BY-1-

5K 80 14
                                    

Multimedia- Masal

• • • • • 1. Bölüm • • • • •

Benim sağ sol demelerim dışında hiç konuşmamıştık. Susup dediğim yerlere dönüyordu. Arada kaçamak bakışlar atıyordum ama onun güzel gözlerini bende yakalayamıyordum. Çenesinden tutup kendime döndürdükten sonra 'İki dakika öyle kal lütfen' dememe az kalmıştı. Cidden fazla yakışıklıydı. Ya da benim hayatımda ki herkes çirkin olduğu için gözüme yakışıklı gözüküyordu.

"Şuradan sağa."

Sağa dönmeyip ilerlemeye devam edince ona döndüm. Yakışıklı olması bazı konularda istisna olmuyordu tabii.

"Sağa dedim ya mal!"

"Oradan dönüş yok zeki kız." diye aşağıladığında "Ha" diye mırıldanarak arkama yaslandım. Dönüş yoktu demek.

Bir sonraki yerden sağa döndüğünde bizim evin sokağına gelmiştik. "Şu mavi bina."

Bizim apartmanın tam önünde durduğumuzda emniyet kemerini çıkardım. "Bundan sonrası sende güzelim. Hiç evine kadar taşıyamam."

Sırtımı ona döndürüp kapıyı açarken sırıttım. Artık evime bırakmıştı rol yapmanın gereği yoktu. Acıması geçen bacağımı dışarı atıp arabadan indim. Apartmana ilerlerken kendi tarafının penceresini açarak "Hani bacağın acıyordu senin?" diyen yakışıklıya sırıttım. Sanırım bu eylemi ilk defa yapıyordum.

"Bıraktığın için teşekkürler." dedim yapmacık bir şekilde. Anahtarımı çıkartıp dış kapıyı açtım. Arkamda bir çift şaşkın göz bıraktığıma emindim.

"Hay anasını ya." diye homurdanıp son gaz sürmeye başladı. Bende gülerek apartmana girdim. Asansörün aynasına baktığımda "Ananı... Canavar." deyip kaçasım geldi. Ama sonra aynadakinin ben olduğumu fark edip sakinleştim. Sonra ki evre ise canavar olanın ben olduğumu idrak etmenin verdiği telaştı. Üstü çamurla kaplanmış açık kumral saçlı bir kız... Her şeye rağmen herkesin bayıldığı mavi gözlerim üstümdekilerin çirkinliğiyle savaşıyordu. Tek başına güzelliğimi koruyabilecekmiş gibi...

Yorgunlukla ofladım. Tek istediğim eve gidip depresyona gitmekti.  Duygusal bir dizi açıp ağlarken evdeki kutu dondurmaları bitirebilirdim. Bunu çok iyi bir şekilde yapabilirdim. Hattâ pencereyi açıp şort ve askılıyla yatayım ki on beş tatildeki soğuklukta götüm donsun, hasta olayım.

Beşinci kata geldiğimde asansörden çıktım. Kapıyı anahtarla sessizce açtım. Topuklu ayakkabılarımı elime alıp parmak uçlarında içeri girdim. Gelelim işin zor kısmına. Ses yapmadan kapıyı kapatmak... Gerçekten, Teen Wolf'tan daha aksiyonlu bir an yaşıyorum şu an. Kapıyı kapatıp önüne döndüğümde koridorun ışığı açıldı. 

Dırırırın...

Ellerini bağlamış annemle göz göze geldiğimde otuz iki dış sırıttım. "İşte şimdi sıçtım." diye mırıldandım sırıtışımda.

Annem bağladığı kolunun bir tanesini önünde tutarak saate baktı. "İkiyi otuz beş geçiyor küçük cadı. "

Topuklu ayakkabı olmayan elimi belime koydum. Yapay bir şekilde güldüm. "Zaman ne kadar çabuk geçiyor değil mi?" Ona doğru bir adım attım. "Mesela parkta çocuk kovalarken yere düşüp sonra senin gelip kaldırdığını dün gibi hatırlıyorum."

BENİMLE YAN -Parodi-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin