Bora ile Deniz birbirlerine bakıp sıkıntıyla ofladılar. Ofis bakmaya heyecanla gelmişler fakat bekledikleri gibi olmamıştı. Aslında ofis tam istedikleri gibiydi ne çok büyük ne de çok küçüktü. Kahve tonundaki duvarlar odayı kapatmak yerine aksi halde ortamı daha dikkat çekici hale getirmişti. Ilk gördüklerin de ikiside hoşnut bir şekildeydiler fakat sahibini tanımadan önce. Kadın insanı öldürecekmiş gibi bakıyor, kaşlarının çatıklığı hiç düzelmiyordu. Bir de o çenesi yok muydu insanı hayattan bezdiriyordu. 1 saattir kadın hiç susmuyor durmadan şart koyuyordu. Halbuki daha dükkanı beğenip beğenmediklerini bile söylememişlerdi. Tam bayılma kıvamına gelmişlerdi ki duydukları sesle bir oh çektiler. "Yeşim, hayatım" sesin geldiği tarafa döndüklerinde orta yaşlı bir adam cadı kadına bakıyordu ama o nasıl bakmaksa artık adamın yüzündeki sevgiyi onlar bile görmüşlerdi. Şaşırtıcı olan bu değildi asıl şaşırtıcı olan cadı kadının adamın sesini duyar duymaz melek kadına dönüşmesiydi. "Mirza hayatım hoşgeldin" dedi Yeşim sevecen sesiyle. Mirza ile Yeşim birbirlerine aşkla bakıyorlardı. Yanlarında ki iki gencin varlığını unutarak...
Yeşim bu sabah sinirle evden çıkmıştı. Mirza yine evden erken çıkmıştı ve ona haber vermemişti. Yeşim kocasının işlerinin acele olduğunu biliyordu fakat yine kendini üzmekten alıkoyamıyordu. Yeşim 2 aylık hamileydi. Bu yüzden hormonlarının tavan yaptığının farkındaydı. Iyice dengesizleşmişti gülüyorken bir anda ağlıyor, ağlıyorken bir anda gülüyordu. Karşisındaki gençlerin yüz ifadesini gördüğünde kahkaha atmadan duramadı. Mirza karısının neden birden gülmeye başladığını anlamamıştı. Ta ki ikisini şaşkınlıkla izleyen gençlerin yüz ifadesini görene kadar. Yeşim yine yapmış yapacağını dedi içinden. Karısının kendisine sinirlendiğinin farkındaydı. Işleri yüzünden bu ara karısına fazla vakit ayıramıyordu. Bunu telafi etmek için karısını ziyarete gelmişti. Karısının yüzündeki ifadeye bakılırsa telafi de etmişti zaten. Şimdi sıra şu gençlerdeydi. Yeşimin onları bıktırdığı yüz ifadelerinden okunuyordu bir an önce kaçıp gitmek ister gibi bir halleri vardı ama Mirza bu gençleri sevmişti. Gençlerin cevap vermesine fırsat vermeden "Ofisi beğendiğiniz belli akşam yemeğe gidiyoruz. Itiraz istemiyorum. Ayrıntıları orada konuşuruz" dedi ve karısına veda edip oradan ayrıldı.
Bora bugün daha ne kadar şaşıracağını merak ediyordu. Denize döndüğünde onun da kendinden farklı bir yanı olmadığını gördü. Adının Mirza olduğunu öğrendiği adam akşam yemekle ilgili bir şeyler söylemiş sonra da gitmişti. O gittikten sonra Bora ile Deniz de kadına selam verip çıkmışlardı. Şimdi ise Bora arabayı sürüyor Deniz de yanında oturuyordu. Deniz hâla kadının nasıl bir çenesi var diye homurdanıyordu. Bora onun bu haline gülüp "boşver kardeşim baksana kadının özel günü felan galiba hemen nasıl ruh hali değişti". Denizin hâla homurdandığını duyunca konuyu değiştirme kararı aldı. Ve aklını kurcalayan şeyi biraz da sıkılarak sordu. "Inci de yemeğe gelecek de mi?" Deniz Boranın niye böyle bir şey sorduğuna anlam verememişti. Inciyle ne alakası vardı ki bu iş yemeği olacaktı sonuçta. Artık Boraya nasıl baktıysa Bora konuşmasına devam etti "Evde canı sıkılıyor hem onun için de bir değişiklik olur" dedi ama bu tabiki de işin bahanesiydi. Bora Inciyi yanında istiyordu sanki onsuz başka bir kadının olduğu ortama girince ona ihanet ediyormuş gibi hissediyordu. Denizin ne tepki verdiğini umursamadan Inciyi aradı.
Telefonun sesiyle deli dana gibi dolaşmayı bıraktı Inci. Bazen öyle gereksiz şeylere kızıyordu ki kendisi bile şaşırıyordu buna. Bu süre zarfında önüne gelen herkese bağırıyor kendisi nasıl sinirlendiyse etrafındakileri de sinirlendirmek istiyordu. Bazen nasıl böyle birine dönüştüğüne anlam veremiyordu ama oluyordu işte ve şimdi de kendisini arayan kişi hayatta hiç üzmek istemediği insanlardan biri çimen gözlü sevdiğiydi. En doğru kararı vererek telefonu kapattı zaten bir daha da çalmadı telefon. Bora böyleydi işte bir kere bir şey yapar dahası da olmazdı ya da Inci öyle düşünüyordu. Soğuk nevale dedi Inci içinden. Inci Borayı liseye ilk başladığı zamandan beri seviyordu. O gözleri yok muydu o gözleri en çokta o gözlerine vurulmuştu ya zaten. Inci sadece dışarıdan onu izler bazen ona hayran olur bazen de ukala davranışlarına sinir olurdu. Ama emin olduğu bir şey vardı. O da Boranın gözlerini gördüğü zaman kalbinin yerinden çıkacak gibi atmasıydı.
Arkadaşlar bu benim ilk hikayem yanlışlarım varsa affola 😉😉 Yorumlarınızı ve votelerinizi eksik etmezseniz sevinirim😊😊Bölümler kısa olabilir elimden geldiğince yazmaya çalışiyorum 😉Tekrar görüşmek üzere😘😘😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küt Küt Atıyor Kalbim
Novela JuvenilTelefonun sesiyle deli dana gibi dolaşmayı bıraktı İnci. Bazen öyle gereksiz şeylere kızıyordu ki kendisi bile şaşırıyordu buna. Bu süre zarfında önüne gelen herkese bağırıyor kendisi nasıl sinirlendiyse etrafındakileri de sinirlendirmek istiyordu...