DERİN OKUMALAR -,-Ruhu yaralarla dolu bir adamım,çocukluğumdan bugüne yüzümün güldüğü anlar bir elin parmaklarını geçmez.Huzursuz bir çocukluk geçirdim.Ailem...Ailem yok.Babam ve annem öldü.Annem benim gözümde bir fahişe.Henüz çok küçükken onu babamı aldatırken gördüm.Ve babam bu ana dayanamadı önce annemi sonra kendini vurdu.Küçük bir çocuk için acı şeyler.Fakat sonrasi daha acı...Kim silemeyeceği bir geçmişi ister ki? Ben bırakın silemeyeceğim bir geçmişimin olmasını istemek normal bir geçmişim olsun bile istemem.Geçmiş zaten bir gün geçecek neden isteyeyim ki?
İsmim Gökalp.Gökalp Sondap.Aslında zengin bir aileydik.Ailem yaşarken.Babam öldükten sonra dedem Yavuz Sondağ beni mirastan menetti.Umrumda mı?Kesinlikle hayır.Ben sadece kendimi o yetimhaneden çıkarmak için savaşmıştım.Daha 8 yaşındayken başlamıştım yetimhaneden kaçmaya,parklarda uyuyordum.Her kaçışın sonu aynıydı.Hep yakalanıyordum.Ama birgün gerçekten kaçtım.16 yaşındaydım ve kaçmıştım.Hayatımı kurtarmak adına daha da batırıyordum bir gün bir adamı bıçalladım ve ıslahevine gönderdiler.Tabi beni yine tutamadılar 17 yaşında kaçtım ve bir daha oraya dönmedim.Ankarada kendime yeni bir hayat kurmuştum.Bir ev tutmuştum kiraya,iki odalı ama bana yetiyordu.Hala da yetiyor.
Şuan 21 yaşındayım.Hukuk fakültesinde okuyorum.Avukat olmayı planlıyorum.Herkes gibi hayallerim yok.Evlenmek,çoluk çocuğa karışmak,pembe panjurlu ev olayı falan hiçbirini istemiyorum.Aksine aşktan uzak duruyorum.Sonumun babam gibi olmasını istemiyorum.Kadınlardan da uzak duruyorum.Güven dibi gözükkmeyen bir uçurumdan atlamak gibi ama ben güvensizim.Ben o uçurumdan atlamayı bırakın o uçuruma yaklaşamam bile...Güven problemim var ne yapalım artik...
Bu kadar kendimi anlatmam yeter. Uyuduğum yataktan kalktım elim direkt telefonuma gitti,müzik çalara girdim. Yine Taladro-Risale çalıyordu.Biliyorum aslinda aşk şarkısı ama çok hoşuma gidiyor.Müzik eşliğinde altımda pantolonum balkona çıktım.Bir sigara yaktım.Usul usul yine kapali gökyüzünü izledim.Sessizdim yine.En sevdiğim şeydi sessizlik.Ne bir rüzgar sesi ne bir insan.Kalp atışlarım dahi duyulmuyordu.Okula gitmeliydm fakat henüz erkendi.Ve biraz serseri bir tip olduğum için tam saatinde okula gitmiyordum ama bu derslerimi etkilemiyordu.Başarılı bir öğrenciyim.Okulumu da seviyordum.Bu arada Ankara Ünivetrsitesi Hukuk Fakültesinde okuyorum.Bölümüm biraz zor.Lisede pek derslerime önem vermiyordum yani ilk iki yıl önem vermemiştim.Fakat nasıl oluyorsa hep yüksek notlarla geçiyordum.Eşit ağırlık öğrencisiydim.Hukuk fakültesine girebilmek icin matematik de yapmam gerekiyordu onu biliyordum.Bu yüzden eşit ağırlık okumuştum.Islahevinde bende -onlarin deyimiyle- bir ışık görmüşlerdi ve bu yüzden ıslahevinde de özel hocalarla calışıyordum.Hatta bir ara dershaneye gidiyorum diyip oradan kaçmayı da düşündum.Tabi bunu yapmadım çünkü ıslahevi müdürü peşime birini takmıştı ama açıkca söyleyeyim sikimde değildi.
Bugün bir sınavım vardı evet sınavım vardı ama ne sınavıydı hiçbir şey hatırlamıyorum.
Saat 10'a 20 kala otobüse-evet belediye otobüsüne-bindim ve okula gitmek için metroya binmem gerekiyordu metroya binmek için otobüse bindim.-oha amık cümleye bak ne kadar karışık yazmışım anladınız siz onu-Okula geldiğimde yeni bir yüz gördüm.-ne biçim cümle kuruyorum aq ben-
Bir erkekti.Beni şaşırtan şey okula yeni birinin gelmesi değildi,beni şaşırtan şey bu yüzü oldukça iyi tanımamdı...
Hiçbir zaman geçmiş peşimi bırakmayacaktı.Nereye gidersem gideyim peşimde gelecekti.
O çocuk bana yaklaştı ve;
"Selam Gökalp hâlâ aynı orospu çocuğu olarak kalmışsın,hiç değişmemişsin"dedi ve yarım yamalak güldü.Kısa gibi oldu ama içime sindi.Yazım hatası falan varsa da bir zahmet önemsemeyin.Eleştirilere de açık falan değilim.Keyfinize göre takılın gençler...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
INCURABLE
Teen FictionHerkes en başında iyiydi,beyazdı.Fakat gün oldu eriştiler beyazlara...Siyahlar kapladı. Erişemeyecekleri kadar yüksekte olamadı beyazlar.Gökyüzünü... Denizleri...Bulutları...Çiçekleri... Ve en önemlisi kalpleri kapladı siyahlar. Bir miktar beyazdı...