Lise Belaları//PCY+OSH

Lise Belaları//8

"Aslında biliyor musun Min Ahh-" cümlesini bitirmeden önce açılan kapı ile kendini benim yanıma attı.

"İstediklerinizi getirdim Küçük Bey." Chanyeol kolunun üzerinde doğrularak elinde meyveler olan hizmetliye baktı.

"Masanın üzerine koy ve çık." Hizmetli Chanyeol'un dediklerini yaparak dışarı çıktı. Yerden doğrularak arkama yaslandım ve kağıtları tekrardan toplamaya başladım. Göz ucuyla Chanyeol'a baktığımda bana büyük bir sinirle bakıyordu. Onu aldırmadan işime devam ettim.

"Ahh, ödev yapmaktan sıkıldım." Kendini oflayarak geri atarken yavaşça kafamı Chanyeol'a döndürdüm. Ödev falan yapmamıştı. Geldiğimizden beri araştırmayı ve yazıları ben yapmıştım. Ona sadece resimleri kesmesini söylemiştim ama onu bile becerememişti. Resimleri yamuk yumuk kesmişti.

"Chanyeol, sen ödev falan yapmadın. Sen konumuz sigara olmasına rağmen bir paket sigrara bitirirken sadece bakındın. Sana en kolay görevi verdim. Resimleri kesmeni söyledim. Onu bile yapamadın." Chanyeol gözlerini kıstı ve bana ters bir bakış atarak yerinden kalktı.

"Hadi kalk, gidiyoruz." Chanyeol'a kısa bir bakış attıktan sonra kafamı salladım.

"Ben gelemiyeceğim. Herkesin aksine yapmam gereken bir ödev var." Ayağımın ağrıdığını hissettiğimde yerimden kalkarak büyük masaya yürüdüm. Bunların bir masası bizim 3 masamız falandı.

"Başlarım ödevine." Dediği şeyle yüzümü buruştururken Chanyeol kağıtları masaya koyarak kolumdan tuttu ve sürüklemeye başladı.

Merdivenlerden hızlıca inerek beni uzun kolidordan mutfağa götürdü. Hizmetliler işlerini bırakarak bir anda eğildi.

"Evden çıkın." Hizmetliler Chanyeol'un yüzüne anlamsızca bakarken tekrar söyledi. Ama sesi fazla yükselmişti. "Size çıkın evden dedim!"

Hizmetliler irkilerek kafalarını salladılar ve yanımızdan geçtiler. Chanyeol'un dudakları yana doğru kıvrılırken masaya doğru ilerledi ve bardağa su koydu. Suyu içerken gözlerimi ondan alamamıştım. Adem elması her yutkunduğunda hareket ediyor ve ağzının kenarından bir kaç damla su damlıyordu.

"Neden hizmetlileri çıkardın?" Suyundan son bir yudum içerek bardağı yerine koydu. Arkasını masaya yaslayarak ellerini yana doğru açtı.

"Yemek yapacağız. Daha doğrusu sen yapacaksın. Ben de yiyeceğim." Chanyeol'un dediği şeyle istemsizce gülümsedim.

"Neden hizmetlileri çıkardın onlar yapardı sana yemek." Bana dönerek elini saçlarına götürdü.

"Belki... Senin elinden daha iyi olur." Şaşkına ona bakarken büyük ellerini bir birine çarptı. "Eee. Yemek yap bana. Açım diyorum aç!" Koluma tutarak beni dolabın önüne fırlattı. Evet evet. Fırlattı. Çarpma etkisiyle acıyan kolumu tuttum.

"Tamam ya, yapacağım sana yemek. Ne istediğini söyle." Chanyeol memnun olmuşcasına gülümserken elini yanağına koydu.

"Bana kaz ciğeri yap. Yanında en sevdiğim türden ıstakoz ve soslu sığır eti olsun..." Dediklerini anlamaya çalışırken ChanYeol aynı ciddiyetle anlatmaya devam ediyordu. "... Ah birde domuz eti yahnisi. Salata yapmayı unutma. Bir de bir bardak şarap."

"Ne?" Sırtımı buzdolabına yaslayarak şaşkınca ona baktım. Chanyeol elini yanağından çekerek tezgaha yasladı ve kahkaha atmaya başladı.

"Yüzün öyle bir hal aldı ki! Bir de o 'ne' diyişin var ya..." Kendini yerden yere atacak şekilde gülerken yüzümü ekşittim. Gözlerini silerek bana baktı.

"Ağlattın be. Neyse, yapacak mısın?" Onların hiç birini yapmayı bilmiyordum. Sadece yumurta rulosu, ramen, kimchi falan yapmayı biliyordum.