Yaşasınn! O büyük gün artık gelmişti çok heyecanlıyım. Bugün benim doğum günümm. Arkadaşlarımın bana önceden planladıkları doğum günü balosu var. Acaba ne giyinmeliydim? Off Derin Off! Şimdi bununla ilgileneceğine akşamdan karar verseydin ya be kızımm. Acaba, Acaba, aca.. Buldum! Geçen gün aldığım siyah, uzun, dar, kayık yaka balık elbisemi giyinebilirdim. Saçımı ise ortadan ikiye ayırıp alttan topuz yapacaktım. Boynumun çok boş görünmemesi için yine siyah bir tane büyük taşlı olan bir kolye takabilirdim. Hafif bir makyaj yaptımmıda oldu bu iş! Hemen zihnimde canlandırdığım görüntüyü yapmaya başladım. Önce saçımı ve Makyajımı yaptım. Makyajım hafif, koyu tonlardaydı. Şimdi elbisemi giyeyim o zaman.
Yubbii! Tam istediğim gibi olmuştu. Çok hoş görünüme sahiptim. Ayna da kendime öyle bakınırken Beyza aradı.
- Aloo... Derin nerdesin canım? Eda ve Semihayla seni bekliyoruz.
Eda hemen telefonu Beyza'dan kaparak Zeynep'te burda canım. Sana sürpriz yaptık.
-Ne? Zeynep geçen gün Los Angel ısa gitmemiş miydi? Ne zaman döndü? Beni neden aramadı?
-Sürpriz yapmak istemiş canımmm. Neyse hadi gevezeliği bırakta hazır mısın?
-Evet hazırım. Siz nerdesiniz peki?
-No No No Derin. Nerde olduğumuzu sana söyleyemem dostum. Beyza'nın yapacaklarını düşünebilirsin.
-Düşündüm de bence de. Geleceğim zaman görürüm artık.
-Tamam canım. Deniz'i gönderiyoruz o zaman.
-Tamam bekliyorum.Bu kızlar bir harikaydı. Dünyanın en iyi Bff lerine sahiptim.
Eda, gerçekten çok iyi bir kardeşti. Ne zaman kimseye söyleyemediğim bir şey olsa tek bir bakışıyla beni anlar, üstüme gelmemek için doğru zamanı yakalardı. Suratımın asık olmasına dayanamaz, karşımda şebekleşirdi.
Beyza, tek kelimeyle müthiş bir insandı. Derdini tasasını bırakıp senin Derdinle uğraşıcak kadar fedakardı. Ama bir o kadar da tripkolik. Aramız da en kırılgan, en çok trip atan o'dur. Sinirleri bozulduğu zaman gözü kimseyi görmez, ağzına geleni söylerdi. Ama benim yine de en ponçiğimdi.
Semihayla, yaz tatilin de londra da özel ingilizce dersi aldığım zamanlarda tanışmıştık. Kısa süre de kaynaşıp kızlarla tanıştırmıştım. Kızlar eskiden beni Semihadan kıskansalar da şimdi baya sevdiler.
Zeyneple üç sene önce Los Angel ısda Eda aracıyla taışmıştık. Edayla Zeynep çocukluk arkadaşıdır. Zeynepte çok eğlenceli, aktif bir kişiliği var.
Kısacası hepsi benim birtanecik bffm'lerdi ...
Ayy tamam yeter bu kadar tanıtım. Deniz birazdan burada olurdu. Son dokunuşlarımı da yaptıktan sonra odamın kapısı çaldı. Gelen annem olmalıydı.
-Kızım gelebilir miyim?
-Gelebilirsin anne!
-Oo Derinciğim bu ne şıklık böyle. Çok güzel olmuşsun bebeğim. Harikasın!
Işte şimdi daha da çok heyecanlandım. Gerçekten olmuşmuydu??
-Anneciğim teşekkür ederim. Çok heyecanladım.
-Rica ederim güzel bebeğim benimm. Eveetttt bugün senin doğum günün artık 18 yaşında bir genç kızsın. Ama benim her zaman o mis kokulu, yaramaz bebeğim kalacaksın. Al bu senin için ufak bir hediye. Ilk doğum günü hediyeni ben vermek istedim. Umarım beğenirsin...
-Yaa anneciğim ne gerek vardı. Sizin varlığınız zaten benim için en büyük hediye. Teşekkür ederim. Kızını bu halde ağlatmak istemezsin umarım.
-Asıl biraz daha böyle karşımda minnoş durursan ağlayan ben olacağım.
-Tamam Deniz gelir gelmez çıkacağım... Babam nerde peki beni görmeyecek mi?
-Hiç görmez olur mu kızımm. Baban aşşağı da seni bekliyor. Buraya çıkmak istememiş. Adam haklı kızını böyle görmek onu şuracıkta ağlatırdı valla.
-Tamam o zaman ben aşşağıya iniyorum.Babam ın bir çok ülke de kendisine ait özel şirketleri vardı. Bu sebeple yılda 3-4 ay bizden uzak olmak zorundaydı. Her gidiş gelişinde eli boş dönmezdi. Mutlaka bize özür borcu olarak hediye alırdı. Böyle şeker bir adamı kim affetmez ki...
-Babacığımm.
-Derinn... Bu sen misin kızım... Gözlerime inanamıyorum. Benim minnacık kızım büyümüşte prenses mi olmuş...
O anda babamın gözünden yaşlar gelmeye başladı. Allah kahretsin ben babama dayanamazdım ki...
-Aaa Ateş Atahan yoksa sen ağlıyor musun?
-Yok yaa... Ben mi...Hiç canıımm...
-Haa iyi o zaman. Yani çok da güzel olmamışım diyorsun.
-Hayır... Asla... Çok güzel olmuşsun. O yüzden baloyu dışarda değil arkadaşlarınla evde kutlayacaksın.
-Aa nedenmiş o babacığım?
-Çünkü o baloda erkek de olacağına eminim ve ben seni onlardan bu güzellikle kıskanırım.
-Onlar gelip geçici babacığım... Sen benim birinci sevdiceğim olarak kalacaksın...
-Ahh yeter bu kadar şebeklik. Annesi, kızın gitgide sana benziyor baksana... Süslü püslü... Tıpkı bir sen...
-Yani, kimin kızı neticesinde.Artık Deniz gelmiş olmalıydı diye içimden geçirdim ki teleconuma gelen mesaj sesiyle içimden Deniz gelmiş olmalı diye geçirdim..
Mesajı tahmin ettiğim gibi Deniz atmıştı.
'Hazırsan dışardayım. Çıkalım. '
Hemen anneme ve babama dönüp,
-Sizinle bol bol konuşmak isterdim ama Deniz gelmiş dışarıda beni bekliyor. Ben çıkıyorum. Ikinizi de kocaman öptüm...
Babam o arada,
-Akşam geldiğinde yanıma uğra hediyeni veriyim kızım.
-Tamam babacığım. Görüşürüz.
-Görüşürüz tatlım. Iyi eğlenceler. Dikkat et!
-Teşekkürler. Tamam ederim.Kapıyı açtığımda Deniz elinde telefonuyla oynuyordu. Çok şık olmuştu alttan giydiği beyaz pantolonu, üstüne giydiği gökyüzü mavisi tonunda gömleğini, gece mavisi rengindeki ceketiyle tamamlamıştı. Çok şık ve karizmatik görünüyordu. Telefona öyle dalmıştı ki. Geldiğimi fark etmedi. Acaba çok mu bekletmiştim? Inşallah çok bekletmemiştim.
-Heyy yakışıklı, selam sanırım birisini bekliyorsunuz?
-E-e-evet de Der-in bu sen misin yaa? Çok tatlı ve güzel olmuşsun!
-Sizi de geçmemek yalnız Deniz Bey. Balo da bilmediğimiz özel birisi mi var?
-Yoo-ook hayır... Aslındaa...Şey... Çok güzel olmuşsun arkadaşım belki de sizin vardır?
-Yok be biliyorsun bu işler bana ters...
-Bilmez miyim? Neyse hadi gidelim. Kızlar baya kıskanacak yalnız.
-Yok be siz abartıyorsunuz.
-Yerimizde olsan sende aynı şeyleri söylerdin canımm. Abartım falan yok.
-Tamam. Teşekkür ederim. Hadi gidelim.
-Tamam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Belki Bir Gün...
General Fiction' Öyle bir zaman da karşıma çıktın ki ne yapacağımı bilemedim. '