Sabah uyandığımda her zamanki şeyleri yapıp sınıfıma yöneldim. Artık sınıfımdaki çoğu kişinin adını biliyordum.
Sedat ve Ediz yanyana oturuyorlardı. Hem de cam kenarında en önde. Orası çok sıkıcı. Geçen sene bir günlüğüne oturmuştum ve tüm hocalardan yemediğim azarı yemiştim. Neymiş efendim çok konuşuyomuşum, dersin huzurunu kaçırıyormuşum filan. Ondan sonra bir daha en öne oturmamıştım. Ben onların tersine en arka sıraya oturdum. Dersimiz Huriye cadısınaydı. Bu kadın da sabah sabah hiç çekilmiyor. Şansıma ödev yoktu. Huriye cadısı yanıma gelip " Niye kitap defter açık değil Deniz? "
Buna sakince " Çantama koymayı unutmuşum hocam. " dedim. Huriye cadısı bana bön bön bakarken aynı savaştan çıkmış kadınlara benziyordu.
Huriye cadısı:" En önde oturuyorsun bundan sonra küçük sinsirella!! "
" Hocam bu çok ağır olmadı mı? Hem sinsirella nedir hocam? "
" Hadi çabuk geç de dersimi kaynatma! "
Oflayarak orta sıradaki en ön sıraya geçtim. Artık yanımda Kerim diye biri oturuyordu.Yanına oturunca hafif gülümseyip " Hoşgeldin. "
dedi. Bende zor da olsa gülümseyip " Hoşbulduk. " dedim. Kesin Kerim'de çalışkandı. Dikkatlice dersi dinliyor ve ara sıra notlar alıyordu. Biranda kafasını bana çevirip:" Neden beni izliyorsun? Biliyorum çok yakışıklıyım ama bu hakkımı sonra kullanmak istiyorum. "
" Saçmalama lan. Çalışkan olup olmadığını düşünüyordum. Yaw arkadaş bu sınıfta da herkesin ego problemi var. "
" Hı hı tâbi. Neyse çıkışta benle bir şeyler içer misin? "
" Egosu tavan yapmış insanla mı? Tâbi ki de Hayır! "
" Peki öyle olsun. "
Acaba Sedat ve Ediz ne yapıyordu. Onları görmek için kafamı sola çevirdim. Sedat Huriye cadısını dinliyordu ama Ediz bana bakıyordu. Bana bakarken yakalandığını için kafasını başka yöne doğru çevirdi. Biraz da kızgın gözüküyordu. Neden bana bakıyordu ki?
Huriye cadısı yine önemli bir şey konuşcakmış gibi sınıfın susmasını bekledi. Ardından " Evet çocuklar sizin de bildiğiniz gibi dönemin başındayız. Benim size proje girmem gerekli. Bunun için herkes yanında ki sıra arkadaşı ile geometri maketleri yapacak. İki hafta süreniz var. " dedi.
Allah'ım kafayı yiyicem. Kesin bilerek yapıyordu. Kerim'e baktığımda ise bana sırıtarak bakıyordu. Ona bakıp:
" Bugün değil ama yarın bir cafede başlarız. Öyle bakmayı da kes lan. " bana sırıtarak bakıyordu. Hele şükür zil çalmıştı.
Bugün okulda Huriye cadısından başka herşey normaldi. Çıkışta aç olduğum için Osman abinin döner dükkanına doğru yürümeye başladım. Gerçekten dönerleri lezzetlidir.
Biranda biri kolumdan tuttu. Ediz? Ne yapıyordu be bu? Ediz'e:
" Ne yapıyon lan? "
" Gerçekten onunla cafe'ye gitmeyi düşünmüyorsun dimi? "
" Ne cafe'si anlamadım. "
" Anlamamazlıktan gelme! Kerim'den bahsediyorum. O benim bir numaralı düşmanım. Aynı zamanda Sedat'ında. Onunla gidemezsin!! " Bu hödük bana emir mi veriyordu.
" 1. Şu kolumu bi bırak. 2. Sen kim oluyon da bana emir verion. Hem bana ne sizin düşmanınızdan? " Böyle dediğim anda kolumu bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜÇÜ BİR ARADA
Teen FictionÜçü birlikte neler yapmadı ki? Ediz her defasında oynanan oyunlardan uzak durmak istesede bunu başaramaz. Deniz anne ve baba hasreti çeksede belli etmez ve oynanan oyunun başrolü olur. Sedat güldürmeyi başarır fakat çapkınlığı sayesinde başına Sel...