"Sende bir değişiliklik var dostum." dedi Mick elindeki topu potaya gönderirken. Top çemberden dışarıya düştü. "Fazla terlemişsin, hasta falan mısın ?"
"Ee." Harry afalladı. "Evet, bilirsin mevsim geçişleri." Harry topu attığında çemberden girdi ve zeminde sekmeye başladı.
"Bugün büyük gün." dedi Mick. "Ona çıkma teklifi edeceğim."
"Harika." dedi Harry. "Sonunda."
"Bilmiyorum dostum." dedi Mick elindeki topu bırakıp sahaya otururken. "Gözlerimi ne zaman kapatsam onu görüyorum." Gülümsedi. "Bütün gün bilgisayar oyunu oynarsın sonunda kalkarsın ve tüm vücudun uyuşmuş gibi hissedersin, tam olarak öyle bir his."
"Onun da böyle hissettiğine eminim." dedi Harry.
*
"Buraya girmeye yaşımızın tuttuğuna emin değilim." dedi Camila.
"Seninki tutmuyor." dedi Lauren gülerek. "Şaka yapıyorum, güvenliği tanıyorum bizi içeri alacaktır."
Lauren kendinden emin adımlar ile ilerledi, kapıya geldiğinde bodyguard'a selam verdi. "Hey Jim, kız benimle." İkisi de rahatça içeri girdi.
"Bu fazla rahattı." dedi Camila gülümseyerek.
"Rahat bir insanım." dedi Lauren. "Hadi gel, bir şeyler içelim." Bar kısmına ilerlediklerinde sandalyelere oturdular. "Ben bir margarita alıyorum ve o da.."
"Aynısından." dedi Camila.
İlk içkilerini içtiklerinde ilerleyen vakitlerinde hızlıca devamı gelmeye başladı. İkinci, üçüncü derken dans pistinde bedenlerini birbirine sürtmeye, parfümlerinin ve biraz terin kombinasyonunu iliklerinde hissetmeye başladılar.
"Hadi bir tane daha içelim." dedi ayakta duramayan Camila. Lauren onu kolundan tutup kalabalıktan çıkardı.
"Bu kadar yeter." dedi gülerken. "Sen sarhoş olmuş gibisin ve gitmeliyiz."
"Ama daha çok erken.." dedi Camila.
"Buraya geldiğimizde sabahtı ve şimdi hava karardı , Camz." dedi Lauren. "Hadi gidiyoruz."
Bardan çıktıklarında ikinci kaldırımda Camila kusmaya başladı. "İlk içki deneyimindi değil mi ?" dedi Lauren.
Camila anlamsızca gülmeye başladı. "Hayırrrrrrr, evet."
"Hadi gidip sana kahve yapalım." dedi Lauren, bir kolunu omzuna atarak onun dengesini sağlamaya çalıştı.
*
"Dövmelerini seviyorum." dedi Louis, yatağının diğer kısmından ona bakan Harry'e . "Bir insan vücudu ancak bu kadar kusursuz olabilirdi."
"Her şeyi geride bırakıp seninle kimsenin bizi tanımayacağı bir yere gitmek istiyorum." dedi Harry. "İtalya, belki İspanya."
"Yabancı dilim berbattır." dedi Louis gülümserken. "Ama insanların ne söylediklerini anlamamak, anlamaktan daha güzel olurdu eminim ki."
"Sokaklarda elini tutmak, hayal edebiliyor musun ?"
"O kadar uzak gözükmüyor." dedi Louis. "Hayal değil, plan gibi." Yatakta doğruldu. "Hiç böyle hissetmemiştim, sen sanki bana gerçek kendim buymuş gibi hissettiriyorsun. Özünü açığa çıkarmak gibi."
"Anlayabiliyorum." dedi Harry. "Bana her baktığında istemsizce dudaklarını birbirine bastırıp kaşlarını biraz kaldırıyorsun. Gözlerindeki parıltı aşık olunmayacak gibi değil."
"Sence aşk mı ?" dedi Louis. "Aşktan pek konuşmam."
"Aşktan sadece kızlar konuşur." dedi Harry. "Erkekler ise olayın, bilirsin, hissetme kısmı ile ilgilenirler."
*
Lauren elindeki kahveyi Camilaya uzattı. Soğuk suyun yüzüne çarpılması ile biraz kendine gelmiş gibiydi. "İyi hissetmeni sağlar." dedi.
"Zaten iyi hissediyorum." dedi Camila. "Hiç iyi hissetmemişim gibi."
"Ama bugün baya komiktin." dedi Lauren kahkaha atarak. "Komik, özgür, masum." Son kelimeyi söylerken kahkahasını yarıda kesti.
"Ne yapıyorsun ?" dedi Camila. "Neden yapıyorsun ?"
Lauren gözünü kaçırıp zemine baktı. "Neden böyle hissettiriyorsun ?" diye devam etti Camila. "Bana bak lütfen." dedi. "Herkes büyüyememiş olduğumu söyler, sen ise birden bire büyümemi sağladın."
Lauren gözlerini ona sabitledi. Bir kaç dakika öylece kaldı. Bir şey diyemeden, korku ile bakarken, nefessiz kalmak gibi.
Ani bir hareketle dudaklarını dudaklarında hissetti. Camila'nın sırtının hızlıca kanepeye yaslanmasını sağladı. Elini yüzüne koymuş, dudaklarında tekrar sarhoş oluyordu.
Kapı açıldığında Lauren onun üzerinden hızla kalktı ama Mick ikisine öylece bakıyordu. Kapıdan hızla çıkan Mick'in arkasından koşmaya başladı Lauren. Onu yakaladı, aralarında mesafe olsa da seslendi.
"Micheal !"
"Tek birini sevmiştim." Dedi genç adam gözleri dolarken. "Ama sen benim olan her şeyi istedin." Elinin tersi ile gözlerini sildi.
"Mick." Dedi Lauren. "Özür dilerim."
"Senden nefret ediyorum." Diye bağırdı Mickey. Koşarak bahçe kapısından çıktı, yolun ortasında aklına gelen bilekliği çıkardı ve Lauren'a doğru fırlattı. Bu sırada kornaya basan otobüsü fark etmemiş, ettiğinde ise donakalmıştı. Korna sesi ve Mick'in üzerine vuran far ışığınden bir kaç saniye sonra her yer kan gölüne dönmüştü.
Lauren çığlık atarken Camila olduğu yerde donakaldı. Lauren ona doğru koştu. Tüm vücuduna kan bulaşırken kardeşini kucağına aldı. Gözleri çoktan kapanmış, kendini bırakmıştı. Bir hayatın elinden kayışını izlemişti Lauren.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Spoons (Camren x Larry x Clexa )
FanfictionSahte, yanlış, bencil hayatlarınızı yerle bir etmek adına oluşturulmuş bir karakter miyim ? Belki de ama ince bir noktada, ben hepinizin gerçekte kim olduğunuzu biliyorum. Ben mi, hiç biriniz beni tanımıyorsunuz ve asla da tanımayacaksınız xx Spoon