Kısa Ship Hikayeleri -Miraculous-

Först Şip : Adrinette

"Pekala,artık Uğurböceği'nin bizim okulda okuduğunu biliyoruz." Marinette telaşlandı.
"Kim acaba?"
"Kim bilir?" Diye geçiştirdi.
"O maskenin arkasındaki kim bulacağım!" Marinette ağzını konuşmak için açtı.
"Alya?"
"Evet?"
"Ya...Ya Uğurböceği sandığın gibi biri değilse?"
"Bunun sanmakla alakası yok! O harika biri,ve onun kim olduğunu öğrendiğimde peşini bırakmayacağım!" Marinette güldü. Bazen keşke açıklayabilsem diye düşünüyordu. Aradada Kara Kedi'yi düşünüyordu. Peki o kimdi? Nerede okuyordu? Peki o ne düşünürdü Uğurböceği hakkında?
Leydisi hakkında?
Okul bu düşüncelerle biterken Marinette'in pembe çantası açıldı.
"Neyin var Mari?"
"Bilmiyorum Tikki. Çok endişeliyim. Ya kimliğim açığa çıkarsa? Ya kimsenin istediği kişi olamazsam?"
"Endişelenme,herkes Uğurböceğine bayılıyor! Yani sanada bayılıyorlar,sen harika birisin." Marinette gülümsedi.
"Teşekkür ederim Tikki." Birden Tikki içeri girdi.Marinette önüne bakmasıyla birinin ona çarpması bir oldu ve o kişi yere düştü.
"İyi misin?!" diye sordu Mari endişeyle.
"E-evet..." Bu Adrien'dı.
"A-A-Adrien?! Noldu?" Adrien burnunu çekti.
"Babamla kavga ettik. Bende evden kaçtım." Marinette tebessüm etmeye çalışarak elini uzattı.
"Biraz dertleşmek ister misin?" Adrien Marinette'in elini tutarak ayağa kalktı.
"İyi olur." Birlikte bir kafeye oturdular.
"Babam beni hiç dinlemiyor ve ilgilenmiyor." Bıkkınca nefesini verdi Adrien.
"Bazen...Gerçeken oğlu muyum diye düşünüyorum." Marinette'in gözleri dolmuştu. Elini Adrien'ın elinin üstüne koydu.
"Olanlar için çok üzgünüm."
"Senin hatan değil." Adrien birden bedeninin sarıldığını hissetti. Oda kollarını kızın beline sardı. Marinette kızarıp ayrılmaya çalıştı ama Adrien onu daha sıkı sardı. Birkaç saniye daha öyle kaldılar.