Final bölümü sizlerle !
Arabada yolculuk tahmin ettiğimden daha rahattı. Dedem o kadar çok konuşuyordu ki ! Kısa ve sıkılmış olduğumu belirten cevaplardan sonra sessizlik oldu bir süre. Daha sonra hareketlendi ama duraksadı. Sorması gereken bir soru vardı ama torunundan yiyeceği azar sormasını engelliyordu. Tekleyerek "Peki sen hangi elementi seçtin ?" dedi.
O an elimdeki kıvılcımları göstererek cevap vermek isterdim. O da öyle bir cevap beklerdi ama sadece "elektrik" demekle yetindim.
Yüzündeki o ifadeyi ne kadar tarif etmeye çalışsam da edemem. Baba olduğunu duyunca bir yüz ifadesi takar ya erkekler. Onun gibi muhteşem , onun gibi şaşkın ve mutlu bir yüz ifadesi vardı. Galiba en yakını bu.
"Pe-pe-peki nasıl bir duygu ?". Ona anlatmaya çalıştım. Ama gelecekten bilgiler vermeden bunu yapmak gerçekten çok zor. Bu ingiliz adam gerçekten çok meraklı.
Eve yaklaştık. Ellerini sertçe vurdu birbirine ve uyanmama sebep oldu. Ters ters baktım ve sinirlendiğimi anladı. Elleri acımış olacak , birbirine sürterek dindirmeye çalıştı. "Birkaç dakika kaldı. Sonunda oğlumu görebileceğim.".
Eve daha da yaklaşıyorduk. Uzaktan görünmeye başladı. Uçsuz bucaksız bir tarla ve ortasında bir ev. Yanında çiftlik ve atlar. Birkaç kişi kalıyor galiba. İki güvenlik var. Birkaç çiftçi. Babam ve babaannem. Ve onların hizmetçileri.
Kapıda sorun çıkmıyor ve iki silahlı adam geçmemize izin veriyor. Odaya giriyoruz. Yan odada babaannem hala can çekişerek bağırıyor. Canı çok yanmış olmalı. Bulunduğumuz odada bir beşik var. İçinde babam. Dedem alıyor onu kucağına. Bir anda onun gibi bebek oluyor dedem.
Oyun oynamaya başlıyor hemen. Güldürüyor babamı. Daha yeni doğmuş, pek bi narin davranıyor o yüzden. Yaslıyor kafasını omzuna gazını çıkartmaya çalışıyor. "Daha süt emmedi ki" diyorum. Haklı olduğumu düşünüyor ve indiriyor omzundan. Ama o şevkati görmek içimde birşeylerin kopmasına neden oluyor.
Babam da beni böyle sevdi mi acaba ?
O an içimde yeni fırtınalar kopuyor. Evet ölmemiş. İçimdeki karanlık ölmemiş ! Derin bir uykuya dalmış sadece. Babam ve onun sevgisinden mahrum kalmış olmam tetikliyor onu. Kalbi durmuş ta şoklayıp uyandırmışım sanki.
Bunların hepsine kökten son vermem gerek ! Şimdi kendi kafama sıksam -ki bunu çok istiyorum- arkadaşlarımı kurtaramayacağım. Bunun için babamı öldürmem gerek !
Yine de yeterli olmayacak. Bunların hepsini babam olsa da olmasa da yapacak olan annem. O da ölmeli. O an içeri hiç beklemediğim biri giriyor. Bekle. O annem mi ?
Gözlerimi sıkıyorum çünkü gördüklerim inandırıcı gelmiyor. Ama hayır. Çok az da olsa farklılık var. Bu kadın anneannem olmalı. Ne yani ? Anneannem onların evinde hizmetçi mi ?
Herşey karıştı şimdi. İçeri bahçıvan olan eşi giriyor. Dedem. Ama bu sefer gördüklerim kalp krizi geçirmem için yeterli olacak düzeyde. Bu adam Eva'yı kaçıran ingiliz. Ama bakışları çok boş. Benim olduğumu bilmiyor.
Şimdi anlıyorum herşeyi. Dedem annemi gördü ve onu anneanneme çok benzetti. Tekrar aşık oldu ! Ama hafızası silinmiş olmalı. Onun gibi normal bir adamın zamanda yolculuk etmesi bunun gibi sonuçlara sebep olabilir. Ama bazı şeyleri hatırlıyor.
"Ben senin geçmişinim Jimmy" demişti. Beni şu an burda görüyor evet. Ama gelecekte , neden gördüğünü hatırlamıyor. İşler çok karıştı. Kafam çok karıştı. Tüm olanları engellemek için bu odadaki bazı insanların ölmesi gerek !
Ya da hepsinin...
Dedemin kucağındaki babam ve anneannem ki annemin doğumunu engellemem gerek. Onlar ölmeli. Binlerce kişinin kurtulması için ! Belki de milyonların kurtulması için. Sonra da kendi kafama sıkacağım. Bitecek herşey. Hemen , şimdi ve burda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİNEZİ [1. KISIM][TAMAMLANDI] #Wattys2017
خيال علميBilim kurgu olamayacak kadar gerçekçi, genç kurgu olamayacak kadar kanlı bir hikaye. Keyifli okumalar !