Selaaam. Ben geldiğm. Tamam lan konusmuyorum alın okuyun bölümünüzü.
BÖLÜMLERİ DÜZENLEMEYE BAŞLADIM. YENİ ESPRİLER EKLİYORUM HABERİNİZ OLSUN.İçime sinmeyen bir bölüm oldu.
OMA -26-
Sabah kalktığım zaman benden beklenmeyecek bir hareketle test çözmeye karar verdim. Tabii ki annem bana terlik atıp 'biraz ders çalış' demedi saçmalamayın.
Maalesef bende çöze çöze matematik testini çözmeye karar verdim. Küçükken büyüklerin matematik testlerine bakıp bunları nasıl yapıyorlar lan diye soruyordum kendi kendime. Şimdi anladım yapamıyorlarmış. Aynı şimdi olduğu gibi.
Yaklaşık bir saat kadar çalıştıktan sonra telefonuma bildirim gelmiş mi diye elime aldım. O anda annem girdi içeri. Allah'ım neydi günahım?
"Seray ben seni böyle bilmezdim. Abin jelibon almıştı. Sana getirecektim, ders çalışmıyorsun, vazgeçtim."
Allah'ım kendimi e okulda son matematik sınavının sonucuna bakarken internet paketim bitmiş gibi hissediyorum. 1 saat çalış annen görmesin, iki saniye eline telefonu al mahalleye bayrak olursun vallaha.
Hazır elime almışken geri koymayayım kafasıyla telefona baktığımda Barış'tan bir mesaj vardı.
→Saat yedide hazır ol. Bekletirsen alayını dağıtırım.Bende senin ağzını yüzünü dağıtırım yazmak isterdim ama hiç mesaj yazmadım.
Birden abim kapıyı çalmadan odaya daldı. "Üh yavaş." diye söylendim. "Tişörtümü gördün mü diyecektim ama üzerinde zaten. Bari nezaket olsun diye yanımda giyme değil mi?" pöfledim ve açık olan fermuarını gösterip "Ya insan o fermuarı tam kapatır değil mi münafık?" deyince çok mübarek gülüşünü takınıp "Tam açayım mı?" diye sordu.
Allah'ım bu çocuğun ruh hali neden hep gel beni döv? Oramakomaburamako? Tikimle oynama tikerim seni?
"De get Allasen. Git al bir tişörtümü ödeşelim ya."
"Valla sırf intikam olsun diye alırdım ama o tişörtler benim baklavalarımı örtmez amına koyim." deyince onaylayan mırıltılar çıkardım. Abimde odadan çıktı zaten.Aklıma gelen fikirle iyi kardeş ayaklarım tuttu. Bugün İrem'i abime ayarlayacağım. Hadi hayırlı olsun.
Aşağı inip anneme İrem'lere gideceğimi haber verince elime meyve tabağı tutuşturdu. Abime götürecekmişim. Neden bana böyle jestler yok?
Abimin odasına çıkana kadar tabağın yarısını bitirmiştim zaten.Ayağımla kapıyı çaldığımda "Ne var?" diye çığırdı. Meyve tabağına bakarak "Ne yok ki?" dedim. Bi ben eksiktim amk. "Yine ne saçmalıyorsun lan?" deyince tabağı onun üzerine bıraktım. "Yarısını getirirken yedim kusura bakma." deyip odadan kaçtım.
"Anne yaa Seray meyvemi yemiş!" deyince annemin uyarı dolu "Seraay." deyişini duyarken çoktan evden çıkmıştım zaten. Yemin ediyorum abim yüzünden ismimden soğudum.
Hemen İrem'lerin kapısını çaldım. Kapıyı amcam açtı ve bana ölümcül bakışlar atmaya başladı. Şirince sırıttı. "Ne o Seray hanım, hangi dağda kurt öldü? Gerçi sen hiç amcanı ziyarete gelmezsin ama," dedi ve kollarını açtı. Amcamı bu aralar çok boşladığım doğrudur. Hiç beklemeden kollarının arasına girdim. "Kusura bakma amca ders çalışmaktan vakit bulamadım." zuhahh.
Hemen amcamın elindeki açık kravatı alıp yapmaya başladım."Tamam rahat bırak kızı. Hem sen neden kıyafetlerini ortalıkta bırakıyorsun Ahmet? Dağıtıcam artık seni haa." dedi yengem ve bana sarıldıktan sonra İrem'in odasına gönderdi. İrem pc oynuyordu. Yanına oturdum. "Önemli birşey konuşmamız lazım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oh My Allah 🔴
Юмор→01.07.2015 • 29. 09. 2016← "Sea New York, ben Seray. New York'a okumak için gidiyorken, bir çalar saat yüzünden mallıkta diploma almış-" "Ayrıca sekiz baklavalı..." "Burada tanıtım yapıyoruz, karışmasana!" "Aslında şöyle olacaktı; bir yellow yelloz...