1.Bölüm : Tanıtım

81 14 2
                                    

Multimedia : Zeynep - Kerim

Türkiyenin en iyi ajanslarında birinde aşık olduğunuz patronunuzun kişisel asistanı olduğunuzu düşünün. Ne güzel olurdu dimi? Ama benim bu hayattan ayrı bambaşka hayatım var. Dünyaya geldiğim an şansızlığım bir kutup yıldızı gibi yüzümde parlamıştı. Annesi doğum sırasında ölen ve babası köklü bir mayfa olan kişiyim ben. Küçüklüğümden beri her tür kavga, nişan alma, ok atma gibi bir sürü dersler aldım. Benim yaşımdaki çocuklar okula giderken ben hep evde oturup öğretmenlerimin gelmesini bekledim. Evden çıktığım günler ise sayılı olduğu için tek arkadaşım İremdi. Oda babamın en yakın arkadaşı olan Ahmet amcanın çocuğuydu. Benden de pek farkı yoktu zaten, tek fark o benden daha az kavga çeşidi biliyordu... Şuan nerde miyim? İremle box solunundayım ve manyak arkadaş olarak birbirimize vurup sohbet ediyoruz.

"İrem bugün alışverişe mi kaçsak? Kafa dağıtırız."

"Zeynep saçmalama! Bugün hiç, babalarımızın korumalarıyla uğraşamam!"

"Zaten gidelim demiyorum kaçalım diyorum?"

Konuşmamı bitirdikten sonra bir yumruk savurdum fakat İrem kendisine siper alıp durmam için işaret etti.

"Kızım ne zaman ciddisin ne zaman şakasın valla anlayamıyorum..."

İrem sırıtmadan kahkahaya doğru yol alırken bende kendi mi küçük çaplı kahkaha moduna alıp gülmeye başladım.

"Hadi kaçalım o zaman!?"

Yavaşça box sahasında çıkıp dışarıyı inceledik. Arka kapıda iki , ön kapıda 3 koruma vardı. Biraz daha bakındıktan sonra yangın merdiveni aklıma geldi. İrem e işaret edip Exit yazan yere ilerledim. Kapıyı yavaşça ittirip malların (korumaların) olmadığını fark ettim. Kapıyı biraz daha itip vucüdumuzun geçeceği şekilde yer açıp dışına çıktım. İremde çıktıktan sonra hızla aşşağı indik. Allah ' tan 2 katlı birşeydi. Tam dışarı çıkıp korumaların arkasından geçerken İremin telefonu çalmıştı. Hadi ama sessize almamış olamaz dimi ? Koruma hızla arkasını dönüp gülümseyince bende gülümsedim ve İreme öldürücü bakışlarımı atıp arabanın arka kapısını açıp oturdum. İremde oflayarak telefonu açıp konuşmaya başladı.

"Efendim baba?"

"..."

"Tamam baba geliyoruz."

"..."

"Ne hakkında konuşacaktık ki?"

"..."

"Tamam, görüşürüz."

"..."

Ahmet amca konuşmasını bitirince İrem telefonu kapıtıp gözleri beni görebileceği şekilde kafasını bana doğru çevirdi.

"Bir sorun mu var, İrem?"

"Yok ya ne olcak? Ama bizim iş fos çıktı."

Kafamı evet dercesine aşşağı yukarı salladım. Malasef alışverışe kaçamamıştık. Aslında alışverişi sevmiyorum ama daralmıştım.

*********

Eve geldiğimizden beri yan villadan hiç ses çıkmamıştı, yani İremlerin evinden. Oysaki hergün ya onların evinde ya bizim evde olurduk. Bu sessizlik beni tedirgin etmişti. En sonunda dayanamayıp bir hışımla odamdan çıkıp, gösterişli villanın kapısına adımladım. Son derece samimi olduğumuz için bende de İremlerin evinin anahtarı vardı. Anahtarı sessiz bir şekilde kapıya sokup yavaşça çevirdim. Kapı açılınca bir hışımla içeri daldım. Salon da kimse yoktu, ölüm sessizliği hariç... Tanıdık villanın merdivenlerini çıkıp İremin odasına girdim. İrem yatakta kıvrılmış ağlıyordu. Ne, İrem ağlıyor?!

Rüyalar Gerçek DEĞİLDİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin