Çemberin ortasında kalmış , akmamak için çok zorlanarak tuttuğum gözyaşlarıma meydan okudum . Ben güvenmediğim insanların yanında ağlamazdım . Genel olarak ağlardım ve rahatlardım ama bunu tek başına yada güvendiğim dostum yanımdayken yapabilirim . Burada herkes çok fazla yabancı . Bir kişi dışında , hani insanin boğazın da koca bir düğüm oluşur , yutkunsan acır ama yutkunmasan da acır . En iyisi yutkunmamak dersin yine de , kötü olduğumu belli etmeyeyim . Çocuk yaştan bu yana tahammül ettiğim şeylerdi bunlar . Alışkınım . " Şişko , ezik , balina , yürüyen tel , yumurta kafa " ve daha fazlası . 11-ci sınıfın 1 sınıf gibi davranması iğrenç bir şey . 1-ci sınıftan bu yana canları sıkıldığın da tek eğlenceleri benim gerçi . Onun dışında , Meriç Güçlü . Hayallerimi süsleyen adam . Hiç bir zaman alay etmedi ve ben alışkın olmadığım için kendimi ona kaptırdım . Onun da beni sevdiğini düşünmüştüm .. Işte şu an bu aslında insan olan ama duyguları rendelenmiş olan yığının arasında kaldım . Bana alayla bakanlar , acıyarak bakanlar , zevkle bakanlar , yüzlerini buruşturup bakanlar .... Kahkaha sesi yükseldiğin de arkamdan gelen Merve'nin alaycı ve neşe dolu sesi tekrar kulaklarımı doldurdu " Küçük Masal , Meriç'in kendisini sevebileceğine dair düşüncelere sahipmiş . Bakın siz küçük fareye ! Hahahaha . Bizi güldürüyorsun Masal . " Yutkundum . Şu an acınacak haldeydim . Meriç'in benimle çıkma sebebi çok sevgili arkadaşı Emre'nin vereceği bir kağıt ve bir zarf . Dün benden hoşlandığından bahsetti ve ben iki yıl'dır platonik olmanın verdiği heyecanla cevap bile veremedim . Yanağımı öptü ve beni bu kumsalda bekleyeceğine dair bir şeyler söyleyerek elleri ceplerinde sınıftan ayrıldı . Ben de o sevinçle bütün gün alışveriş yaptım , hatta kendime sosyal medya hesabı bile açtım . Ama şu an çok kötü durumdayım . Benimle oynadığı yetmezmiş gibi üstüne rezil olmam için bir sürü insan toplamıştı . Yıllardır bunu yapmak için mi susuyordu ? " N-neden ? " Yutkunurken sadece sinek vızıldaması gibi çıkan ince sesimle sordum . Dilini şaklattı " Lanet olasıca kuzenin Buğra 'yı aldatmasaydı , şu an rezil olmazdın küçük tombul . O Ece olacak en yakın arkadaşına de ki , şu yaşadığın rezillik onun yüzünden . Bir de , sana tavsiyem kimsenin sana aşık olabileceğine dair küçücük bir ihtimal bile düşünme . Dişlerini göstersen canavar sanarak kaçacak insanlar. Hadi yine iyisin biz alışığız. " Yutkunamadım . Hatta nefes bile alamadım . Sol yanımda bitmeyen bir sızı vardı . Aynı zaman da bir his . Sanki bu bir son değildi . Bu bir başlangıçtı . Gözümden akmasını önleyemediğim yaşın akmasına izin verdim , ilk defa . Silme gereği duymadan ağzımı araladım ve kendimden hiç olmadığım kadar emin bir şekil de " Sana söz veriyorum , sana söz veriyorum ki şu yaptığın şeyler için gün gelecek intihar bile edeceksin , ama ne olacak biliyor musun ? Ben de bencil olacağım . "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEĞIŞTIM BEN
Teen Fiction" Şerefsizin tekisin , ama sanki birazıcık gülümsesen herşeyi unutacak gibi hissediyorum .. Ve ben bu histen nefret ediyorum tamam mı ? Güçsüz olmaktan , sana karşı güçsüz olmamdan nefret ediyorum. Senden nefret ediyorum, ama seni seviyorum . Ve ben...