Adımlarını hızlandırırken terlemiş olmasına aldırmadı. Temiz hava ciğerlerine nüfuz ettiğinde gözlerini kapatıp denizin kokusuna kendini kaptırdı. Sahil boyunca koşarken ayakları neredeyse isyan ediyordu ama aldırış etmedi. At kuyruğu yaptığı saçları savruldu, kumsalın sonuna geldiğinde duraksadı.
Hızla nefes alıp verirken kulaklıklarını çıkardı. Kıyıya vuran deniz sesleri kulağına hücum ederken telefonunu kontrol etti. Eve gidip duş alması, sonra ise yeni başlayacak dönem için okula gitmesi gerekiyordu. Yürümeye başladı. Karşı kaldırıma geçtiğinde tanıdık bir yüzden kendisine içten bir gülümseme ulaştı.
Yırtık siyah pantolon giymiş, omuzlarından düşen dalgalı saçlarını serbest bırakmış gökyüzü mavisi gözlere sahip kız ona doğru koşup sarıldı. "Terliyim." Dedi Lauren. Kız onun bu dediğine aldırış etmeden sarılmaya devam etti.
"Umurumda değil." Diye yanıtladı. "Seni çok özledim."
Lauren kollarını ona sararken tebessüm etti. "Lexa, on iki saattir görüşmüyoruz." Dedi. Kız kollarını ondan ayırıp delici bir bakış attığında devam etti. "Bende seni çok özledim." Kız yeniden gülümsedi.
"Gerçekten duş almam lazım." Dedi Lauren kahkaha atarak.
*
Sıcak bir duşun ardından son senesinin ilk günü için üzerine kıyafet seçmeye koyuldu. Uygun gördüğü bir kaç parçayı üzerine geçirdikten sonra mutfağa indi. Kahvaltı çoktan hazırlanmış, tüm aile masanın etrafında toparlanmıştı.
Annesi akıllı telefonu ile oyun oynuyor, babası günlük gazateyi okurken bir yandan kahvesini yudumluyor ve kendinden bir yaş küçük kardeşi ise mısır gevreğini midesine indiriyordu.
Lauren masanın yanına ilerledi ve bir parça salatalık alıp ağzına attı. "Günaydın." Dedi birbiri ile hiç bir diyalog içinde olmayan üç kişiye. "Mick acele et, geç kalacağız." Diye devam etti. Genç son kaşığını da aldıktan sonra hızla kalkıp çantasını yüklendi.
Evden çıktıktan sonra düz yolda Lauren ,Micky'e ufak bir bakış attı. "Hoşlandığın şu kız, onunla nasıl gidiyor ?" dedi alaycı gülümseme ile.
Mick anlamsızca baktıktan sonra yanıtladı. "Sana Lexa'yı sormadığım sürece bana onu sormamaya ne dersin ?" yürümeye devam etti.
Lauren tebessüm etti. "Aynı durum olmadığını sen de biliyorsun."
Mick asfalt yola bakarak, başını eğdi ve söze girişti. "Ara sıra konuşuyoruz" dedi. "Sanırım ona basketbol öğretmemi istiyor."
"Vay canına dostum !" dedi Lauren. "Basketbolun romantizmi içinde kaybolmanız için dua edeceğim."
Okulun kapısına ulaştıklarında Lexa koşarak Lauren'a sarıldı. İkisine donuk bir bakış bırakan Mick "Ben derse gideceğim." Dedi ve uzaklaştı.
"En sevdiğim çift !" diye bağırarak yaklaştı, uzun sarı saçları yüzüne düşen, mavi gözlü genç. İkisi ayrıldığında Lauren gülümseyerek baksa da ondan haz etmediği belli olan Lexa gözlerini kaçırdı.
"Mutlu son seneler, Matt." Dedi Lauren. Genç sırıtarak cevapladı, bir yandan da Lexa'ya kaçamak bakışlar atmaktan çekinmiyordu.
"Hepimiz için mutlu yıllar." Dedi.
Lexa okulun kapısına baktı ve kahkaha attı, Matt'a iğneleyici bir şekilde odaklandı. "İşte benim en sevdiğim çift geliyor."
Okul kapısından yeni çıkmaya yüz tutmuş sakalları, uzun kahve saçları ile bir oğlan ve onun elini tutan esmer, siyah saçlı ve açık kahverengi gözlü kız onlara doğru ilerledi. Bir yandan birbirilerine gülerken, bir yandan da çevresindekilerin fısıltılarını işitiyorlardı. İki yılı aşkın süren bu ilişkileri, bu lise için kesinlikle rekordu.
Matt, Lexa'nın kulağına eğildi. "Benimle olduğu gibi onunla da yattığını herkes biliyor, bebeğim." Dedi ve sahte bir gülümseme ile oradan ayrıldı.
Az önceki çift Lexa ve Lauren'ın yanına ulaştığında Lexa söze atıldı. "Bi ara çifte randevuya çıkmalıyız."
Kahkaha atan Louis anında onayladı. "Kesinlikle bunu yapmalıyız." Elini sıkıca tuttuğu sevgilisi Amy de gülümsedi.
"Okulu özlemişim." Dedi Lauren ikisine bakarken. "Bu yaz bana burada herkesin birbirine nasıl sevgi ile baktığını unutturdu." Dedi çevresindeki tanımadığı insanlardan üzerine düşen bakışlar üzerine ironi yaparak.
"Hadi ama !" dedi Louis'in omuzuna yaslanmış Amy. "Louis ve benden daha güzel bir çift olduğunuz için size kızgınım ama gerçekten bu bakışları önemsememeyi uzun süre önce bırakmış olmalıydınız."
Louis, Amy'nin bu sözüne karşılık tebessüm etti ve onun yanağına minik bir öpücük bıraktı. "Bu arada basketbol takımının oyun kurucusu olduğunu duydum." Dedi Lauren.
Louis güldü. "Evet." Dedi. "Kardeşini biraz yoracağım."
"Umurumda değil." Dedi Lauren. "Derse geç kalacağız."
Dersliklerin yeri değiştiğinden uzun bir süre birlikte kendi dersliklerini aradılar. Bir ara bir alt sınıftan bir dersliğin kapısını hızla açan Lauren içeride ders olduğunu tahmin etmemişti.
Tahtada sunum yapan kız ona baktığında yutkundu. Dalgalı saçları omuzlarına düşmüş, başına kırmızı puantiyeli bir kurdale bağlamış ve kısa bir etek giymişti. Lauren sınıfa baktığında kardeşinin de ön sıralardan birinde oturduğunu gördü. "Ne yapıyorsun ?" dermişcesine hareket ettirdi dudaklarını Mick.
Lauren kendine geldi ve öğretmene "Özür dilerim" dedikten sonra sınıftan çıktı.
Çok geçmeden kendi dersliklerine girip sıralarına yerleştiler. Lexa sınıftakiler ile derin bir sohbete dalarken Lauren ise mesajlarını kontrol etmeye başladı. Aniden bildirimlere bilinmeyen bir numaradan bir kaç satırlık bir mesaj düştü.
"Firewood'da dedikodular hızlı yayılır. Duydum ki küçük Lexa'nın yorganını paylaşmadığı kimse yokmuş. Uupss."
Lauren mesaja anlamsızca bakarken sınıftaki herkesin telefonuna ard arda mesajlar gelmeye başladı. Her açılan mesajda fısıltılar daha da yükselirken Lauren kendine de gelen mesajı açtı.
Mesajdaki fotoğrafta Matt'in dudakları Lexa'nınkiler üzerindeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Spoons (Camren x Larry x Clexa )
FanfictionSahte, yanlış, bencil hayatlarınızı yerle bir etmek adına oluşturulmuş bir karakter miyim ? Belki de ama ince bir noktada, ben hepinizin gerçekte kim olduğunuzu biliyorum. Ben mi, hiç biriniz beni tanımıyorsunuz ve asla da tanımayacaksınız xx Spoon