"Sera kola nerede?" Omuz silkti. "Bitti." Yavaş adımlarla Sera'ya yaklaştım. "Ne demek kola bitti?!" Teslim olurcasına ellerini kaldırıp birkaç adım geri gitti. "Tamam o zaman taş kağıt makas yapalım. 3 olan kazanır. Kaybeden gidip kola alır." Başımı sallayarak onayladım.2 dakika sonra
"Allah belanı versin Sera. Senin gibi kanka olmaz olsun. Ne olurdu bir kerecik kıyak geçsen de sen gitsen kola almaya?"
"Olmaaz."
"Neden? Neden bir kerede bana acımıyorsun?"
"Çünkü acınacak bir halin yok Kayra."
"Tüh! Allah senin belanı versin."Cebimdeki bozuk paraları yoklayıp sinirle evden çıktım. Oflayarak gecenin bir yarısında açık market aradım. Ağaçların arkasından birinin beni izlediğini farkettim. 'Burası İstanbul gayet normal bir şey' diye düşünsemde şahıs benim peşimden geliyordu.
Yumruklarımı sıkıp derin bir nefes aldım. Şahsa yaklaştım. "Sen kimsin lan? Niye beni takip ediyorsun?" Bacaklarının arasına bir tekme savurunca inleyerek uzaklaştı.
Gece gece market bulmak kolay değil. Ben o Sera'ya yapacağımı biliyorum. Tam umudumu kesip eve dönerken bir el beni kolumdan kavradı ve ağzımı kapattı. Kollarımı bir yana ayaklarımı öbür yana savururken bir yumruk sesi işittim ve ağzımdaki el gevşedi.
Arkamı döndüm ağzımı tutan adam sandığım iri cüsseli adam yerde yarı baygın yatarken hızlı nefes alış veriş sesleri duydum. Başımı yerde yatan adamdan kaldırdığımda yüzüme kocaman bir gülümseme yayıldı.
"Anıl! Senin ne işin var burada?" Anıl'a sarılıp konuşmaya devam ettim. "Ne zaman geldin? Ah! Sera seni gördüğüne çok mutlu olacak."
Kollarımı boynundan çekip yüzüne baktım. Sakalları çıkmış, saçları kavga ettiğinden mi bilmem dağılmıştı. Kas yaptığını gayet rahat farketmiştim.
"Sizi görmeye geldim. Bugün sabah geldim. Evet Sera geldiğime çok mutlu olacak." Ellerini dar pantolunun cebine sokup nefes almadan konuştuğu için derin bir nefes aldı. "Artık eve gitsek?"
"Sera'ya kola almadan olmaz kaçak abisi." Yere bakıp güldü. "Pizza partisini mi kaçırdım?" Yürürken cevap verdim. "Aynen öyle."
♡
"Harbi malsın, biliyorsun değil mi?" Anıl'ı omzundan hafifçe ittirdim. İşaret parmağını sallayarak 'cık cık'ladı. "Sende hala terbiyesizsin biliyorsun Kayra değil mi? 4 yıl geçti aradan hiç değişmemişsin."
"Biliyorum. İltifatın için teşekkürler." Sırıttı. "Ne zaman istersen."
Konuşa konuşa eve varmıştık. Kapının önüne geldiğimizde Anıl'ı sakladım. Zile bastım. Kapı anında açılınca ters ters Sera'ya baktım. "Kayra! Neredesin sen? Yarım saat oldu. Eee... Market bulabildin mi?"
Gülmemek için kendimi zor tutuyordum. "Merak etme. Market buldum. Kasada bir de promosyon olarak Anıl'ı verdiler."
Ellerimi açarak Anıl'ı gösterdim. "A-abi! S-sen nereden çıktın?" Anıl gözlerini devirdi. "Süpriz yumurtadan. Bugün aynı soruyu ikinci defa duydum."
Biz içeri girerken pizzacı da dört kutu karışık pizza ile geldi. Şimdi 'nasıl bu kadar yiyip de kilo almıyorsun' diye soracaksınız. Çünkü...
...
Allah öyle yaratmış.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasak Kız
Mystery / Thriller"Sen de kimsin ve benim sıramda ne arıyorsun?" Gözlerimden ateş çıkabilirdi. Hatta çıkmış bile olabilir. "Ben Bora Çetiner..." Durakladı. "Ve artık burası benim sıram. Ayrıca tanıştığıma memnun oldum." Bana uzattığı eline öfkeyle baktım. "Nedense...