Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
PARTİ GÜNÜ
DEVRİM AKMAN
Mutfakta oturmuş parti için hazırlanan atıştırmalıklardan yiyordum. Parti verme fikri güzeldi ancak bunlarla uğraşmak tam bir kabustu. Kuzey durmadan herkese emirler veriyordu neredeyse parti saati gelecekti. Çağırdığım müzik grupları çoktan hazırlanmışlardı ve şuan da prova yapıyorlardı. Bu akşam şarkı söyleyeceğim için Kuzey buzlu ve soğuk bir şeyler içmemi yasaklamıştı. Öylece oturmuş etrafı izliyordum.
"Devrim" sesiyle irkilerek arkamı döndüm. Bu Kuzeydi ve beni yanına çağırıyordu. Hızlıca oturduğum sandalyeden kalktım ve yanına gittim.
"Efendim Kuzey"
"Burada bekle biraz sonra Boranlar gelecek onları karşıla"
"Tamam ben hallederim de Kuzey, onları derken?"
"Boran, yakın arkadaşı Enes, kardeşi Hilal ve arkadaşı Serra"
"Tamam" diyerek onu onayladım ve kapının en yakınında ki masanın yanında durdum. Dakikalar geçmek bilmiyordu ve beklemek beni bezdiriyordu. Sonunda kapı çaldığında hemen kapıya koştum ve kapıyı açtığımda Boran karşımda duruyordu.
O an sanki dünyadaki herkes kaybolmuş, sadece bana aşkla bakan o gözlerine hasret duyduğum ve kokusunu özlediğim adamla ben varmışız gibi... Gidip boynuna atlasam sımsıkı sarılsam. 5 yıldır özlem duyduğum o kokusunu doya doya içime çeksem. Ama onu mecbur kalıp bıraktığım için ve bunu bilmediği için beni geri iterse? İşte o an ben ölürüm. Çünkü o benim yaşama sebebim. Benim bu riski kaldıracak ne halim ne de gücüm var. Yapamam. Kafamdaki düşünceleri durdurarak kendime geldim.
Kapıyı sonuna kadar açarak elimle geçin işareti yaptım. Sahneye yakın bir masanın yanında durduk. Birinin konuşmasını bekliyordum ama Boran sanki buraya zorla getirilmiş bir yüz ifadesiyle etrafa bakıyordu.
"Devrim" dedi karşımdaki sarışın kız. Bana sıcak ve geniş bir gülümsemeyle bakıyordu. Yüzüne biraz daha dikkatli bakınca bu kızın Hilal olduğunu anladım. Küçükken o kadar da güzel olmayan bu kız şuan da manken gibiydi.
"Hilal. Sen misin?" diye sordum.
"Evet benim Devrim" diyerek bana sarıldı. Hilal hep böyle sıcakkanlıydı beni de çok severdi.
"Harika görünüyorsun Devrim. Zaten güzel bir kızdın şuan da çok güzelsin. Bak bu en yakın arkadaşım Serra" dedi turuncu saçlı kızı göstererek.
"Merhaba" diyerek bana elini uzattı ve tokalaştık. İyi birine benziyordu.
"Ve bu da Enes abimin arkadaşı" Esmer tenli, uzun boylu biriydi. Fazlasıyla yakışıklı ve karizmatik biriydi ama fazla soğuk biriydi. Bakışları ve duruşu bunu gösteriyordu.
"Hadi Devrim sana anlatacağım bir sürü şey var oturup konuşabileceğimiz bir yer bulalım" dedi Hilal ve benimle birlikte Serrayı da kolundan tutup sürüklemeye başladı.
