Bora sinirden kuduruyordu. Etrafta açık bir AVM bulamamışlar, buldukları mağazadaki elbiselerde ya çok açık yada bedenleri İnciye göre değildi. Öfkeyle bir soluk çekti içine. Sonunda yemeğe gelmişlerdi gelmesine de bir saattir İnciye bakan var mı diye etrafa bakınmaktan boynu acımıştı artık. Mirzanın sesiyle adama döndü.
"Öncelikle geldiğiniz için teşekkür ederim gençler. Yemek fikrinin biraz saçma geldiğinin farkındayım. Fakat sizinle ofis dışında konuşmak istediğim bir konu daha var."
Yeşimin çatık kaşlarına aldırmadan devam etti.
"Eğer ofisteki hâl ve hareketlerinizi beğenirsem sizi şirketin içini dizayn etme şansını verebilirim. Emin olun ki tanınan bir şirketiz ve bu işle sizde ün kazanma fırsatını bulabilirsiniz. Ve emin olun ki bu geçici bir iş değil. Sadece bir tane şirketim yok ve siz onları düzgün bir şekilde dizayn ederseniz boşta kalma gibi bir ihtimaliniz yok "
Mirza bu konu hakkında çok düşünmüştü. Tabiki de bu teklif sadece onlara kanı ısındığı için degildi. Karısının da bir şeylerden şüphelendiğinin farkındaydı. Karısına gülümseyerek sorun yok der gibisinden elini sıktı. Yeşim, Mirzanın niye böyle bir şey yaptığına anlam verememişti. O şirketteki elemanlarını özenle seçerdi ve özellikle tecrübeli olmalarına çok dikkat ederdi. Neden şimdi hiç tanımadığı iki genci işe almıştı ki? Aklındaki bu soruyla boğuşurken Mirzanın elini gülümseyerek sıkmasıyla düşünmeyi bıraktı. Mirza bir şey yapıyorsa bir bildiği vardır. Bu düşünceyle bakışlarını karşısındaki gençlere çevirdi. Gençlerin yanındaki kız en başından beri dikkatini çekmişti. Kırmızı göğüs dekolteli uzun bir elbise giymiş hafif sirt dekoltesiyle de elbiseyi tamamlamıştı. Kızın kızıl saçlarıyla baya uyum sağlamıştı. En sonunda merakına yenik düşerek sordu.
"Kim bu kız?"
İnci kadına minnettarlıkla baktı. Kendisini kimse tanıştırmadığı için bir an görunmez mi oldum diye düşünmüştü. Kendisini dışlanmış gibi hissetmişti. İncinin en nefret ettiği şeylerden biriydi. Elinde olmadan kendini üzüyor, bir özgüven zedelenmesi yaşıyordu. Kadına gülümseyerek cevap verdi."Ben Denizin kardeşiyim."
Kadının anlamayan bakışlarıyla karşılastığında abisini göstererek devam etti.
"Şu bir saattir somurtup duran, kızgın bakışlarla etrafa bakınan kişi benim abim oluyor."
Denizin kızgın bakışlarıyla karşılaştığında söyledikleri için bir an pişman olmuştu ama çimen gözün kahkahasıyla içi rahatladı. Kadına baktığında o da gülümsüyordu. Gülümsemesiyle cesaretlendi ve muhabbet açmak için konu aradı. En sonunda kadının durmadan elini karnına götürmesi ve karnındaki hafife şislikle gülümsedi.
"Hamile misiniz?" dedi heyecanla.
İnci çocukları çok seviyordu. Bu yüzden nerede hamile bir kadın görse seviniyordu."Evet canım iki aylık"
"Ay çok güzel Allah analı babalı büyütsün inşallah"
"İsmini buldunuz mu? Cinsiyeti belli mi? Odasını yaptınız mı?"
İnci heyecanla sormaya devam ediyordu. Bora onun bu halini izlemekten kendini alıkoyamadı. Şu an o kadar güzeldi ki bakışlarını ondan çekemiyordu. Aklına gelen düşünceyle hemen etrafına baktı. Fakat herkesin kendi halinde olduğunu görünce rahat bir nefes aldı. Zaten daha sonra İnciyle Yeşim muhabbete devam etmişler ve sonrada yemeğe gömülmüşlerdi. Masada bir sessizlik olunca Bora fırsat bu fırsat diyerek söze başladı."Teklifiniz için çok teşekkür ederiz. Fakat bizim hayalimiz sadece bir ofis açmak gerisi yok."
"Çok ani karar veriyorsun" dedi Mirza "Biraz daha düşünün hem daha arkadaşına sormadın. Onun fikri de çok önemli. Siz biraz daha düşünün bana haber verirsiniz."
Bora Denize bakarak konuşmaya başladı.
"Kardeşiminde benimle aynı fikirde olduğuna eminim. Ama biraz daha düşüncez." Bora söylediklerinden emindi. Onların hayali sadece bir ofis açmak, kendi işlerini kurmaktı. Bu şirket işi onlara göre değildi. Teklif gerçekten çok güzeldi. Fakat Bora bir şeylerden şüphelenmişti ve bu işin başlarına bela açacağını düşünüyordu.
Denizin söyledikleriyle derin bir oh çekti Bora.
"Kararımız kesin ama dediğiniz gibi olsun biraz düşünelim."
Mirza gençlerin söylediklerinden sonra hafif sinirlendi ama belli etmemeye çalıştı. Karısına dönerek
"Canım kalkalım mı?
"Tabi"
"Tanıştığıma memnun oldum gençler. Cavabınızı bekliyorum iyi günler"
"İyi günler"
Yeşim kocasının neden böyle davrandığına anlam veremiyordu. Gençlere mahçup bir şekilde bakıp oradan ayrıldılar.
İnci ise arkalarından söyleniyordu."Kendini beğenmiş adam hiç sevmedim ben bunu" diyerek Denize baktı.
"Boşver güzelim hadi bizde gidelim."
"Ben sizi bırakılım"
"Yolda bırakmada" diyerek önlerinden gitti Deniz. İnci ise anlamayan bakışlarını ikisinin üstünde gezdiriyordu."Ben hiçbir şey anlamadım."
"Bu sefer anlamasan daha iyi ufaklık."
İnci kurcalamaya devam edecekti ki kollarına örtülen ceketle bir an irkildi ve şaşkınlıkla arkasına baktı. Bora sadece beyaz gömleğiyle kalmıştı. Siyah saçları hafif dağılmış ona çekici bir hava katmıştı. Çimen yeşili gözleriyle yine çok yakışıklı duruyordu. Şımarmış bir vaziyette çimen göze döndü."Çimen göz çok güzel olduğumu biliyorum ve her şeyin bana yakıştığını da ama üzülmene gerek yok ceket sende de fena durmamıştı."
Bora gülerek cevap verdi. Onun bu hallerine bayılıyordu. Sadece onun yanında böyle şımarmasına
"Teveccühünüz küçük hanım idare ediyorum işte senin kadar olmasakta"
İnci onun bu cümlesine gülmeden edemedi. Tam cevap veriyordu ki abisinin sesiyle susmak zoruna kaldı.
"Acele etsenize ne konuşup dutuyorsunuz. Bir daha arabamsız dışarı çıkarsam zaten"
İnci ise söylenmeden duramadı. Zaten çok az konuşabiliyorlardı, bir de abisinin sayesinde onuda yapamamışlardı. Acaba dedi içinden onun bu korumacı tavırlarına, eğlenceli konuşmalarına ve o çimen gözlerine bakmaya bir gün doyabilecek miyim? "
Hiç sanmıyorum dedi içinden ama olsun dedi o hep yanımda olsunda ben onu izlemekten hiçbir zaman bıkmam..Bu bölüm içime sinmedi ama yine de paylaştım. Yorumlar benim için gerçekten çok önemli. Yorum yaparsanız sevinirim. Fikirlerinizi çok merak ediyorum. Telefondan yazıyorum yazım yanlışlarım olabilir. Tekrar görüşmek üzere 😊😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küt Küt Atıyor Kalbim
Teen FictionTelefonun sesiyle deli dana gibi dolaşmayı bıraktı İnci. Bazen öyle gereksiz şeylere kızıyordu ki kendisi bile şaşırıyordu buna. Bu süre zarfında önüne gelen herkese bağırıyor kendisi nasıl sinirlendiyse etrafındakileri de sinirlendirmek istiyordu...