Belki yazamadıklarımdı senden sakladıklarım. Kelimelerim içimdeki çığlıkları temsil eder gibi sessizdi.
Sen benim yüreğimin bir köşesinde sessiz çığlıklar atan kara sevdaydın. Yokluğunla her vakit sussamda biliyordum derinde bir yerlerde senden uzun uzun bahsettiğimi.
Ey benim yüreğime akan nem, sustuğum, konuştuğum anlayıp anlatamadığım adam iyi ki geldin. Senden bahsediyordum yalnızlığıma. Defalarca ölüme sürüklediğim bedenime.
Yokluğunda derin ummanlar gördüm bilemezsin. Yanardağların ateşinde kavruldum. Başkasını seversem sesini duyarım sandım. Olmuyor o karanlık; hiç bir vakit dinmedi.Sevmek ne idi? Sevmek bir film karesine gizlenmek olabilir miydi? Yada Leyla diye inleyen Mecnuna Celladını bile sevmeyi öğretmek miydi?
Aşk hem cennet hem cehennem değil miydi; hem nefes hem ölümdü aşk. Dillerine düştüğün insanlara bağıra bağıra "sevdim ulan sevdim" diye bağırmaktı. Ve Aşk senin iki dudağında kaybolmaktı.
Belki defalarca yazmak istedim sana. Belki uzun uzun anlatmak istedim. Bu ilk mektubum sana yıllardır içimde sakladığım her şeyi açığa vururken yanındayım demek bu mektuplar.
Ya Rab ne vakit aşka düşer kulun sen bilirsin çektiği acıları. Ya Benim söyleyemediklerimi fısılda onun kulağına ve ona de ki; yılocan seni ölümsüz bilmiş yine sevmiş...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sevgiliye mektuplar
RomanceOysa aşk dokunulmamış cümlelerdi, kimsenin bilmediği. Yazmak çağırmaktır sevgiliyi belki o yüzden yazdıklarımsın sen aşk... Son Kalem'e...