Öff yine uyanır uyanmaz kendimi bir fırına girmiş gibi hissettim. Bu ne sıcak böyle. Kalktım ve perdeleri açtım hava dayanılacak gibi değildi. üzerimde kısa bir şort ve kolsuz bir t-shirt vardı. Al işte telefon çalıyordu. Rüya arıyor. Sabah sabah ne oldu ki acaba. Rüya ve sabahın köründe aramak ne oluyor ya. Telefonu açtığımda Rüya'nın sesi çok iyi geliyordu.
"Oo küçük hanım bakıyorum erkencisiniz."
"Öyle oldu büyükhanım."
"Sen onu bunu bırak da bana neden aradığını söyle meraktan patladım."
"Kızım akşam balo var. Okul karar vermiş. Yılsonu balosu olacakmış galiba. Dans edecekmişiz falan. Ben Kerimle dans edeceğim. Ama sana da birini bulmak lazım. Dışarıdan birini de davet edebiliyormuşuz. Kalk hadi üzerine bir şeyler giy. İlk önce alışveriş sonra kuaför sonra da sana bir partner bakarız."
"Bu sıcakta hiç uğraşamam. Ben gelmesem."
"Saçmalama yalnız bırakacaksın bu küçükhanımı. Lütfeeen."
O maviş gözlerini kocaman açıp yavru kedi bakışı yaptığına emindim. Ama neden beni bu güzelim pazar gününde dışarı çıkarıyordu ki. Ama kıyamadım işte o benim tek arkadaşımdı. Ailem iki yıl önce bir trafik kazasında ölmüştü. Arabada ben de vardım ama bana hiç bir şey olmadı. Rüyayla hastanede tanıştım o da ablasını kaybetmiş. Bu acı bizi birbirimize bağladı. İşte o yüzden başımız sıkıştığında hep birlikteyiz.
"Tamam be ama çok yürümeyelim valla yolun yarısında geri dönerim."
"Büyükhanım sizi hayal kırıklığına uğratmayacağım."
Bana büyükhanım demesinin sebebi ondan sadece bir gün büyük olmam. Ona bir gün içinde tam dokuz kere küçükhanım demişlerdi. Ondan sonra ben de ona küçükhanım demeye başladım. O da bana lakap olarak büyükhanımı tercih etti. Rüya çok güzel bir kızdı. Masmavi gözleri doğuştan sarı saçları vardı. Teni süt gibi beyazdı. Bense koyu renk saçlarım, simsiyah gözlerim ve buğday tenimle onun tam tersiydim.
"Hadi o zaman on dakika sonra evin önüne çıkarım sen de çık birlikte gidelim."
"Peki tamam görüşürüz."
"Görüşürüz."
Rüyayla evlerimiz yanyanaydı ben ailemden kalan evde tek başıma yaşıyordum. Rüya da ailesine yalvarıp anne babasıyla yan eve taşınmışlardı. O yüzden sık sık bende kalıyordu. Odama gittim, koltuğumun üstüne atılmış kısa bir şort ve ip askı bir t-shirt gördüm. Bunları bir hafta önce giymiştim galiba. Ama bu dünyada benden dağınığı yok. Tabii ki katlayıp dolaba koymaya üşendiğim için koltuğumun üstüne atmıştım. Hemen onları üstüme geçirdim ve dışarı çıktım. Rüya da dışarıdaydı. Birlikte yürürken evimize yakın bir mağaza gördük ve içeri girdik. Mağaza çok güzel abiyelerle doluydu.
"Şanslısın kızım buradan bir şey almadan çıkamayız. Yürümemize gerek kalmayacak."
"Evet dünyanın en şanslı insanı karşınızda." dediğim an bir kadın bana çarptı ve yere yapıştım. Aynı zamanda en şanssız insanıydım. Rüya kendini tutma zahmetine girmeden kahkaha atıyordu. Ama sonra toparlandı ve bana bir elbiseyi gösterdi.
"Bak bu sana çok yakışır. Anında buldun elbiseyi. Yine sana şanslı diyeceğim ama yine yere kapaklanırsın diye korkuyorum."
"Şanslı falan değilim bu elbise ne böyle kısacık üstelik kırmızı."
"Baloda herkes böyle olacak. Herkes gruba elbiselerini atmış herhalde rahibe gibi olmak istemezsin."
"Tamam ver şu elbiseyi ama sadece deneyeceğim. Eğer beğenmezsem hiçbir şey almadan çıkarız."
"Hıhıhı kesin çıkarız canım."
"Hem niye bu saatte çıktık ki dışarı ne yapacağız on iki saat sabah dokuzdan akşam dokuza kadar. "
"İşimizi garantiye alayım dedim çünkü çene çalmaktan başka bir şey yapmıyorsun. Bu arada Kerim mesaj atmış. Bir arkadaşını getiriyormuş. Ufuk'muş adı. Aynı zamanda senin partnerin olacak."
"Tanımadığım biriyle dans mı edeceğim Rüya, saçmalama."
"Masal asıl sen saçmalıyorsun. Ne yapacaksın sanki çocukla. Sadece dans edeceksin. Orada kös kös oturmanı istemiyorum.
"Tamam ya. Ben şu elbiseyi giyeceğim, yoksa sabaha kadar kurtulamayacağım."
"Ha şöyle."
Kabine girdim. Elbiseyi şortumun üstüne giymeyi düşünüyordum ama vazgeçtim. Rüya'nın başımın etini yemesini istemiyordum. İşim çabuk bitti. Ama kabinde ayna yoktu. Mecburen beni ilk Rüya görecekti. Dışarı çıktım. Aynanın önüne geçtim. Gerçekten güzel durmuştu üstümde. Elbisenin üst tarafı vücuduma yapışmıştı. Alt tarafı kabarıktı, ama kısaydı.
"Bu elbise olmaz Masal. Akşam topuklu giyeceksin. Elbise iyice kısalacak. Hem de kabarık bir elbise kötü gözükür."
"Bir de topuklu ohh başka çay kahve."
"Sandalet mi istersin dur sana terlik verelim daha güzel olur. İtiraz yok sana başka bir elbise buldum bile."
Rüya'nın elinde siyah bir elbise vardı az öncekine göre daha uzundu ve dar bir elbiseydi. Tek kolluydu. Aslında elbise hoşuma gitmişti.
"İyi ver şunu da deneyeyim. Ama beğendim bu olabilir. "
"İlk önce senin üstünde görelim de sonra karar veririz."
Elbiseyi giydim ve dışarı çıktım. Bu sefer Rüya da gülüyordu. Anlaşılan beğenmişti. Elinde krem rengi stiletto vardı.
"Evet giy şunları da " dedi ve elindekileri bana uzattı. Giydim ve kendime baktım. Gerçekten şaşırmıştım. Güzel görünüyordum.
"Hıım güzel oldun ben de sen uyuşuklanırken elbisemi aldım" dedi ve bana kırmızı bir elbise gösterdi altına da siyah ayakkabılar almış. Aslında giymesini söylerdim ama şimdi sadece buradan çıkmak istiyordum.
"Seninkiler de güzelmiş hadi gidelim artık."
"Ödeyelim parayı da sonra kuaföre."
"Tamam da sana parayı kim verdi?"
"Babam tabii ki. "
Ödeyip çıktık kuaförde de işimiz bitti ben saçımı düzleştirirken Rüya da balerin topuzu yaptırmıştı.
"Tamam şimdi Kerimlerin yanına gidelim. Bizi bekliyorlarmış."
"Şimdi mi saat daha altı. Üç saat daha var."
"Okula erkenden gideriz. Siz de Ufuk'la kaynaşırsınız. "
Okula zaten yakındık yürüyerek gidebildik. Kapıda Kerim vardı. Kerim, Rüya'nın bir yıllık sevgilisi. Daha şimdi dikkatimi çeken çocuğa baktım. Kumral bir çocuktu. Gözleri elaydı. Gerçekten onu nasıl farkedemediğime şaşırdım. Gerçekten çok yakışıklıydı. Rüya beni o çocuğun yanına sürükledi.
"Merhaba Ufuk. Seni Masalla tanıştırayım."
"Merhaba küçükhanım."
Bunu Rüya'ya söylediğini sanmıştım ama bana bakıyordu.
Rüya "Ufuk ona küçükhanım deme bence "dedi ve kıkırdadı.
Biz Kerimle sohbet ederken Ufuk yoktu. Kerim'e sorduğumda tuvalettedir dedi. Ve saat dokuz oldu. Müdürün sesi bile çok garip geliyordu. Konuştu, konuştu, konuştu ve sonunda "Açılışımız için gençlerimizin dansını bekliyoruz." dedi. Rüya ve Kerim anında çıktılar. Rüya bana baktı ve sinsice gülümsedi. Hemen ardından Ufuk bana yaklaştı ve "Benimle dans eder misin küçükhanım?" dedi.
"Bana küçükhanım deme bence o Rüya'nın lakabıdır. Duyarsa bozulur." dedim ve güldüm. Ufuk ise "Daha sorumun cevabını almadım" dedi. Uzattığı eli tutup Rüyaların yanına gittik. Gözleri renk değiştiriyordu. Elini belime koyduğunda kalbimin sesi dışarıdan duyuluyordur diye korktum. Ve gece daha yeni başlıyordu.
ARKADAŞLAR UMARIM BEĞENMİŞSİNİZDİR. YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN. BÖLÜMLERİ ÇARŞAMBA VE PAZARTESİ ATMAYI PLANLIYORUM. ÖPÜLDÜNÜZ
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalandan Kalp
RomanceKendimi çok çaresiz hissediyordum. Hava buz gibiydi . Ben kaçtıkça o bana daha çok yaklaşıyordu. Aramızda çok az mesafe kalmıştı. Zaten bu topallayan ayağımla onun yanında nasıl bir şansım olabilirdi ki. Ona o kadar güvenmiştim. Ve şimdi ondan kaçı...