Benimle Yan

9.2K 112 22
                                    


Lütfen önce üşenmeden bir önceki bölümde paylaştığım duyuruyu okuyun. :)

İyi okumalar.

Başlarda beyaz gibi olmasına rağmen çamura yapıştığım için renginin kahverengiye döndüğü ayakkabılarıma baka baka ilerlemeye devam ettim.
Evime yürüme mesafesiyle daha yarım saat falan vardı. Sıkıntıyla ofladım. Hangi akla hizmet sinirle partiden çıkıp yorulana kadar koşmuştum ki? Şu yorulana kadar detayını çamurla ilişkiye girene kadar olarak değiştirsek daha doğru olurdu.

Ada... Topuklu ayakkabılarımı yere sertçe vurdum. Saatler önce hafif çiseleyen yağmurun eseri olan gölet, çoktan mahvolmuş kıyafetlerine başka bir iğrenç ayrıntı eklediğine sinirle inledim. Keşke o mekandan ağlayarak çıkmak yerine o kızın yüzüyle kalçasını yer değiştirseydim. Sevgilimin evinde verdiği partide, sevgilimi ararken en yakın arkadaşım Ada'yla basmıştım.

Evet, milletçe alkışlıyorduk.

Derin bir nefes aldım. Eğer sakinleşmezsem yine saçan sapan tiplere girip koşmaya başlayacaktım. Ve sonunu biliyordum; kahverengiden daha koyu bir ayakkabı rengi. Çamurla kaplanmış bir yüz.

Yüzüme yansıyan far ışığıyla gözlerimi kısıp ellerimi yüzümün önünde tuttum. Bir araba hızla benim olduğum tarafa geliyordu. Sabah yiyemediğim çikolatalı pasta kalbime otururken ağır bir küfür mırıldandım.

Telaşla birkaç adım geriye gittiğimde ayakkabılarım bana yoldaş olmamıştı maalesef. Araba tam önüme geldiğinde fren yapıp durduğunda, kaporta hafif çarptığı için yere yapıştım. Ben yine ve yine yere yapışmanın yanında bacağımın acımasının verdiği ruh haliyle kızıl derili nidası yapmayı düşünürken arabanın kapısı açıldı.

Daha kim olduğunu görmeden yerde oturmuş bir vaziyette bağırmaya başladım.

"Ya sen görmüyor musun kocaman beni? Hayvan mısın nesin ya? Son hızda gelmiş sürüyor piç kurusu! Plakanın aldım oğlum göreceksin sen!"

Yalan olmasın diye gözümü plakayı kaydırdım. Ezber gücüm kuvvetli olduğu için plakayla birkaç saniye bakışmam yeterli olmuştu. Yapabileceğim en büyük şey kızlar tuvaletinin kapısına numarasını yazmak olsa da sürücüyü korkutmayı amaçlıyordum.

"Sussana kızım kulağımı çınlattın ya. Bilsem senin gibi cazgırı çıkacak hiç arabayı öyle sürer miyim?"

Kötü kötü yanıma kadar gelmiş adama söverek döndüm. Ama döndüğüm anda ağzım kapandı, bakışlarım yumuşadı. Oha bu insan mı?
Öhm. Öhm. Kendine gel Masal. Bu adam seni öteki tarafa gönderiyordu bu son model havalı arabasıyla. Gerçi bu arabanın vuruşuyla diğer tarafa gitsem hava olur. Kim bilir ne kadardır bu araba.

Düşüncelerim arabanın fiyatında sıfırlarda olsa bile "Bak önce vuruyor sonra hakaret ediyor." diye homurdandım. Gözlerini devirip yanıma çöktü. Elini bacağıma koyup "İyi misin?" diye sordu sakince.

Elinin bacağımda olması dikkatimden kaçmamıştı ama gözlerine baktığımda bacağımdaki elini unuttum. Yüzü birkaç santim uzağımda olduğu için gözlerimi kırpıştırdım. Gözleri kahverengiydi ama mavi olsaydı bile bu kadar etki bırakamazmış gibime geliyordu. Derin bir nefes aldım. Tekrar söylüyorum. Sakın ağzını açtığında saçma sapan konuşup çocuğa yalakalık yapma Masal. Çocuk seni eziyordu Masal.

"Ölüyordum be!" diye çirkefleştim. Pekala, iğrenç ama saçma değildi. Yalakalığa hiç girmezdi. İyi gidiyorsun Masal...

Dudağını yalayıp bana kötü kötü baktı. Ama bakışlarında bir yaramazlıkta vardı.

BENİMLE YAN -Parodi-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin