Selam DELİBAL okuyucusu lütfen bölüme geçmeden beni bir dinle :)
Öncelikle size bir şey belirtmek istiyorum. Kitabıma yayınladığım bölümlerin beğenildiğini duyuyorum ama yorum ve vote alamadığım için beğenilmediğine inanıyorum. Büyük heves ve istekle yazdığım kitabım beğeniliyorsa eğer lütfen votelerinizi eksik etmeyin.
Bir de kitabımda eksik gördüklerinizi veya burası böyle değilde böyle olsaydı, şunu yapsaydın iyi olur dediğiniz konuları yorumlarınızla belirtirseniz çok sevinirim :)
Multi Medya; Anıl veee anlarsınız :)
Bölüm Şarkısı; Yusuf Güney- Bela Gözlerin
_______
Doruk Anıl ve Furkan'ın erkeksi espiri ve kahkahaları kulaklarımı doldururken bakışlarımı etrafta gezdirdim. Salona giren iki tanıdık yüzü görünce olduğum yere çivilenmiş gibi hissettim. Mimiklerim hareket edemez hale gelirken sinirlenmemek için bakışlarımı onlardan almaya çalıştım. Doruk onları görürse iyi olmayabilir ve ben en azından bir gün boyunca mutlu olmak ve sitressiz bir gün geçirmek istiyorum. Ve o ikisi umarım partiyi karıştırmak için gelmemiştir.
Derin bi nefes alıp bakışlarımı Ece'ye çevirdim. Dikkatini çekmeye çalıştım ama bir türlü bana bakmıyordu.
"oooo kimler varmış burada" tanıdık ve miğde bulandırıcı sesle herkesin bakışları Bora'ya döndü. Tepkisini ölçmek istercesine Doruk'a baktığımda çatık kaşları ve oldukça korkunç bakışlarıyla Bora'ya bakıyordu.
"Bizsiz parti olmaz değil mi? Yoksa nasıl eğlenirsiniz?" Bora'nın bakışları beni bulunca yüzümü buruşturup iğrenircesine yüzüne baktım.
Doruk hışımla koltuktan kalkıp Bora'nın yüzüne yumruğunu geçirdi. Bora dengesini kaybedip yere düşerken Doruk bir yumrukla yetinmeyip Bora'nın üzerine çıktı.
"Çek lan o siktiğim gözlerini!" Sesi salonda yankılanırken müzik kapatıldı ve herkesin odak noktası olduk.
Buse çığlık atıp Bora'nın yanına gitti. Bora'yı öldürüp katil olma olasılığı yüzünden ben de Doruk'u tutup Bora'nın üzerinden kaldırmaya çalıştım.
"Seni depodan çıkaranı da seni de sikerim lan duydun mu! O gözlerin bir daha Nisa'ya dönmeyecek. Bir daha Nisa'nın yanına yaklaşırsan hayatını sikerim!" Doruk beni aldırmadan Bora'nın yüzünü dağıtana kadar yumruklarını geçirmeye devam etti. Anıl Efe ve Furkan zorlukla Doruk'u çeksede ellerinden kurtulup tekrar Bora'yı yumrukladı. Bora'nın yüzü tanınmayacak hale geldiğinde beni öldürmek isteyen adama acıyarak baktım. Doruk'un deliye dönmüş hali beni korkuturken gözlerimde biriken yaşları umursamadan akıttım.
"Doruk! Yeter dur!" Doruk beni umursamadan işine devam edince kollarını tuttum. Koyulaşmış gözleriyle bana baktığında kaçma isteğimi bastırıp gözlerine baktım.
"Yalvarırım yeter! Öldüreceksin" dediğimde ayağı kalkıp saçlarını çekiştirdi. Buse bayılan Bora'yı etraftakilerin yaldımıyla kaldırıp bizden uzaklaştırdı.
"Seni öldürmek isteyen adam lan o! Seni benden almak isteyen! Nasıl olurda o siktiğimi düşünürsün!" Yerden kalkıp Doruk'un tam karşısına geçip dolan gözlerine baktım.
"İnsanım ben Doruk! Sen onun gibi değilsin sen bir insanı öldürebilecek kadar kötü değilsin!" Söylediklerim nedensizce onu daha da öfkelendirince etrafta ne var ne yoksa bana denk gelmemesine dikkat ederek fırlattı. Sinirliyken bile bana zarar vermemeye çalışması ona sarılma isteğimi artırınca daha fazla direnmeyip hızlıca kollarımı boynuna doladım.