Marinette
Gözyaşlarım gözümden yağmurun yağdığı gibi akarken ben adrien'a sarılıp kokusunu son bi kez içime çekiyordum. Sonra başını kaldırıp son bi kez yüzüne baktım, gözyaşım onun tam yüzüne düşmüştü. Benden son bir armağandı ona. Kalbime aşkını bırakıp gitmşti. Tamda yeni kavuşmuştuk o kadar zamandan sonra...
Chloe uyanmaya başlamıştı. Gözüm intikamdan başka bişey görmüyordu. Adrien çok zorda olsa bırakmak zorunda kaldım. Ona sonsuz sürmesini istediğim ama o kısacık olan öpücüğü verdikten sonra kalan gücümle ayağa kalkıp dönüştüm. 1 kaç dk sonra chloe'yi yere yatırmış öldürürcesine yumrukluyordum. Yumruklamak yetmiyordu bana. Hem ağlıyo hem bağırıyordum."Biz bunu hakedicek ne yaptık? Kıskandıysan ne oldu ha böyle olması gerekmezdi *ayağa kalkar* artık bu dünyada sende olmıycaksın bende."
Elime balodaki güvenliklerin silahlarından birini aldım. Akumayı bile düşünmüyordum.
"Herşey bitti chloe,ama senin için değil benim için*silahı kendine doğru tutar*"
Tam kendime ölüme teslim edecekken Arkamdan güçsüz bi ses duydum.
"M..marinette yap...ma"
Arkamı döndüm. Adrien hafif doğrulmuş bana doğru sürünerek gelmeye çalışıyordu. Silahı elimden düşürdüm onu görünce. Okadar mutluydum ki yine ağlamaya başladım. Bi hızla ona doğru koştum. Kollarımın arasına aldım ve ordan hiç ayırmadım. Yüzünü ellerimin arasına aldım.*geri marinette'e dönüşür*
"Sen beni bırakıyordun. Ben s..sen..sensiz yapamazdım adrien!! Yapamazdım!!"
Sarı saçlarını okşadım. Burunlarımız birleşti. Gözü gözümün içinde yüzmeye başladı sanki...
"Biliyormusun bende oralarda yapamadım sensiz geri döndüm ba-.."
Sözünün yarım kalmasının nedeni onu öpmemdi. Hasret kalmıştım ona. Öpmeyi bıraktıktan sonra tekrar sarıldım. Sen burda bekle ben şunu halledip gelicem. Tam kalkarken kolumdan tuttu ve beni tekrar ve yumuşak bir şekilde öptü. Neden bilmiyorum ama kızarmıştım.
"Ee hiç kızarma hep sen yapmıycaksın prenses"dedi.
İnanamıyorum ya bu çocuk benim hayatımın anlamı ya.
Tekrar dönüştüm ama chloe dirense bile herşeyi eski haline döndürdüm. Chloe eski haline döndükten sonra yüzüne bile bakmadım. Adrien'ı yavaşça ayağa kaldırdım. Birlikte binadan çıktık. Onun bu halde eve gitmesine izin veremezdim."Adrien sorun olmazsa bu gece bizde kal.. lütfen seni bu halde bırakmam"
"Benim düşünceli sevgilim *marinette'in burnunun dibine girer*
Bilmem acaba kalıyım mı??""Yada hadi ama zorlama ad-"
"Ahh"
Hii acıyan yerini iktirdim galiba. Hep sakarım işte başka ne işe yararım ki.
"Ayy çok özür dilerim yine herşeyi mahvettim... yok sen evine git ben yine bi sakarlık yaparım."
"Marinette asla böyle düşünme *eliyle çenesini tutar* çünkü ben senin elinden zehir olsa bile içerim."
"Ben sana zehir içirmiyceğime göre..."
"Seni çok seviyorum"
"Bende sen- *adrien tam öpücekken iktirir"
"Aayy şimdi y..yani sokak ortasında o..olmaz"
"Peki sen nasıl istersennn"
"Hadi yürü şimdi yine iktiririm ona göre"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Little AGRESTE (Askıda)
Fanfiction-bu dünyadan gitsem bile... -şşt.. böyle konuşma asla öyle bişey olmaycak -ama olursa... -bende seninle gelirim...