Arkadaşlık

43 6 0
                                    

Henüz gözlerimi açmışken "Hüma! " diye seslendim. Zaten yanımda olan arkadaşım uykusundan zıplayarak uyandı ve etrafı boş gözlerle süzdü. Neye uğradığını şaşırmıştı. Kendini toparlaması için onu sarsmaya başladım.Bizi dışarıdan gören birisi hiç şüphesiz onu hırpaladığımı düşünebilirdi ancak bir an önce kendine gelmesi gerekiyordu.Yıllardır bugünü bekliyordum ve bir dakika daha beklemeye tahammülüm yoktu.

Hüma sonunda elimden kurtulup kendini yere attı.Büyük bir gürültü koparken "Manyak mısın kızım ya?" diye yakınırken arkadaşıma "Bir şey olmaz. Kemikten ses çıkar ama hemen kırılmaz,merak etme." diye geçirştirdim.Bana kaşlarını çatarak baktı ve önüne düşen sarı saçlarını geriye itti.Düştüğü yerden tek hamlede kalkıp yüzünü bana döndü. Ben heyecanla cümle kurmaya çalışıyordum.Aklımdan kelimeleri düzgün olmasa bile anlamlı bir şekilde sıralamaya çalışıyordum ama tam ortalarına düşen iki kelime bomba gibi hepsini bir tarafa savuruyordu.Biraz daha böyle bakışırsak Hüma cinnet geçireceği için düşünmeden "Baybars Hanzade." deyiverdim.Arkadaşımın kaşlarını daha da çatılırken "Haağğ?" diye o minik bedeniyle çelişen cevabı vermişti.

"Adı,onun adı.Baybars Hanzade."

Biraz daha düşündükten sonra kaşları hayretle havaya kalkan arkadaşımın sonunda anlayabilmiş olmasına sevindim.Ciddi anlamda olduğum yere kendimi bırakacaktım.Hüma gözlerini odada gezdirdikten sonra abimin masasının üzerindeki tablete bir anda kalp şeklini alan gözlerle bakıp sekleyerek oraya ilerledi. Tabletin düğmesine basmasıyla omuzlarının düşmesi bir oldu.Bakışları tekrar bana dönen arkadaşım "Şifresi var." dedi. Oturduğum yerde geriye doğru yaslandım. Ne olabilir?Abim ne koyar şifresini? Acaba tuttuğu takım olabilir miydi?

"1907 yazsana." dedim uzandığım yerden.Bir iki tuş sesinin ardından Hüma "Bu değil." dedi.

Ne olabilir? Ne olabilir? Off! Acaba doğum tarihi mi?

"0201?" dedim soru sorar gibi. Bu olsun n'olur bu olsun.Hüma yeniden tuşlara dokundu ve bir kilit sesi duyuldu.Hüma zıplayarak yatağa oturdu ve bana "Adını bir daha söyle." diyerek bir sosyal medya hesabını açtı.Merakla yanına yanaşırken "Baybars Hanzade." diye yineledim.Hüma tabletin sesini kapattıktan sonra hesabından bu ismi arattı.Birkaç kişi çıktı.Hüma birinin üzerine tıklarken "Popüler bir ismi olmadığı için şanslıyız." diye mırıldandı.Açılan profile baktığım anda ürperdim.

Bir kolu boylu boyunca saçma şekillerin olduğu dövmelerle doluydu.Kaşında ve burnunda piercingleri vardı.Saçları kıvırcıktı ve kafasının üzerinde kuş yuvası taşıyor gibi görünüyordu.

Hüma bana yüzünü buruşturarak baktı.Kafamı hızla iki yana salladım. Bu olamazdı.Kesinlikle bu değildi.Hüma diğerlerine de baktı.Bir tanesi official hesaptı.Hem o olamayacak kadar büyük hem de çirkindi.Ciddi anlamda dişlek bir adamdı.Neyse çocuğumda çıkar falan unutalım bunu.

Hüma asılan yüzümü parmaklarıyla mıncırıp "Asma suratına kız,ismi var nasıl olsa.Ben araştırıp bulacağım onu." diyerek tableti yeniden eline aldı.Keşfet kısmından çıktığı anda duvarı yenilendi ve birisinin 2 sn. önce paylaştığı fotoğraf ekranda belirdi.Hüma gülümseyerek "Çok tatlı çıkmamış mı?Bak bu o çocuk." dedi fotoğrafı paylaşan çocuğu gösterip.Fotoğrafın üstünde konum olarak bir cafe ismi verilmişti ve açıklamasından da "haberim yokmuş gibi çek .d.d" yazılmıştı.Arkasında objektife bakmayan ama yüzü görünen adama baktığımda hesaptan çıkmak üzere olan Hüma ' nın elini tutarak durdurdum. Hüma bana kaşlarını çatarak bakarken parmağımla o adamı -aslında çocuğu- gösterip "Bu." diye fısıldadım.

Ne tepki vereceğimi şaşırmıştım.Gerçekten oydu.Orada duruyordu.Önündeki bardakta elma suyuna benzeyen ancak elma suyu olmadığına kalıbımı basacağım bir şey vardı.Fotoğrafı çeken ve paylaşan çocuğun onu da kadraja alabilmek için bilerek kenarda durduğu belliydi.Açıklamaya da bu yüzden öyle bir şey yazmış olabileceğini düşündüm.Öyleyse bu çocuk gerçekten onu tanıyordu. Hatta bayağı bir yakınlardı.

BEYAZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin