/Jimin\
Taehyung Yoongi'yi banyoya götürdükten sonra bende Hoseok'a battaniye getirmek için salona dönmüştüm. Koltuğun üzerindeki örtüyü alıp tekrar mutfağa döndüm. Hoseok bıraktığım gibi duruyordu. Çok üşümüş olmalıydı ama hak etmişti. Örtüyü üzerine geçirdim.
"Teşekkürler."
"Önemli değil."
Sessizce neyi beklediğimizi bilmeden beklerken Hoseok konuştu.
"Taehyung... Ondan hoşlanıyor musun?"
Sorduğu soruyla aniden kafamı kaldırıp direk gözlerine baktım. Kahverengi gözleri benim için gök kuşağından farksızdı.
"Hayır. O benim en yakın arkadaşım."
Söylediğimle kafasını aşağı yukarı salladı. Çok bekletmeden aklımdaki soruyu sordum.
"Peki sen... Yoongi'den hoşlanıyor musun?"
Kafasını iki yana sallayarak söyledi.
"Hayır. Yakın arkadaşım."
Onun yaptığı gibi yapıp kafamı salladım.
"Anladım."
Sessizliğimiz devam ederken içeriye Taehyung girdi. O da yanımıza oturdu. Ama gariplik vardı. Tamam o her zaman garipti ama bu değişik bir gariplikti.
"Ne oldu?"
Omuzlarını silkip konuştu.
"Hiç bir şey."
Bir şey olduğundan adım gibi emindim ama galiba Hoseok'un yanında olduğumuz için söylemiyordu. Bu seferde Hoseok'a dönüp konuştu.
"Üzerine bir şeyler getirmemi ister misin?"
"İyi olur."
Hızla ayağa kalkıp bizi yine garip sessizliğimizle baş başa bıraktı. O önüne bakarken ben onu izliyordum.
Belirgin elmacık kemikleri,
Kahverengi saçları,
Pembenin en açık tonuna sahip dudakları,
İnce kemikli parmakları,
Her yutkunduğunda belirginleşen adem elması,
Şekilli küçük burnu.
Her şeyiyle muhteşem bir insandı. Benim hak edemeyeceğim bir güzelliğe sahipti. Ama en çokta ben uyardım onun tenine, dudaklarına. En çok ben severdim onu...
/Taehyung\
Hoseok'un üzerine giyecek bir şeyler getirmek için tekrar odaya girmek zorunda kaldım. Kapıya iki kere tıkladıktan sonra içeriden gelen sesle içeriye girdim. Altına siyah bir şort geçirmiş üzerinde ise hiç bir şey yoktu. Fazlasıyla davetkar beyaz boynu resmen gel beni mora boya diye yalvarıyordu.
"Taehyung?"
Hızla dolaba ilerlerken konuştum.
"Evet."
"Beni daha önce gördün mü?"
"Huh?"
"Beni önceden görmüş olabilme ihtimalin var mı?"
Bir yandan kıyafet alırken sorulan soruyla bir süre hareketsiz kaldım. Nereden biliyordu?
"N-neden sordun ki?"
Biraz sessiz kaldıktan sonra alaycı bir sesle cevap verdi.
"Hiç. Öyle aklıma geldi."
Kafamı aşağı yukarı sallayıp seçtiğim kıyafetlerle odadan çıktım...
/Hoseok\
Şu an beni izleyen bedenle bir yandan rahatsız oluyordum tabii ki ama onun bana bakmasını sevmiştim. O güzel gözlerle bana bakması benim için bir onurdu. Su meselesine gelirsek, suyun elinden kaymadığına da adım gibi emindim.
Bir ihtimal beni kıskanmış olabilir miydi?
Tamamen saçmalık. Jimin benim gibi birini ne yapsın? O en mükemmele layık. Çünkü o en mükemmel. Onun gibi birini bulmak zor. Ben onun gibi değilim ama onun yanına en çok ben yakışırım. Onu en mükemmel şekilde ben severim. İyi olan tek yanım onu sevmem zaten. O olmasa çöpten farkım yok...
"Hoseok"
"Efendim."
Taehyung elindeki kıyafetleri verirken konuştu.
"Getirdim. Giy hadi."
Kafamı sallayıp kapıya yöneldim ki Taehyung bileğimden çekip beni içeriye çekti.
"Burada giyin Yoongi banyoya girebilir."
Bir süre sessiz kaldıktan sonra tekrar konuştu.
"Merak etme dikizlemem seni."
Küçük bir kıkırtı bırakıp arkasına döndü. Jimin'e baktığımda hala bakıyordu. Benim ona baktığımı görünce o da arkasını döndü...
/Jimin\
ihavemuscle: Taehyung arkamda bir afet üzerini giyiniyor ve ben bakamıyorum.
nosnsTae: Üzüldün mü sen~
ihavemuscle: Evet -_-
nosnsTae: Tamam bekle o zaman bebeğim.
ihavemuscle: Yoksa...
nosnsTae: *fotoğraf*
ihavemuscle: Aman Tanrım! Taehyung seni çok seviyorum!!
~~~~
Not yazmayı unutmuşum asdfg 1K olmuşuz!! Hepinize teşekkür ediyorum! Nice Binlere asdfgh neyse ma yut ma yut iz yors