Şuan yemekhanedeydim. Tek başımaydım ve Dylan'ın gelmesini bekliyordum. Bir yandan da ufak ufak kahvaltımı yapıyordum. Bizimkilerin hiçbiri kahvaltıya kalkmamıştı. Erkeklerden haberim yoktu ama kızları bu sefer kahvaltıya kaldırmamıştım. Çünkü hem geçen günkü bana yaptıkları şakaları için hem de sabah uyandığımda onların yazmış olduğu tehdit dolu notu bulduğum için.
Notta şöyle yazıyordu: Günaydın Jessica! Aklından sakın bizi uyandırmak geçmesin. Çünkü bu sefer o denizde seni boğmak zorunda kalırız. Seni seviyoruz bebek!
-Kate ve AllyKendi kendime güldüm. Uyku onlar için gerçekten en vazgeçilmez şeydi. Bu yüzden bu sefer acıdım ve onları uyandırmadım. Yoksa gerçekten onların tehditinden korktuğumdan falan değil yani!
Düşüncelerimden başıma konan öpücük ile kurtuldum. İrkildiğimde Dylan gülüp karşıma oturdu. Bende gülümseyip "Günaydın!" dedim.
O da aynı şekilde karşılık verdi. Sonra masaya göz gezdirdiğinde kimseyi göremedi. "Diğerleri nerede?" dedi tekrar bana dönerken.
"Hiçbiri uyanamamış. Bende uykularını almamışlardır diye fazla zorlamadım. "
"Hımm. İkimizi yalnız bırakmak için zorlamadın yani, öyle mi?" dediğinde kıkırdadım. "Hayır tabiki canım, nereden çıkarttın?"
O da sırıttı ve kahvaltısına döndü.
"Sanırım sende uyumayı fazla sevmiyorsun. " dedim bakışlarım ondayken. Çünkü o da genelde benim gibi erken kalkıyordu.
"Evet pek değil. Çok uyuyunca sersem gibi oluyorum, bütün gün mal gibi geziyorum."
Kıkırdadım. "Bende öyleyim. Zaten dün gece de fazla uyuyamadım."
Kaşlarını çattı. "Neden?"
"Bilmiyorum, gözüme pek uyku girmedi. "
"Bir sorun olmadı değil mi?"
"Yok, bir nedeni yoktu. Sanırım mutluluktan uyuyamamış olabilirim."
Söylediğim üzerine Dylan gülümseyerek elimi tuttu.
"Sana sormaya fırsatım olmadı. Dünkü ufak gezimiz hoşuna gitti mi? ""Kesinlikle. Çok güzeldi."
"Benim için de öyleydi. "
Aramızda bir sessizlik oluşunca başımı kaldırıp konuştum. "Hiç hayal kuruyor musun?"
Sorum karşısında şaşırdı. "Nasıl mesela?"
"Ben dün gezerken biraz düşünmüştüm de. Mesela herkese yabancı bir yerde olsak. Sadece birbirimizi tanısak. İstediğimizi yapabiliriz, Düşünsene."
Dylan'ın bakışları daldı. Ona bakarken düşüncelere daldığını anladım. "Ee?" dedi gülümseyip.
Bende gülümseyip devam ettim. "Mesela senin okulun bitmiş olur. Ben zaten çalışıyor olurum. Bir evimiz olur. Sadece ikimize ait."
Kaşlarını kaldırdı. "Evlenelim diyorsun yani?"
Kıkırdadım. Aslında o bunu diyene kadar düşünmemiştim. "Hayır evli olmayız. Yine böyle oluruz, sadece aynı evde yaşarız."
Dylan bu sefer elini yanağına koyup iç çekti. Şuan bir kız gibi görünüyordu. Uzaklara daldığında kıkırdadım. "Şebekleşme." deyip yüzüne hafifçe vurduğumda gülüp kendini toparladı.
Bu sefer o konuştu. "Evlenmeyiz ama beş çocuk yaparız."Birden kahkahayı bastığımda o da gülüyordu. "Dalga geçme ama! Ben çocuk falan istemiyorum."
"Aslında bende istemiyorum. Şimdiden senin arkanı toplarken bir de onlara mı bakacağım? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÜRTÜK
Novela JuvenilÇoğu hikayede masum kızları destekleyip onlar için üzülüp, sevindik.Oradaki sürtük kızlar hiç umrumuzda olmadı.Peki ya hikayedeki başrol bir sürtükse ne olur? İşte sürtük kızımız Jessica.Popülerliği doruklarında yaşayan ve bütün erkekler tarafından...