Merhaba sevgili okuyucularım :) Yepyeni bölümle karşınızdayım. Umarım bölümü beğenirsiniz. Sizden tek isteğim iyi kötü yorumlarınızı benden eksik etmemeniz.. Oy ve yorumlarınızı merakla bekliyorum ;)
Multi'de Oğuz,Emre ve Yusuf'un oyunu var. Naz ve Oğuz'un oynadığı oyunun temsili videosunuda sahnedeki ilgili yere bıraktım. İzlerseniz çok sevinirim ^-^İzleyemeyenler içinde videolardan yaptığım gıfleri bölümündeki sahnelerin arasına koydum. Umarım beğenirsiniz :))
Hatam,kusurum,eksiğim varsa affola...Rüyama ortak olun ;))
^^
!Gel ey sevgili
...İstersen yar ol gel...İstersen yara
Ne gönlümün derdini sor bana...Ne sararan yüzümü sor
...Ey gönlümün sol yarısı
,Aklıma koydum seni aklım almadı
.Kalbime koydum seni, sana doymadım
;Arşımın aşkı yar
...Aşk sandığınkadar değil yandığın kadar
Ağlatan Kafe(dans) melodisinin şiiri
Boğazım da düğümlenen yumruyu yok sayıp tekrar derin bir nefes aldım. Kapıdan girip bana doğru gelen yaşlı çifte ve yanlarındaki 5-6 yaşlarındaki kız çocuğuna bakarak gülümsedim. Gözlerimi böylesine yaşlarla dolduran bana geçmişi acısıyla tatlısıyla hatırlatan bu yaşlı çift Oğuz'un anne ve babasından başkası değildi.
Ankara da yatılı okurken aynı Banu'nun annesi gibi Oğuz'un anne ve babası da bize aile olmuştu. Hafta sonları mutlaka ziyarete giderdik onlara. Oğuz'dan ve Murat abiden ayırmadan severdi ikisi de bizi... Ankara'nın bana kattığı güzel ailemdi onlar benim. Oğuz'la aramızdaki yakınlığı da bilir ama hiç söze dökmezlerdi. Sırf ben utanıp sıkılırım diye susardı ikisi de biliyorum. Aklıma gelen anılar, Oğuz'un abisi Murat abiyi düşündükçe öz abimi kaybetmişcesine acıyan kalbim beni iyice sıkıştırırken zorda olsa topladım kendimi. Yüzümde özlem dolu bir gülümsemeyle kapıdan giren yaşlı çiftin yanına gittim.
"Sevilay teyze, Orhan amca hoş geldiniz."
"Naz kızım sensin dimi? "
"Evet benim Sevilay teyzecim" derken önce onun sonrada Orhan amca'nın elini öptüm.
"Hiç değişmemişsin kızım. Daha da güzelleşmişsin" diyen Sevilay teyzeye gülümsedim. O çok değişmişti. İlk göz ağrısı evladını toprağa verdikten sonra o eski neşesi sanki bir anda sönmüştü. Sanki gülüşlerini de gömmüştü toprağa Sevilay teyze.
Orhan amcanın elini sımsıkı tutak küçük kız çocuğu birini görüp 'aşyımmm' diye koşmaya başlayınca düşüncelerimden sıyrıldım. Kafamı çevirdiğimde küçük kız çocuğunu kucağına almış döndüren bir Oğuz beklemiyordum.
Oğuz kucağındaki kızla bize yaklaşırken ne kadar birbirlerine benzediklerini düşündüm. Küçük kız Oğuz gibi hafif esmer tenli, kahverengi gözlü, simsiyah saçlıydı. Aklıma gelen ihtimal dengemi kaybetmemi sağlarken Oğuz'un kızı olduğunu evlendiğini düşünmek bile istemedim. Derin bir nefes alıp saçmaladığıma emin olurken Oğuz kucağındaki küçük kızla yanımıza geldi. Küçük kıza dönüp konuşurken gözlerinin içi gülüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALP ZAMANI
General Fiction7/11/2016 Genel Kurgu İçinde #54 Bir öğretmen, kendini özel öğrencilerine adamış... İçindeki aşk yangınını gözyaşlarıyla kor tutmuş ufak bir kız... Bir asker, intikam için kandan yemin içmiş... Aşkını kalbinin toprağına gömmüş, o topraktan yeşeren f...