında biri içeri girdi. Yüz hatlarımı serleştirerek ''benim burada ne işim var?'' diye bağırdım. Adam bana bir tane tokat atarak ''bana sakın bağırmaya kalkışma'' dedi. ''Benden ne istiyorsunuz?'' dedim. Ama bu sefer sesim daha sakin çıkmıştı. Adam önce bana bakarak ''daha güçlü'' diye tısladı. ''Ne daha güçlü?'' dedim. ''Sen.'' dedi. ''seni daha güçlü yapmak istiyorum.'' Saşırmış bir şekilde ''Neden?'' dedim ''neden ben?''. Bana dikkatlice bakarak ''çünkü sen Kemal'in kızısın.''
dedi.İyi de babam beni 2 sene önce terk etti. ''Pardon ama babam beni 2 sene önce terk etti.'' dedim. Adam bana bakarak ''baban ağır bir trafik kazasında hayatını kaybetti.'' dedi.Sesler beynimde yankılanıyordu. ''Baban hayatını kaybetti.'' Birden deli gibi ağlayıp bağırmaya başladım. ''Kim yaptı bunu, kim kıydı benim babama?''
Adam bana bakıp ''Fahri Uygun'' dedi. İsmi tanıdık geliyordu ama... ''kim bu Fahri Uygun?'' dedim. Adam başıyla emir vererek ellerimi çözdürdü. Kızaran bileklerimi ovarken bir yandan da adamı dinliyordum. Adam bana elini uzatıp ''Ali'' dedi. Bende aynı şekilde ''Ecel'' dedim ve devam ettim ''Fahri Uygun kim?'' her kelimesini bastırarak söylemiştim. Ali amca bana arkası dönük bir şekilde ''Belki adını duymuşsundur Özgür Uygur'un babası'' dedi. ''Ne Özgür Uygur mu? Yok daha neler'' dedim alaycı bir tavırla.Ali amca şaşırmış bir şekilde ''onu tanıyorsun.!'' dedi. Ve adeta yere çivilenmiştim. ''Evet!'' dedim ''onu tanıyorum babam beni terk etmeden önce sevgilim olmuştu.'' Ali amca gözlerini kısarak ''ondan intikam almalısın'' dedi. Ben ise içimi yakan intikam ateşiyle gayet düzgün bir karar vermiştim ''ne pahasına olursa olsun babamın kanını yerde bırakmayacaktım!''
Ali amca bana bakarak ''baban seni asla terk etmedi, sadece kızgındı sen onun hala becerikli ördeğisin.'' dedi bu sözü yüzümde küçük bir tebessüm oluşturmuştu. Çünkü babam bana böyle seslenmeyi severdi. Ali amcaya kısa bir bakış atarak, ''bu olaya benden ve senden başka kimse müdahale etmeyecek'' dedim. Ali amca gülerek ''hay hay'' dedi. Bu bendim artık kendimi bulmuştum.
Bakalım yarın beni ne bekliyordu?
Yorum ve votelerinizi bekliyorum bu arada bölümleri kısa kısa yazıyorum sıkılırsınız diyeee. Hepiniz selamlandınız😁
Bu arada multimedia da Ecel ve tabisi de en bi sevdiğim şarkı var.
ADELE-ROLLİNG İN THE DEEP😗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNAHKÂR
Roman d'amourOnunki karanlıktı. Başı ve sonu belli olmayan koca bir karanlık. Her zaman olduğu yer karanlık. O Ecel'di. Sert, biraz odun ama aşk ı daha önce hiç yaşamamış biri o. Sinirlendiğinde ne yapacağı nasıl davranacağı belli olmayan mafya bir adam. Demir...