Saat 12 idi ve ben uyuyordum. Su içmeye mutfağa gittim. Bir yıldırım çarpmıştı. ben bahçeye indim orada bir mektup vardı ve şöyle yazıyordu. "ya kaçarsın ya da ölürsün " diye . Ben korkmuştum. eve gittim ve uyudum. Saat 08:00 ı gösteriyordu. hemen Mustafa'ya gittim ve onunla konuştuk. sonra diğer sevdiklerimle konuştum bütün aile benimleydi. birlikte ormanda arabalarla gidiyorduk ama çok yorulmuştuk. oraya kamp yaptık ve dinledik annemler uyuyordu yıldırım çarpmıştı. ve etrafta adeta korkunç sesler geliyordu. Bu bir çığlık sesleriydi. ben uyandığımda yanımda ablam yoktu. elime el fenerini alarak. Ormana doğru yürümeye başladım.yakamı birisi tutmuştu. Bu mustafaydı. birlikte ablamı aramaya başladık . çığlıklar gelmeye başlıyordu her adımımızda daha çok yaklaşıyorduk. sanki birisi bizi takip ediyordu biraz daha gittik ve bir cesetti ve cesedin alnında" ne kadar kaçarsan kaç benden kaçamasın " diye benle mustafa çığlık attı ve kampa doğru koştuk. Ve bizi takip eden Samara adlı bir çıplak ayaklı beyaz kıyafetli birisiydi biz çok korktum ve ellimizden bıçaklarımızı attık. Samaraya samara kaçmıştı galiba galiba ablamı öldüren kişi samara olabilirdi ama sonra düşünmeniz lazımdı ve kampa gittiğimizde saat sabah 9 idi herkes ablamı bulamadığından endişeliydi ve biz mustafayla haberi verdiğimizde annem başta olmak üzere herkes çok üzüldü ailemle ablamın cesedinin olduğu yere gittik ama orda ablamın cesedi yoktu ve arabalara bindik.