-Bölüm 13- TACİZ

19.3K 594 90
                                    

Bölümü @gizem3329 adlı arkadaşımıza ithaf ediyorum. Bölüm senin için tatlım. İyi okumalar. :')

Aynada ki yansımama kayan gözlerime baktım. Kafamı yana eğerek bakmaya devam ettim. Kimilerine göre güzeldim. Kimilerine göre tatlıydım. Heves ve Berfin'e göre ise sadece çirkindim.

Her zaman gözlerimle ön plana çıkmıştım. Çok tuhaf bir renge sahiplerdi. Fiziğim de birbiriyle orantılı hatlara sahipti. Ve dudaklarım biraz dolgundu. Ama hiç bir şey gözlerim gibi değildi.

Bu gözlere nasıl sahip olabiliyordum? Sarışın değildim, beyaz tenliydim ama saçlarım kahverenginin en koyu tonlarındaydı. Zaten renklerim hep en koyu tonlardaydı. Gözlerim lacivertin en koyu tonlarındaydı. Saçlarım kahverenginin en koyu tonlarındaydı.

Annemin gözleri kahverengiydi. Tek ortak özelliğimiz saçlarımız aynı renkteydi. Babamla hiç bir şekilde alakam yoktu. Açık yeşile çalan gözleri ve hafif kırlaşmaya yüz tutmuş saçları... Kesinlikle benzemiyorduk.

Derin bir nefes alıp gözlerimi yavaşça açıp kapattım. Yüzüm aşırı beyazdı. Gözlerim de tuhaf bir renkti. Acaba Güney'in hitap ettiği gibi, vampir olabilir miydim?

Gözlerimi devirip yerde ki çantamı alıp dışarı çıktım. Kendimle uzun süre baş başa kalınca fazla saçmalıyordum. Aşağı inip kısa bir kahvaltı yaptıktan sonra, okul servisinin korna sesiyle bahçeye çıktım.

Okula geldiğimde çantamı sınıfa bırakıp bahçeye çıktım. Bakışlarım Derin'i arıyordu. Konuşmamız gerekiyordu.

Okulun arka bahçesinde ki demirlere tutunarak okulun sahil manzarasını izliyordu. Hızla o tarafa ilerleyip yanına vardım.

"Derin." dedim kesik nefeslerim arasından.

"Git buradan." dedi bana bakmayarak.

"Konuşmalıyız." diye ısrar ettim.

"Siktir git!" diye tısladı.

Ah Derin ah! Bir dinlese beni.

"Derin..." diye başladığımda bana dönünce sustum.

"Hatırlasana Simay, Heves'in yaptıklarından sonra ona nasıl lanetler okumuştuk, ona nasıl küfürler etmiştim. Şimdi bakıyorum da senin ondan bir farkın yok!" deyip önüne döndü. Gözleri dolmaya başlayınca, benim de gözlerim dolmaya başlamıştı.

"Kes şunu! Doruk'la aramda hiç bir şey yok! Beni duyuyor musun Derin? Hiç bir şey yok!" diye bağırdım, ağlamasını kast ederken.

Elini 'boşver' anlamın da sallarken hala yüzüme bakmıyordu.

"Ben Furkan'dan hoşlanıyorum gerizekalı!" dedim sesimi yükselterek. Daha kendime bile itiraf edememişken dile döküyordum.

Ama doğruydu. Ben Furkan'dan hoşlanıyordum.

Bakışları hızla bana dönerken, kaşlarını çatmıştı.

"Gerçekten mi?" diye sordu.

"Evet." dedim gülümseyerek.

Kaşları yavaşça gevşerken yanına gidip sarıldım. Sarılışıma karşılık veririrken gülümsedim.

"Barıştık mı?" diye sordum geri çekilirken.

"Güvenemiyorum şimdi, içinden bokta çıkabilir." diye son zamanlarda sık yapılan espriyi kullandığında kahkaha atmaya başladım. O da bana katılınca gülüşlerim arttı.

Sonunda ikimiz de sustuğumuz da koluma girerek sınıfa doğru çekmeye başladı.

"Peki neden kolunu omzuna atmıştı?" diye sordu.

Aptal KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin