BÖLÜM ŞARKISI : ADELE-SEND MY LOVE
Multimedia = Uzay Korkmaz
●4 Ay Önce●
Hastanede, sedyenin üzerinde tek başıma oturuyordum. Etrafta birçok ilk yardım malzemeleri ve hastahanenin o iğrenç kokusu...
Annemle doktor dışarı çıkalı yaklaşık 10 dakika olmuştu. Sıkılmıştım. Ayağa kalktım ve pencerenin önüne gittim. Bir oradan bir oraya telaşla koşuşturuyordu insanlar.
Bankın üzerinde oturan 10-11 yaşlarında bir kız çocuğu dikkatimi çekti. Sarışın, gözlüklü, zayıf ve fazlasıyla yorgun görünüyordu. Hırpalandığı kolundaki morluklardan ve üzerindeki yırtık kıyafetlerden belliydi. Bir boşluğa dalmış bir şeyler düşünüyordu sanki. Bu iğrenç yerden çıktıktan sonra ilk işim o küçük sevimli kızın yanına gitmek olacaktı.
O kızı görünce aklıma birden ablam gelmişti. Onu en son 12 yaşındayken görmüştüm. Çok ama çok özlemiştim O'nu. Acaba kaçarken hiç mi düşünmemişti beni, annemi? Nasıldır şimdi, O da özlemiş midir bizi?
Ablamın düşündüğüm sırada telefonum çalmaya başlamıştı. Cemre arıyordu. Tek sırdaşım, tek arkadaşım.. Çok bekletmeden açtım telefonu ve birden sinirle bağırmaya başladı.
+Uzay nerdesin sen? Okulda yoktun, evine geldim orda da kimse yok. Bir şey mi oldu?
-Sakin ol Cemre. Doktora geldik annemle en-
Lafımın sonunu dinlemeden kendisi konuşmaya başladı. Bu kız böyleydi işte endişelendiği zaman hiç susmazdı.
+Ne? Ne doktoru? Gönül teyzeme kötü bir şey mi oldu? Uzay çatlatma insanı anlatsana!
-Cemre lafımı bölmeyi kesersen anlatmayı düşünüyorum. Önemli bir durum yok. Yarın sabah seni almaya geldiğimde konuşuruz tamam mı güzelim?
+Tamam Uzay. Kendine dikkat et. Gönül teyzemi öp yerime.
-Tamam sende dikkatli ol.Başımın tatlı belası. Tanışalı çok olmasa da çok seviyordum Onu. Sadece onun yanında mutlu olabiliyordum. Mutluluğumdu o benim...
Daha fazla bekleyemeyeceğimi anladığımda kapıya doğru yöneldim. O sırada doktorla annemin konuşmasına istemeyerek (!) şahit oldum.
-Üzgünüm Gönül Hanım, oğlunuz akciğer kanseri.
+Hayır, hayır! Olamaz öyle bir şey. O-O daha 19 yaşında. O benim tek varlığım, tek değerlim!! Onu kaybedemem!!!Ve o esnada yere çöktüm. Ben-ben annemi bırakmayacaktım. Cemre'mi bırakmayacaktım. Onlar için bu savaşacaktım. Kurtulacaktım bu illetten!!
Ben etrafa boş boş bakarken annemin çığlığını duymuştum. Lanet olsun! Krizi tutmuştu. Hemen yanına koştum, sarıldım. Bir yandan bana ağlıyor bir yandan da bana sarılıyordu. Durumunun daha kötü olduğunu anladığımda doktora dönüp "Ne bakıyorsun öyle? Bir şeyler yapsana!" diye bağırdım. Hemen kendine gelip hemşire çağırdı ve annemi bir odaya götürdüler.
20 dakika boyunca kapının önünde bekledim. Çok susamıştım. Ayağa kalktım ve kantine doğru yürüdüm. Aşağı kata inerken 50-55 yaşlarında, göz altları ağlamaktan şişmiş bir vaziyette olan perişan adam bağırıyordu. "Ben oğlumu istiyorum, bana oğlumu getirin!!"
Gözlerim dolmuştu ve sanki gözümün önüne kapkara bir perde inmişti. Başım dönmeye başlamıştı. Yavaş yavaş kendimi toparlamaya çalıştım. Acaba ben öldüğümde babam mezarıma gelir miydi? Ya da belki gelmezdi. İyi günümde yanımda olmayan bir insan kötü günümde neden yanımda olsun ki?
Kantine girdiğimde sıra vardı. Önümde yaklaşık 5-6 kişi duruyordu. Biraz bekledikten sonra sıra bana gelmişti. Suyumu alıp eski yerime geri döndüm. Tam odanın kapısının karşısındaki sandalyeye oturacağım sırada kapı açıldı. Beyaz önlüklü, yeşil gözlü ve benim yaşlarımda bir kız çıktı ve bana doğru yöneldi "Annenize sakinleştirici verdik. Şu anda durumu iyi görünüyor. Yanına gidebilirsiniz, eğer bir sorun çıkarsa üst kattayım. Geçmiş olsun." diyip kocaman gülümsedi ve gitti. Tahminlerime göre yeni mezun olmuştu.
Kapıyı araladım, annem melek gibi uyuyordu. Canım benim, bu hayatta tek değer verdiğim kadın... Kapıyı tam açtıktan sonra içeriye doğru bir adım attım ve pencerenin önünde dışarı izlerken gördüm O'nu...
Merabaaa.. Bu benim ilk kitabım eğer güzel yorumlar alırsam devam etmeyi düşünüyorum. Kötü yorumlar çoğunlukta olursa silmeyi istiyorum.
Sizi seviyorum
Yorum ve votelerinizi bekliyorum.. 😊😘😘😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİDEN
Teen FictionKanserli bir çocuğun hayatta kalma mücadelesi... Ve bu çocuğu az da olsa mutlu etmek isteyen bir kız... Eh, ne de olsa her birimiz ölmek için yaşıyoruz, yarışıyoruz...