Saffia Sultan, oğluna kavuşamamak endişesiyle o günden beri ağlamaktan gözleri şişti. Üzüntüsü çok ama çok büyüktü.
Şah, oğlunu bulmak için bir an önce Basra'ya gitmeyi düşündü. Yol hazırlığı yapmaları için hizmetkârlara emir verdi. Basra'ya gideceğini hanımına söylediğinde...
''Şah'ım! Beni de beraberinde götür. Biricik oğlumu senin kadar ben de görmek istiyorum. Yoksa kahrımdan ölebilirim.''
Mevsim sonbahar olması nedeniyle yaz aylarına göre hava biraz daha serin geçiyordu. Samyeli estiği zaman güneşin altındaki insanın yüzünü yakardı. Araplar bunu çok iyi bildikleri için gereken önlemi alıyorlardı.
''Sen çöl sıcağına dayanamazsın.''
''Oğlum çölde yalnız başına kaldı. Hayatından endişe etmekten ziyade çok korkuyorum. Beni burada yalnız başıma bırakma! Onun için her şeye katlanmaya razıyım. Beni de beraberinde götür'' diye kocasına yalvardı.
''Sultanım telaşa kapılma! Ben de senin kadar endişeliyim. Yolda bir konaklamadan başka olmayacak. Seni de yanıma alırsam bana vakit kaybettirirsin. Oğlumuzun başına daha bir iş gelmeden hemen yola çıkıp onu bulmalıyım. Bugünden tezi yok, yol için gereken hazırlıklar bitsin ki yarın mutlaka yola çıkmalıyım.''
Ertesi gün Kays uyandığında fırtınanın getirdiği kum yığınının altında gömülü olduğunu fark etti. Nefes almakta zorluk çekiyordu. Kumun ağırlığı kalçalarına binmişti. Doğrulmak için bayağı gayret sarf etti. Hareket ettikçe kumlar tepesinden aşağıya doğru akmaya başladı. Kafasını kumun altından sıyırdı. Gün ışığını görünce sevindi. Hava sakin, dünkü tozdan eser yoktu. Gökyüzüne baktı, güneş parıldıyordu. Ufuktaki beyaz bulut katmanları göz kamaştırıyordu. Sanki hiçbir şey olmamış gibi her taraf bir ustanın elinden çıkmış gibi kumlar düzgündü. Bazı tepecikler yer değiştirmiş olsa bile Kays bunu nereden bilebilirdi. Zaten bilmesine de gerek yoktu. Ağzında biriken kumları tükürdü. Bir kaç defa derin nefes aldı. Saçı başı kum içinde yüzü bembeyazdı, temizlemek aklına bile gelmedi. O korkunç kum fırtınasından sonra hayatta olduğuna şükretti. Kays kurtuluşunu hayır dualarına bağladı. İlk aklına, onu yaradan Allah geldi...
Rabbim beni sevginden yana bırakma
İçimi yakan aşktan bir an bile ayırma
İlk aklına gelen muhafızlar oldu. Ayağa kalktı. Etrafına bakındı. Çölün ucu bucağı yoktu. Kumdan başka hiçbir şey göremedi. Az ilerde büyük bir hayvanın iskeletini gördü. Korkuya kapıldı. Hayattaydı ama çaresiz ve umutsuzdu. Çünkü çölde tek başınaydı... 'Mutlaka muhafızları bulmalıyım. Bu çölde tek başıma ne yapabilirim? Nerede olduğumu, üstelik Basra'ya giden yolu da bilmiyorum' diye korkusu tavan yaptı. İyice susamış üstelik karnı da acıkmıştı. Fırtına eşyaları alıp götürmüş yanında su torbasından başka hiçbir şey yoktu. Devesi sol tarafa yatmıştı. Su torbası devenin sağ tarafına sıkıca bağlaydı. Torba korkunç kum fırtınasından etkilenmeden olduğu gibi yerinde sağlam duruyordu. Sudan azıcık içti. Biraz kendine geldi. Şanslı görünmese de şu anda hayatta oluşu yaratanın ona verdiği bir lütuf olarak kabul etti. Tanrıya şükretti. Deveye dokunur dokunmaz ayaklarının üstüne doğrulurken bayağı zorlandı. Acımasız etkili kum tanecikleri hayvanın ince sert ayak kemiklerini fena incitmişti. Yarabbi! 'Bu kum fırtınası ne korkunç ve dehşetliydi. Söylüyorlardı yine de inanmazdım. Issız çöl hayatını yaşamadan bilinmez' diye fikir yürüttü. Yolda gördükleri hayvan kemikleri gözünün önüne geldi... 'Ben de mi böyle akbaba ve kartallara yem olacağım' diye çok korktu. Bu çölden nasıl kurtulacağım diye kara kara düşündü. Yine de Leyla'yı göremeyecek miyim diye endişeye kapıldı...
Hasret acısı nedir çekmez isen
Çöldeki bir mecnunu görür isen
Cananın sana yar olmaz gider
Sevgide vefa nedir bilmez isen
Çöl sıcağının etkisiyle susuzluktan dili damağına yapıştı. Ellerini açtı...
Bir pınardan kana kana su içsem
Leylâ'yı bir kerecik görüversem
Allah'ım ben de murada bir ersem
Sonra bu dünyadan göçüp gitsem
----------------------------------------------------------------------------------------
Kitabın tüm hakları saklıdır. ------------------------- Lütfen yorum yapınız!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Herkes Bir Bedel Ödeyecek (KITAP BITTI)
RomanceSevgi kelimesi hiç de yabancı değil bizlere... Bunu herkes çok iyi bilir. Hakkında çok şeyler yazıldı, söylendi... Duygularımı nasıl anlatabilirim diye, ben de bir kaç cümle içimden geldiği gibi ilave etmeden yapamadım. Sevgi, insan...