-Bölüm 11- RÜYA

20.5K 614 94
                                    



"Uyanmadı mı hala?"

"Doktor Bey neden uyanmıyor? Bir sorun mu var?" annemin telaşlı sesi beni uykunun kollarından çekiyordu.

"Hayır kesinlikle bir sorun yok Nazerin Hanım. Geçirdiği nöbetten dolayı yorgun düşmüş." duyduğum ses aile hekimimiz Mehmet Amcaya aitti.

Acaba neredeydim? Hastahane? Hiç sanmıyorum burnumu dolduran koku odama aitti.

Gözlerimi aralayıp neler olduğuna baktım. Annem baş ucumda oturmuş saçlarımı okşuyordu. Uyandığımı fark ettiğinde gülümsedi.

"İyi misin?" diye sordu kibarca. Zaten hep kibar ve zarif bir kadındı. Benim aksime.

Evet iyiydim hem de çok iyiydim. Ellerimle destek alarak yatakta doğruldum.

"İyiyim anne." dediğimde sırtımı yatak başlığına yaslamıştım.

Bakışlarımı odada gezdirdiğimde annem, babam, Mehmet Amca, Derin ve Güney vardı. İçimde bir eksiklik oluştuğunda yaşadığım anlar yavaş yavaş beynime sızıyordu. Asansörde kapalı kalmıştık.

"Furkan nerede?" diye sordum burukça.

Annem, babam ve doktor amca bana anlamsızca bakarken diğerleri birbirlerine bakıp kıvranıyorlardı.

"Ne oldu?!" diye sordum dehşetle. Furkan'a birşey mi olmuştu? Ah! Olamaz kalbime çöken ağırlıkla gözlerim yanmaya başlamıştı.

Derin bunu fark ettiğinde yanıma gelip elimi tuttu.

"Simay endişelenme tabikide bir şey olmadı seni bize teslim edip okuldan çıkıp gitti. Bir şey olmadı.

Derin bir oh çektiğimde Güney'in sessizce savurduğu küfür kulaklarımı doldurdu. "Bir şey olmadı ama olacak, göstereceğim o p*çe." diye tısladı.

Gözlerim irice açılırken anneme baktım. Umarım duymamıştır, Güney'in daha önce annemin yanında ettiği küfürlere verdiği tepki aklıma gelince yüzümü buruşturdum. Bir keresinde evden kovmuştu. Annemin surat ifadesinden anladığım kadarıyla duymamıştı.

"Furkan kim?" diye sordu babam tek kaşını kaldırarak. Keşke şu tek Kaş kaldırma yeteneği, genler yoluyla babamdan bana geçseydi.

Ama kimsede Furkan'da durduğu gibi çekici durmuyordu. Bu bir gerçekti. Öznel değil nesnel yargıydı.

"Simay asansörde kapalı kaldığında yanında olan sınıftan bir arkadaşımız." diye açıkladı Derin.

"Onun sayesinde kısa sürdü." dedim dudaklarımı birbirine bastırarak.

"Teşekkür etmek isterim." dedi annem sıcak bir gülümsemyele.

"Simay'cığım..." diye başlayan doktor amcayı fark ettiğimde bakışlarımı ona çevirdim. "...Kendine dikkat etmelisin. Bu çok ciddi bir konu. Bu sefer atlatabildin ama karanlık fobin her gerçekleştiğinde ve yalnız olduğun durumlarda ölüme yol açabilir bu çok tehlikeli. Bu yüzden lütfen kendini koru." dedi yalvarırcasına.

Ölüm. Ölüm. Ölüm. Ölüm.

Beynimde yankılanan kelimeler bütün düşünce akımımı durdurmuştu. Hiç birşey düşünemiyordum. Aptal bir bakıcı yüzünden hayatımda ki bu leke canıma da kast ediyordu.

Kalbim sıkışırken ölmek istemediğimi fark ettim. Allah aşkına kim ölmek ister ki?

Doktor amca konuşmasını bitirdiğinde annem eliyle ağzını kapatıp ağlamasını engelledi. Bugün bu durumda olmam onun suçuydu. Ama onu suçlayamazdım. Tamam suçlayabilirdim ama bu sadece düşüncelerimle sınırlı kalırdı. Asla dile dökemezdim. Asla.

Aptal KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin