Yazar aldı kalemi;
Kitboğa çatallaşmış sesiyle tekrar Baybars'a seslendi
"Sayıları çok fazla ya baş edemezsek?"
"Ben bu ormanı avucumun içi gibi bilirim. Eğer onları burada yenemezsek ormana çıktığımızda hiçbir şansımız kalmaz. Önemli olan onları bu tuzağın içine çekebilmek." Dedi ve uçurumun kenarına son çalıyı da attıktan sonra elini çırptı ve Kitboğa'ya bakmaya başladı Baybars.
"Bin yıl düşünsem aklıma uçurumun kenarına çalılarla bir tuzak kurmak gelmezdi."
"Hava kararmak üzere olduğu için burada uçurum olduğunu göremeyecekler. Peşimizden atlarını buraya sürdüklerinde ise buradan düşerek ölecekler." Baybars gülümsedi. Ama Kitboğa'nın hala kuşkuları vardı.
"Burada iş bizde bitiyor." Dedi ve kaşlarını çatarak Baybars'a baktı .
"Bizi asla görmemeliler. İki kişi olduğumuzu anlarlarsa peşimize on adamdan fazlasını göndermezler. Ama ne kadar kalabalık olduğumuzu düşünürlerse o kadar çok şövalye peşimizden gelir ve o kadar çoğu ölür."
"İnşallah anlımızın akıyla çıkarız bu işten." Dedi Kitboğa ve atının üstüne atladı.
Baybars'ta atına binince ağır aksak kervanın ilerlediği patikaya doğru yol aldılar.
Kitboğa endişeli bir ses tonuyla tekrar sordu.
"Kalabalık olduğumuzu nasıl belli edeceğiz."
"Önemli olan okları hızlı atmak."
"Doğrusu ok atmada kılıç kadar iyi değilim. Ama hedefi at sırtında da olsa vururum. Yine de çok hızlı olduğumu söyleyemem."
"Ok atış tarzınız farklı çünkü. Benim tekniğim sizinkinden çok daha farklı. Buraya geldiğimden beri dikkat ediyorum kimse bu tekniği bilmiyor."
"Ok atmanın kaç farklı şekli olur ki?"
Baybars atını durdurdu ve güldü. Sonrada sadağından üç tane ok çıkardı. Kitboğa'ya bakarak;
"Siz sadaktan bir ok alıyorsunuz ve bu oku attıktan sonra tekrar yine sadaktan ok alarak yayın içine yerleştiriyorsunuz."
Kitboğa "Olması gereken bu değil mi zaten?"
"Bu çok zaman kaydettirir bize. Önemli olan oku en kısa zamanda yayın içene yerleştirip atmaktır."
Elindeki üç oku göstererek;
"Bak şimdi. İlk oku yayın içine yerleştirdikten sonra."
Okunu yayın içine yerleştirdi ve ikinci oku yayı tutan sağ elinin başparmağının arasına ters bir şekilde koydu.
"İkinci oku da tam bu şekilde yerleştirmelisin. Ve üçüncü okta tam bu şekilde önümde durmalı. Böylece ilk oku atar atmaz ikinci oku yayın içine yerleştiririm bu sırada da üçüncü oku başparmağımın arasına alırım."
Ağzı açık kalmış, şaşkınlıkla Baybars'ı izleyen Kitboğa
"Böylece bizler bir ok atana kadar sen üç ok atmış olacaksın." dedi
"Aynen öyle. Böylece haçlılar bizi en az beş kişi sanacaklar."
"Bu hiç görmediğim ve duymadığım bir ok atış şekli Baybars. Ama böylesine bir teknik savaşlarda çok işimize yarayacaktır. Yine de ben kendi bildiğim şekilde atmak istiyorum oku. Senin gösterdiğin gibi oku atmam için biraz çalışmam gerekiyor ve şuanda bunun için vaktimiz yok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAYBARS Düşüş (DÜZENLEMEDE)
Historical FictionSonumuz hikayemizin başladığı yerdi. Yaşlı kadın bana biraz daha yaklaşarak bu seferde; "Mısır'ın ve Suriye'nin en güzel sultanı, kraliçesi" demişti. Artık onu duymazlıktan gelmeye dayanamayarak başımı onun olduğu tarafa çevirmiş, insanın içine işl...